AK ÖZETİ| Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'dan bomba gibi açıklamalar geldi. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi rekorunu kıracağını belirten Turan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Türklük karşıtı açıklamalarına karşı, "toplumun sinir uçlarıyla oynuyor" ifadelerini kulandı. Turan, İyi Parti lideri Meral Akşener'in seçim tarihlerine yönelik iddialarını da, "Bu çok cahilce açıklama" diye yorumladı. Turan ayrıca, başörtüsü düzenlemesiyle ilgili muhalefete de çağrıda bulundu.
İşte Turan'ın açıklamalarının satır başları:
"ALTILI MASA KURTLAR SOFRASI DEĞİL TİLKİ MASASI"
"Altılı masa diye ifade edilen yapı ortaya koydukları güya alternatif modelin ne kadar anlamsız, siyaset felsefesinin dışında bir metot olduğunu öğrenme imkanı buluyoruz. Ortada Bakan paylaşımlarından başlayın, muhtemel krizlere, kendi aralarındaki kavgalara hep beraber şahitlik ediyoruz. Atılı masanın kurtlar sofrası değil, tilki masası olduğu ortaya çıktı. Herkes kendi dışındaki partilere rakip olarak bakıyor. MHP bizim rakibimiz değil refikimiz. Herkesin eteğindeki taşı döksün. İddialara bakın, kriz, kaos, kavga, ganimet paylaşımı gibi kavgaları görüyoruz.
"TEK ADAM HER SEÇİMDE YARIŞIR MI?"
Farklı kesimlerin fikir tartması başka bir şey ganimet kavgası başka bir şey. Tek adamlık iddiası külliyen reddettiğimiz bir şey. Türkiye son 5 yıl içinde tabii ki krizler yaşadı; ama dünyada petrol 10 kat arttığı dönemde, savaşların, pandemilerin yaşandığı dönemde, Türkiye hasarları çabuk onardıysa, çarklarını döndürmeye büyük başarıyla yürüttüyse bu sistemdendir. Dünyanın krizine rağmen Türkiye'yi sahil selamete rahat ulaştırmak başka bir sistem. Bizim zaman zaman bakanlarımız değişiyor ama kriz olmadan değişiyor. Tek adam iddiası uluslararası egemen güçlerin sevmedikleri adamlara söylediği bir sözdür. Egemen güçlerin, (buna Amerika'yı ekleyin kıta Avrupa'sını ekleyin) sevmediği adamlara 'diktatör' dediğini göreceksiniz. Ama tam tersi diktatörleri sevdiğini de göreceksiniz. Avrupa, Amerika diktatör sever ama Erdoğan'ı sevmiyorlar. İsveç'in dünkü toplantısını gördünüz. Eğer dediğiniz gibi 'tek adam' olsaydı, Batı severdi Erdoğan'ı. Erdoğan'ı sevmeme gerekçeleri bizim gurur vesilemiz. Tek adam her seçime girer mi, her seçimde yarışır mıydı?
"ERDOĞAN TARİHİNİN EN ÇOK OYUNU ALACAK"
Yönetirken bir imza gerekir, bir adam gerekir. O adamın partisi var, MYK'sı, MKYK'sı var. Ne demek tek adam? Halkımız referandumla onay vererek bu sisteme geçti. Dünyada hiçbir topluluğun aldığı bir hakkı geri vermişliği yok. Dünyada hiçbir millet aldığı hakkı geri vermez. Başkanlıktan asla parlamenter sisteme teknik olarak, felsefi olarak geçiş yok. Halk bir kere bu yetkiyi vermez. Parlamenter sisteme geçmek için 400'den fazla vekil alması lazım. Hadi aldılar diyelim, referanduma gitmek durumundalar. Referandumu kazandılar diye düşünelim. Tüm liderlere soruyorum; Türkiye'nin en çok oy alacak partisi eski sisteme göre Başbakan olma ihtimali hangisi? Sayın Erdoğan'ın önünü açmış olurlar. Sayın Erdoğan'ın 20 yıllık siyasi tarihinde en büyük oyu alarak seçileceğini biliyorum. Gittiğimiz yerlerde millet bizimle sıkıntısını paylaşıyor, 'şu derdim var ama sen çöz' diyor. Halkın içindeyiz, halkımız 'yaparsa Erdoğan yapar' dediğini biliyoruz. Erdoğan tarihin en çok oyunu alacak iddia ediyorum.
"HAZİRAN'DAKİ SEÇİMDEKİ ENGELLERE BAKILSIN"
Seçime kalmış 3-5 ay. Anayasa'nın gereği olarak seçimin tarihi 18 Haziran'dır. Geçen Meral Akşener ve açıklama yaptı. 'Hava sıcak seçim yapmayacak' dediler. Bu çok cahilce açıklama. Haziran seçimlerinin hiç şikayetçisi değiliz. Aklın yolu bir. Herkes Haziran seçimlerindeki engellere baksın. Hac meselesi var. Okulların tatili meselesi var. Kurban Bayramı var. Bunlara baktığımızda '18 Haziran'a razıyız ama halkın daha rahat oy kullanmaya tarih bulalım' diyoruz. 18 Haziran'a en yakın tarih hangisi ise onu yapmak lazım. Anayasa 116, 'Meclis beşte üç çoğunlukla görüşülür, tarih belirlenebilir' diyor.
"MUHALEFETİN OLUMLU TAVRININ DEVAMINI BEKLİYORUZ"
Biz siyasi polemik yapmayı değil iş yapmayı tercih ediyoruz. Yalandan, dedikodudan, iftiradan çok ağzımız yandı. İsveç'teki kötü tablo Avrupa'nın içine düştüğü hazin tablosu tam kendisi. Sayın Cumhurbaşkanı 'yapmayın terör sizi vurur' demişti. Terörün dili, dini, milleti olmaz dedik. İsveç'teki o görüntü acilen adım atmaları, net karar almaları gereken konudur. NATO sürecinde terörle ilişkisi durdurulmazsa, üyelik sürecine Türkiye'nin 'evet' demeyeceğini duyurmuş oldu. Avrupa'nın tavrını Türkiye izleyecektir. Sayın Erdoğan'a ilişkin kötü görsel, Erdoğan'ın kendisine değil, büyüyen Türkiye, oyunları bozan Türkiye demek. Bunu sevmeyen insanların yaptığı iş bu. Erdoğan'ın kaderiyle Türkiye'nin kaderi özdeşleşti. Onun için bunu yapıyorlar. Her konuda kavga edelim, polemik yapalım ama ulusal konularda, terör konularda, dış meselelerde mutlaka beraber olalım. Biz muhalefetin zaman zaman büyükelçilere şikayet edilmesinden bıktık. Muhalefetin bu konudaki tavrı yerinde, en azından milli meselelerde devamını bekliyoruz.
"BAŞÖRTÜSÜ METNİNDE EKSİKLİK VARSA REVİZE EDERİZ"
Anayasa değişikliği meselesi 1 aydır çalışılıyor. Birisi tamamen komisyonun gündemi. Bu konuda toplum hassasiyetini ifade ederek çalışma yapıyor. Referanduma ilişkin değişiklikle, bir komisyonun atmış olduğu adımın aynı gün dokunulmazlıklar niye geldi diye sorulmasını garip karşılıyorum. Biz büyük nezaketle bütün partilere gidip derdimizi anlattık. Metin götürmedik. 'Ne diyorsunuz, nasıl yaparız' dedik. Biten metni götürmeyi teklif ettik. Başka bir bahane ile hayır dediler. Anayasa teklifi için randevu konusu kapandı artık. Cumhurbaşkanımız 400'ü aşarsak referanduma gitmeyeceğimizi beyan etti. Şahsi kanaatim 600'le geçmemiz lazım ki, bir daha Türkiye'nin eğitim tarihinde, siyasi tarihinde bu konunun tartışılmamasını istiyorum. Davette bulunuyorum, gelin tekrar görüşelim, metinde eksiklik varsa revize edelim gerekirse. Türkiye'nin tarihinde oybirliğiyle 600'ü geçen metin olsun.
"CUMHURBAŞKANI DEĞİL ÖZEL KALEM"
Öngörülen sistem Türkiye için büyük bir krizdir, sorundur. Şimdi hiçbir anlamı yok. Kim olursa olsun sistem ortaya çıktı. 6 partinin ortak yönetme iddiasıyla birlikte Cumhurbaşkanı değil de özel kalem, adını koymuş oldular. İsmin kimin olmasının anlamı yok. Yunanistan, Suriye, Kürt meselesinde altılı masanın ortak iki cümlesi yok. Daha şimdiden bakan kavgası yapan bir siyasal anlayışın ne anlamı olabilir ki? Adamlar dedi ki, '6'mız aynı yöneteceğiz'. Bu tabloda kimin güçlü kimin zayıf bir kıymeti kalmadı artık.
"20 YIL İÇİNDE GERİ KALAN ALTYAPIMIZI ÇÖZDÜK"
Biz sayın Erdoğan'ı iktidarda olduğu için sevmedik, bu ülkede çok büyük adımlar attığı için, vesayeti yıktığı için sevdik. İktidar olmak veya olmamak dünyanın sonu veya başı değil. Göreceksiniz sayın Erdoğan'ı da onun ittifakı ve partisini bu millet çok farklı lider yapacaktır. ARGE Başkanımız Mustafa Şen Bey, dün itibariyle yüzde 52'nin üzerinde bir oydan bahsetti. AK Parti son aylarda toplumun tüm kesimlerin sosyal dertlerini görerek, masaya yatırıp, çözmek için adımlar attı. Her adımın milyonlar karşılığı var. KHK borçları, icralar, sözleşmeli personel meselesini düşünün. Kimin ne sorunu varsa AK Parti masasının gördüğü insanlar. 20 yıl içerisinde çok geri kalmış olan altyapımızı AK Parti hükümeti büyük bir motivasyonla bitirdi. Şimdi bireysel refahın çok önde olduğu bir dönem yaşıyoruz. Köprü, yol, hastane yapmaktan bireysel derdi unuttuk belki de. Ama şimdi bu sorunun çözümü için adımlar atıyoruz.
"85 MİLYONA EŞİT BAKMAK DURUMUNDAYIZ"
Türkiye'mizi son 20 yıl içerisinde karış karış gezerek, toplantılar mitingler yaptık. Şimdi geldiğimiz yerde İzmir'le Diyarbakır'ın, Çanakkale ile Şırnak'ın farkı yok bizim için. Muazzam bir dönem yaşıyoruz. Önceden belki meselelere Kürtlerin, Alevilerin sorunları diye bakılabiliyordu. Şimdi Türkiye'nin sorunu olarak bakıyoruz. Bir dönem yapılan hatalı politikalarla geri kalmışlık olmuş, şimdi yok. Mesele Güneydoğu meselesi değil Türkiye meselesidir. Türkiye'nin 85 milyon seçmeni var. Laz seçmen, öğrenciler şöyle seçer, kadınlar böyle yapar diyor muyuz? 85 milyon eşit bakmak durumundayız. Kürt seçmeni ifadesini doğru bulmuyorum. En çok Kürt vekil bizde var. Türkiye'nin üniter yapısını en iyi temsil eden, koruyan, kollayan parti biziz.
HÜDAPAR AÇIKLAMASI: BİZİMLE KİM YOL YÜRÜRSE ONUR DUYARIZ
HDP'nin Kandil avukatlığı varsa buna itirazımız var. Biz HDP'yi bölücülük yapma iddiasındaki bir ayağı Kandil, bir ayağı Avrupa'da bir parti olarak görüyoruz. Teröristi arabasında gezdiren, teröristin telefonunu polisten saklayan, halkı sokağa çağırıp yüzlerce kişinin ölümünü sağlayan bir anlayış varsa bunun mutlaka bedeli olur. Amiyane tabirle özür diliyorum 'tükürüğümle boğarım' diyen anlayışın bedeli olur. HÜDAPAR bu ülkenin kıymetli partilerinden bir tanesi. Biz ittifakımızı genişletmek istiyoruz. HÜDAPAR veya başkası Türkiye'nin büyümesine omuz verecek kim varsa, yürümekten şeref duyarız. Türkiye'nin emperyalizme karşı dik durmasında yanımızda duran kim varsa onunla yol yürümekten onur duyarız.
"TÜRKLÜĞÜ TARTIŞMA SÖYLEMLERİ ANLAMSIZ"
Babacan da, Davutoğlu da bizim partimizde görev yaptılar ve ayrıldılar. Ayrıldıklarında şu iddiaları vardı; sözüm ona el kaldırıp tüm Anadolu'yu ayağa kaldırıyordu. Benzer iddialar sayın Babacan'da da vardı. Halktan oy alamadılar. Çanakkale'den biliyorum, kovduğumuz birkaç adam dışında oraya giden olmadı. Babacan, Türkiye'nin geride bıraktığı tartışmaları başka siyasi kanatlardan oy alabilir miyim diye farklı gündeme evrildi. Türklüğü tartışılacak söylemlere girdi. Bunlar anlamsız tartışmalar, toplumun sinir uçlarıyla oynamanın ne onların kendisine ne topluma faydası olmaz kanaatindeyim.
"MESELE 85 MİLYON İÇİNDE BERABER OLMAKTIR"
Türkiye'nin bu tür tartışmaları aştığını düşünüyorum. Türklük tanımından rahatsız olmayan bir siyasal akımın olmaması gerektiği kanaatindeyim. Adam Türkçe bilmiyordur, bunların hepsi tartışılabilir. Kürtçe başta olmak üzere tüm talep edilen dilleri seçmeli olmak kaydıyla imkan vermiştir. Üniter yapıyı bozan, ana dili bozan anlayışın Türkiye'de karşılığı olmadığını düşünüyorum. Ben Türküm, Balkan göçmeniyim gurur duyuyorum. Siz Kürt olabilirsiniz. Mesele 85 milyon içinde beraber olmaktır. Türkiye'nin anayasasında bu tartışmalar yazılı metne dönüştürülmüştür.
"EYT ŞUBAT ORTALARINDA BİTER DİYE UMUT EDİYORUM"
Türkiye'nin bütün sosyal kesimlerin derdi bizim derdimiz. Sözleşmeli personelimiz ki, 500'e yakın rakamdır, bugün Meclis'e verdik. Komisyon başkanımız Cevdet Bey, pazartesi toplantıya çağırdı. O çalışma biterse, biz Salı veya Çarşamba görüşmeye başlarız, önümüzdeki hafta biter diye düşünüyorum. EYT daha gelmedi. EYT ana hatlarını Cumhurbaşkanımız kamuoyuna duyurdu. Çok büyük sayı var. O anlamda büyük problem vardı, çözüldü. Biz EYT'nin bütün sorunlarını isteyen bir ekibiz. Çalışmanın sonunda komisyona gelir. Bir an önce olmasını istiyoruz. Kanun geçer, kişi başvurur. Biz bir iş konuşunca ok yaydan çıkmıştır. Bunlar takvime uygun olarak Meclis'in, Bakanlığın çalışmasına göre adım adım atılır. Şubat ortalarında biter diye umut ediyorum.
"ÖZGÜR ÖZEL GENEL BAŞKAN İDDİASI OLAN BİR İSİM"
Özgür Özel'e yakışan tiyatro izledik. Çok anlamsız, gereksiz iddialarda bulundu. O iddiaların FETÖ iddialar ortaya çıktı. Bir danışman para kazanacak diye siyasal yapı bedel ödemez. Bu iddialar daha önce yapılmış, bakanlık yalanlamış. Çok sıradan iddiada bulundu. Özgür Bey genel başkan iddiası olan birisidir. O yüzden ucuz polemiklerin, FETÖ iddialarının genel başkanlık iddiası olan kişiye yakışmadığını düşünüyorum. Başka bir kulvarda olması gerektiğini düşünüyorum, yoksa kendisi kaybeder."
Editor : Şerif SENCER