Teknoloji

24 Yılda Deprem Konusunda Neden Bir Arpa Boyu Yol Alamadık?

99 depreminden bir yıl önce 7,6'lık o depremin olacağını bilseydik büyük bir seferberlikle önlemler alınır ve 18.373(resmi olmayan verilere göre en az 50.000) insanın hayatı kurtarılırdı değil mi? O halde bilim insanları Büyük Güneydoğu Depremleri'ni önceden haber vermesine

24 Yılda Deprem Konusunda Neden Bir Arpa Boyu Yol Alamadık?
09-02-2023 12:56

Deprem ÖZETİ| beklendiğini söyleyen kişiler bilim insanları değil de Nostradamus, Baba Vanga veya astrologlar olsaydı ana akım medya daha çok ilgi gösterirdi hiç şüphesiz. Fakat tek suçlu elbette ki ana akım medya değil. İşin içinde müteahhitler de var siyasiler de hatta sıradan vatandaş da.

99 depreminden bu yana geçen 24 yılda neden bir arpa boyu yol alamadığımızı okurken temelinde sorun olan tek şeyin sadece binalar değil "sistemin" de olduğunu göreceksiniz.

7,6'lık bir depreme rağmen bir çivinin bile oynamadığı, kimsenin burnunun bile kanamadığı bir yer hayal edin. Hayır, bu yer Japonya'da değil; Türkiye'de!

tavşancıl

Kocaeli/Gölcük merkezli 17 Ağustos 1999 depreminde şehirdeki Tavşancıl Mahallesi, sapasağlam ayakta kalmayı başardı. Peki burası bu kadar büyük bir depremden neden hiç etkilenmedi?

İşini özveriyle yapan bir belediye başkanı sayesinde: Salih Gün. Başkan, bir imar planı hazırlamak için Kocaeli Üniversitesinden bilim insanlarının görüşlerini aldı. Bu bilim insanları, hazırladıkları zemin etüt raporunda deprem riskine dikkat çekiyordu.

tavşancıl

Tavşancıl, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın üzerinde yer alan bir yerleşim yeri. Alttaki harita bunu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Yani bir imar planı hazırlanırken deprem riski görmezden gelinemezdi. Böylece belediyenin "akılcı" uygulamaları sayesinde çok sayıda insanın hayatı kurtuldu.

Görsel: BBC Türkçe .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Ancak bizim temel sorunumuz da bu, böyle akılcı uygulamalar standart olması gerekirken ne yazık ki "istisna" oluyor. Bunun örneklerini Dinar'da, Elazığ'da, Düzce'de, Van'da, İzmir'de ve daha pek çok yerde defalarca gördük.

Prof. Dr. Naci Görür'ün "Gece 4'te uyandırıldım. 1 saat ağladım. Hâlâ ağlıyorum. Yıllardır uyardığımız yer. Tek bir yerel yönetici arayıp ne yapalım demedi. Bunca uyarıyı niye yaptık? Bingol, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş için kocaman bir proje hazırladık. Devlet Planlama Teşkilatı'na sunduk, reddedildi. TÜBİTAK'a sunduk, reddedildi. TV'lerde söyledik, her yerde söyledik, çırpındık." cümleleri, sistemin paslanmış çarkları haline gelen bireylerdeki umursamazlık seviyesinin bambaşka boyutta olduğunu gösteriyor. Ne yazık ki Tavşanlı Belediye Başkanı Salih Gün gibi insanlar kolay yetişmiyor bu ülkede.

Prof. Dr. Naci Görür'ün 2019 yılında Kahramanmaraş ve çevresi için yaptığı uyarıyı hatırlayalım: