Tıpkı ÖZETİ| herkesin elinde bir telefon olduğu gibi tüm evlerde de mutlaka bir televizyon var ve bu ekranlar, karşıdan bakıldığında talebin oldukça fazla olacağını düşündüren bir kullanım alanına sahip.
Peki ürün skalası bir hayli geniş bir şirket olan Apple’ın televizyon üretmeme sebebi ne olabilir?
Sektörün uzmanları, televizyonları 7 ila 8 yıl arasında bir yükseltmemizi önerir fakat çoğumuz, ekran teknolojisinde önemli bir değişim olmadıkça ve hatta bozulmadıkça televizyonlarımızı değiştirmeyiz.
Bu değişimden kasıt; televizyon ekranlarının DLP’den Plazma’ya, Plazma’dan LCD’ye, devamında LED’e ve OLED’e yükselişidir. Bu geçişler de aşağı yukarı 10 yılda bir gerçekleşir ve o zaman bile çoğu müşteri, eğer işini görüyorsa yükseltmek amacıyla televizyonunu değiştirme zahmetine girmez.
Bu durum, uyguladığı çeşitli pazarlama stratejileriyle bilinen ve ürettiği ürünlerin, düzenli olarak yenilenmesini isteyen Apple’ın elini kolunu bağlar nitelikte. Yani Apple genel anlamda; akıllı telefon, bilgisayar ve tablet gibi değişim döngülerinin yüksek olduğu sektörlerde rekabet etmek istiyor ve bu doğrultuda ilerlemeyi tercih ediyor.
Mantıken aynı telefonu ya da bilgisayarı 10 yıl boyunca kullanmak oldukça zor ancak televizyon için de bu oldukça olası.
Bu sebeple Apple eğer bir televizyon üreticisi olsaydı, satışlarını yüksek tutmak ve her yıl yeni müşteriler bulmak adına çetin bir savaşa girmiş olacak ve mevcut kullanıcılara yükseltilmiş ürünler satmak, bu şirketi bir hayli zorlayacaktı.
Ayrıca televizyon endüstrisi için söz konusu olan kâr marjı gibi bir engel daha var. Apple donanımda yaklaşık %35’lik marjlar görmeye oldukça alışkın ve diğer teknoloji şirketlerine oranla, bu yüzdelik Apple için bir hayli başarılı. Fakat televizyonlar telefon ve bilgisayarlara oranla, kâr marjı %10-20’lerde gezen çok daha düşük ürünler.
Böylelikle Apple’ın hâlihazırda sürdürdüğü kâr marjı dikkate alındığında, bu şirketin düşük satış hacmine ve kâr oranlarına sahip bir sektöre girmesi pek de mantıklı olmayacak.
Ancak farz edelim ki Apple, istedikleri kârı sağlayan yüksek fiyatlı bir akıllı TV piyasaya sürdü. Peki alıcıları, piyasadaki ürünlere göre daha yüksek fiyatlı bir Apple TV almaya teşvik edecek ve özel hissetirecek şeyler neler olabilirdi?
Televizyonları hiç şüphesiz tablet ve bilgisayarlardan farklı bir kategoriye sokmak gerekir. Televizyonlar, gelişmiş bir işletim sistemine veya sürekli olarak kullanıcı etkileşimiyle şekillenen ürünler değildir. Sizi tatmin edecek bir yazılım arayüzü ya da bazı uygulamalar ekleseniz bile, bu televizyona sahip olmak için ödediğiniz yüksek fiyatlar muhtemelen sizi yine tatmin etmeyecektir.
Söz konusu televizyonlar olduğunda dikkat ettiğimiz bir numaralı özellik kuşkusuz ekranları. Kontrast oranı, parlaklığı, piksel yoğunluğu ve geçiş hızı…
Ürünlerin ekranları kimi zaman LG ve Samsung tarafından üretilen Apple için, böylesine ayrıntılı bir proje muhtemelen zorlu olacaktı. Ayrıca dikkati çeken bir başka nokta var ki o da LG ve Samsung gibi markaların, bu anlamda birkaç adım önde olduğu. Bu sebeple bir Apple televizyonu, aslında bazı ekstra yazılım özelliklerine sahip olsa da kabaca bir Samsung paneli olmaktan geri duramayacaktı.
Düşünmeye devam edelim. Apple, üreteceği televizyonları daha farklı nasıl özgünleştirebilirdi?
Söz konusu tasarım olduğunda, modeller arasında gözle görülür bir biçimde farklılık gösteren tek unsur stantlarıdır. Akıllı TV’lerin tamamı, duvarı monte edildiğinde neredeyse aynı görünür ve bu sebeple müşteriler, herhangi bir tasarım değişikliğini pek de önemsemez.
Az önce de bahsettiğimiz bu noktada Apple, televizyonlarına çeşitli uygulamalar ekleyebilir ve işlem sisteminin üzerine biraz daha koyarak bu anlamda kendini geliştirebilir. Ayrıca yine daha gelişmiş ve farklı özellikler sunan bir uzaktan kumanda ile aslında farkını ortaya koyabilir. Diğer Apple ürünlerinin, televizyonlara kolaylıkla entegre edilebilmesi de bir hayli ilgi çekici olurdu.
Fakat bu iyileştirme fikirlerinin neredeyse tamamı yazılım tabanlı.
Tüm bu unsurlar değerlendirildiğinde Apple’ın bir televizyon üretimine başlaması hiç de mantıklı değil. Ayrıca müşteriler için dikkati çeken başlıca şeyler maalesef ekran paneli veya stand değil, yazılım. Yazılım da elbette bu şirketin en gelişmiş uzmanlık alanlarından biri.
Bu noktada en büyük artı üretim maliyeti, fabrikasyon ve laboratuvar yatırımı gibi unsurlar şirkete yük bindirecekken, yazılımın masrafsız olması. Bu nedenle Apple, televizyonun kendisini üretmek yerine bir televizyon yazılımı oluşturmakta karar kıldı.
Apple TV olarak sunulan bu ürünün hacmi bir hayli küçük, taşınması kolay, üretim ve nakliye maliyetleri de düşük.
Bu ürün, klasik televizyonlarda olduğu gibi çok sayıda farklı bileşene ihtiyaç duymaz ve böylelikle Apple’ın yüksek bir kâr marjı sağlaması da oldukça muhtemel hale gelir. Yine müşteriler, son teknolojiden bir adım geride kalmamak adına sahip olduğu televizyonu değiştirmek zorunda kalmaz, bu cihazı satın alarak yoluna devam eder.
Apple TV’ye dair daha hızlı ve gelişmiş işlemci, 4K desteği, Dolby Vision ve yeni desteklenmeye başlanan HDR10+ gibi gelişmiş HDR formatları da bu ürünü, öne çıkaran özelliklerinden. Özetle Apple, her zamanki gibi ayaklarını yere sağlam basıyor ve ürettiği ve üzerinde çalıştığı ürünlerle teknolojiye ne şekilde yön vermesi gerektiğini bir hayli iyi biliyor.
Apple TV'yi incelemek ve satın almak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. #işbirliği
Peki Apple, klasik bir televizyon üretseydi nasıl görünürdü? Bu soruyu Midjourney'e sorduk ve bakın nasıl bir cevap aldık:
Alışmış olduğumuz klasik televizyonlar ve Apple TV hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Kaynaklar: Apple Explained, Time
Editor : Şerif SENCER