Anayasa ÖZETİ| Mahkemesi (AYM), iktidarın “sansür sopası”na dönüşen Basın İlan Kurumu’nun (BİK) cezalarına karşı ders gibi bir örnek karara imza attı. BİK tarafından gazetemize 13 haber ve köşe yazısı; Sözcü’ye beş, Evrensel’e üç ve BirGün’e bir haber nedeniyle çeşitli tarihlerde verilen cezalar nedeniyle basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildi.
İŞTE O HABERLER
Gazetemiz Cumhuriyet’e; 2015’te yaşamını yitiren Cüneyt Arcayürek’in 28 Şubat 2013’teki “Artist” başlıklı yazısı ile 22 Mart 2016’daki “Yetim çocuklara cihat çağrısı yaptırdılar”, 15 Nisan 2020’deki “Pergolayı koydurduk”, 16 Nisan 2020’deki “Haberden terör çıkaranlara sert tepki: Cumhuriyet susmaz”, “İşine gelmeyince terör”, “İtiraf gibi açıklama”, “Suçüstü yakalandılar”, “Yarım günde sözleşme yapmak vahim”, “Pergolacığı neden söktün”, 17 Nisan 2020’deki “Altun yılda 3 bin 100 TL ödeyecek- Bahçenin kirası ayda 258 lira”, “İdari soruşturma açtınız mı?”, “Basın özgürlüğüne yeni darbe” ve “Olayların Ardındaki Gerçek-Hukuk önünde herkes eşittir” haber ve yazılar nedeniyle BİK tarafından reklam ve ilan kesme cezası uygulandı.
Cezalara yönelik itirazların reddedilmesi üzerine gazetemiz, cezaları ayrı ayrı AYM’ye taşıdı.
OYÇOKLUĞU İLE KARAR
Sözcü, Evrensel ve BirGün’ün de verilen ceza nedeniyle yaptığı başvurular ile gazetemizin başvurularını birleştiren AYM, pilot karara imza attı ve oyçokluğu ile basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Beş isim karara muhalif kaldı. İddia ve delillerin incelenmediği aktarılan kararda, “Mevcut başvurulara bakıldığında, birbirini tekrarlayan bu tür kararların sistematik bir soruna işaret ettiği değerlendirilmiştir. Basın özgürlüğüne yönelik müdahalede kullanılan araç kanuni güvenceden yoksun olduğu gibi, bu aracın kullanılmasının nedenleri de ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya konulamamıştır” denildi.
"KEYFİ MÜDAHALE"
BİK Yasası’nın da eleştirildiği kararda, “resmi ilan ve reklam kesme cezası gerektiren fiillerin ve bu fiillere karşı öngörülen ceza miktarlarının çerçevesinin çizilmediği, basın ahlak esaslarını belirleme yetkisinin tamamen idareye bırakıldığı, bunun anayasa ile bağdaşmadığı” kaydedilirken ceza konusunda kapsamlı bir takdir yetkisi tanındığı vurgulandı. Kararda, “Bu tür bir takdir yetkisi, somut başvurularda olduğu gibi ifade ve basın özgürlüklerine yönelik geniş bir müdahale alanı yaratmakta; kuralları, potansiyel ihlallere ifade ve basın özgürlüklerinin aleyhine olacak şekilde geniş yorumlanmaya ve keyfi müdahalelere açık hale getirmektedir” denildi. Kararda, “BİK’in yetkisinin sınırlarının öngörülemez biçimde geniş tutulduğu, itiraz usulünde belirsizlikler olduğu, itiraz ile sonuç alınma ihtimalinin bulunmadığı” aktarılarak mevcut sistemin yeniden alınması gerektiği kaydedildi.
"CEZA ARACI OLDU"
BİK’in 2020’de 572 gün resmi ilan ve reklam kesme cezası verdiğine de işaret edilen kararda, “Kuruma verilen yetkinin, basının etik değerlerini düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu gözlemlenmiştir. Resmî ilan ve reklam kesme cezalarına ilişkin koşulların çerçevesi çizilmeli, belirli bir açıklık ve kesinlikte olan ifadelerle kanun maddesi şekli ve maddi yönden yeniden düzenlenmelidir. Cezalara itiraz yolu düzenlenirken derece mahkemelerinin bu davalara hangi sıfatla bakacakları, uygulayacakları yargılama usulünün kapsamı net bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.” ifadeleri kullanıldı.
ÇOK ÖNEMLİ GELİŞME
Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Mahcemal Seyhan, “Son yıllarda kendi görüşünden olmayanı cezalandıran bir kuruma dönüşen BİK açısından dikkate alınması gereken önemli bir karar. Alınan karar basın özgürlüğü adına çok önemli bir gelişme” diye konuştu.
MEHMET DURAKOĞLU: DÜZENLEME YAPILMALI
Karara ilişkin Cumhuriyet’e konuşan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Bu açıdan kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Yeni bir düzenleme olmalı. Siyasal iktidarların özellikle basına müdahale etme olanağını ortadan kaldıran düzenlemelere ihtiyaç var. Temel sorunumuz bu noktada. Bunlar yapılmadığı sürece basın özgürlüğünden söz etme olanağı yok” dedi.
HAMDİ YAVER AKTAN: BASIN İÇİN SEVİNDİRİCİ
Yargıtay 18. Ceza Dairesi Onursal Başkanı Hamdi Yaver Aktan, “Benim için üzücü olan, bu sorunun Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin çözmesi gerekirken AYM’ye kadar gidilmesi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de bu kararı verebilirdi” dedi. AYM’nin evrensel hukuka ve teorik bakışa uygun karar verdiğini vurgulayan Aktan, cezaların ölçüsüzlüğünün saptandığını aktardı. Aktan, BİK yasasına işaret ederek, “Öncelikle ve ivedilikle yapılması gereken, 195 sayılı kanunun 49. mddesinin yasama organı tarafından değiştirilmesi gerekliliğidir. Bu yasama organına bir müdahale değildir. Evrensel ölçütlere ve kurallara, öğreti ve evrensel içtihatlara göre düzenleme yapılmalı. TBMM’nin bunu dikkate alacağını düşünüyorum. AYM çok güzel bir karar vermiş. Karar, bütün basın yayın organları için sevindiricidir” ifadesini kullandı.
www.idrak34.comEditor : Şerif SENCER