Yaşam

'Anne yoksunluğu otizme dönüşebilir' uyarısı

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bazı çocuklarda ortaya çıkan anne yoksunluğu sendromunda çocuğun sürekli ağladığını, çocuğun yanına biri yaklaştığında annesi zannederek sustuğunu, kişi annesi değilse ağlamaya devam ettiğini bel

'Anne yoksunluğu otizme dönüşebilir' uyarısı
08-01-2023 08:33

Psikiyatrist ÖZETİ| Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanma olgusunun bebeğin gelişiminde ve yaşamın ilerleyen yıllarındaki etkisi ve önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"BAĞLANMAK TEMEL BİR İHTİYAÇ"

Bağlanma olgusunun çocuğun gelişiminde mutlaka ele alınması gerektiğini belirten Tarhan, "Bağlanmanın nöropsikolojik boyutu var. Hormonlarda bağlanma hormonu tespit edildi. Oksitosin hormonu, bu hormon en yüksek emziren annelerde salgılanıyor. Oksitosin hormonuyla ilgili maymunlarda deney yapılıyor. Oksitosin hormonu verilen erkek maymunlar, türlü şeylerle daha çok ilgileniyor, yavruları ile daha çok ilgileniyor, eşi ile daha çok ilgileniyor. Bağlanma ile ilgili olarak beyinde doğuştan genetik bir kodlarımız var. Bağlanma, yemek, içmek ve barınmak gibi temel bir ihtiyaç" ifadelerini kullandı.

"KORKU DUYGUSU HİSSEDİYOR"

Bağlanmanın psikolojik ihtiyaç olarak görüldüğünü ancak nöropsikolojik bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Tarhan, "İnsan bağlanma ihtiyacı ile doğuyor. Bebek ilk doğduğu zaman, ilk karşılaştığı şey nedir? Ciğerleri birdenbire soğuk bir hava alıyor ve korku duygusu hissediyor. Korku duygusu ile ilgili hemen sığınacak bir liman arıyor, bu da annesinin kucağı oluyor. Güvenli bağlanmanın ilk adımı oluyor. Anneye sığınıyor, annenin kokusunu alıyor, anne emziriyor ve böylece bebek rahatlıyor." açıklamasında bulundu.

"ANNE YOKSUNLUĞU OTİZME DÖNÜŞEBİLİR"

Bazı çocuklarda ortaya çıkan anne yoksunluğu sendromunda çocuğun sürekli ağladığını, çocuğun yanına biri yaklaştığında annesi zannederek sustuğunu, kişi annesi değilse ağlamaya devam ettiğini belirten Tarhan, “Annesi ise kabullenir. Bu uzun zaman devam ederse anne yoksunluğu, çocukta otizme dönüşüyor. Onun için anne -çocuk ilişkisinde 2-3 yaş çok önemli. Anne veya anne yerine geçen kişilerle çocuk arasında kalıcı, tutarlı ve devamlı ilişki gerekiyor. Kaçıngan bağlanmaya neden olan bazı anneler tutarsız davranırlar. Sabah çocuğu şapur şupur öperler. Öğleden sonra seni niye doğurdum diye azarlarlar. Çocuk böyle olunca seviliyor mu, sevilmiyor mu anlayamaz, duygu durum bozukluğu olan kişilikler gelişir. Bu öğrenilen bir davranıştır” açıklamasını yaptı.

"EN ÇOK PARÇALANMIŞ AİLELERDE RASTLANIYOR"

Bağlanma ihtiyacının biyolojik olduğunu, bağlanma davranışının kültürel ve öğrenme ile olduğunu bildiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şu ifadeleri kullandı:

“Onun için aile çok önemlidir. Bağlanma sorunlarına en çok parçalanmış ailelerde rastlıyoruz. Anne ve baba çocuğun iyiliği için bir araya gelirler. Çocuk bunu görünce bağlanma ile ilgili korkusu gider. Çocuğun gülüp rahatlayabilmesi, bu bağlanma ihtiyacının karşılandığını gösterir. Mesela anne sabah işe giderken sabah çocuğun başını okşayarak ‘İşe gidiyorum ama akşam geleceğim’ diyecek ve gelecek sözünü tutacak. Eğer hiçbir şey söylemeden bakıcıya bırakıp sessizce giderse çocukta bu durum kaygılı bağlanmaya dönüşüyor ve anneye güven zayıflıyor. Onun için kararlı, tutarlı ve devamlı ilişki bağlanmanın temelidir yani sihirli kavramıdır aslında.”


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER