
Doç. Dr. Okçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat sürecince Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştığını, hakkında 28 Şubat kararlarına uymadığı, başörtülü öğrencilere destek verdiği, eşi başörtülü olduğu için onlarca kez soruşturma açıldığını söyledi.
Adının fişleme dosyalarında çıktığını kaydeden Okçu, hak ettiği akademik kadronun ise 28 Şubat darbesine karşı çıktığı için yıllarca verilmediğini belirtti.
28 Şubat'ın Milli Güvenlik Kurulu kararları olduğunu anımsatan Okçu, bu kararların uygulanmasına başlandığında bazı kurumların ağırdan aldığını ancak rektörlerin doğrudan cumhurbaşkanlarına bağlı olmaları nedeniyle üniversitelerde sıkı bir şekilde uygulandığını anlattı.
28 Şubat kararlarının en ağır şekilde üniversitelerde hissedildiğini aktaran Okçu, şöyle konuştu:
"Öğrencilerimizin başörtü ile okula gelmesi engellenmeye çalışıldı. Sadece bununla da yetinmediler. Hocalara da görev verdiler. Her birimize her derse girişimizde birer tutanak verirlerdi. 'Gireceksiniz sınıfa başörtülüleri sınıftan atacaksınız, çıkmayan olursa şu tutanağı tutacaksınız, idareye vereceksiniz ve idari bunlar hakkında soruşturma yapacak.' deniliyordu. Bu uygulamayla hocalar ile öğrenciler karşı karşıya getiriliyordu. Öğrenci zaten tutanağa girdi mi hakkında soruşturma yapılırdı, hoca eğer yazmazsa bu sefer hoca hakkında soruşturma yapılıyor ve okuldan atılıyordu."
O süreçte fişlendiği için türlü bahanelerle yıllarca ünvan alamadığını belirten Okçu, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Doktoramı bitirmeme rağmen 5 yıl süreyle yardımcı doçent kadrosu alamadım. Doktora sürecinde defalarca kaydım silindi. Mahkemeler tarafından haklı görüldüm. Tekrar kaydımı yaptım. Bitirdim, diploma vermediler. Mahkeme kararıyla diplomamı aldım, bitirdim. Diplomamı üniversiteye verdim. Bu sefer üniversitem benim hakkımda soruşturma başlattı"
Okçu, yaşadığı haksızlıklara karşı hukuk sisteminin de 28 Şubatçıların kontrolünde olması nedeniyle çalışmadığını ifade etti.
Doç. Dr. Davut Okçu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hukuk tamamen 28 Şubatçıların kontrolünde olduğu için hukuk da çalışmıyordu. Mesela defalarca mahkemelere gittim. Hakkımda soruşturma yapıldı. Mahkemelerde dava açıldı. Darbeler millet iradesine yönelik bir hak ihlali. Her on yılda bir darbe olmuştur. Her on yılda bir omuzu kalabalık apoletliler tarafından bir darbe yapılmış. Dolayısıyla halkın iradesine yönelik bir darbedir, bir hak ihlalidir, bir insan hakkı ihlalidir darbe. 28 Şubat bize şu dersi verdi. 28 Şubat'ta düşmanların maskesini düşürdük. Kimlerin kimlerle iş birliği yaptığını gördük. Bu halk darbecilerin gerçekte ne amaçla yaptığını, neyin peşinde olduklarını gördü ve o yüzden 15 Temmuz'daki darbe girişimi mahkumiyetle ve başarısızlıkla sonuçlandı."
Darbe süreçlerinin bir daha yaşanmaması için genç nesillere anlatılması gerektiğini dile getiren belirten Okçu, "Bizim, şimdiki nesle 28 Şubat'ı iyi anlatmamız gerekiyor hatta dahasını söyleyeyim, bunun Milli Eğitimin müfredatına girmesi lazım. Önümüzün açılması, bir daha kimsenin milli iradeye kast etmemesi için mutlaka 28 Şubat'ı en iyi şekliyle, teferruatıyla anlatmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Editor : Şerif SENCER