Marmara ÖZETİ| Depremi'nde tek bir tuğlası bile yerinden oynamadı: İşte o mahallenin hikayesi...
GALERİNİN DEVAMI yıkıma sebep olmuştu.
Türkiye'yi sarsan felakette, yapılan araştırmalar sonucunda 18 bin 373 kişinin öldüğü, 48 bin 901 kişinin ise yaralandığı ortaya çıkmıştı.
">büyük hasar meydana geldi. ">korkunç geceden hiçbir hasar almadan çıktı. ">bağlı Tavşancıl Mahallesi'nde 1999 depermi hasar alınmadan atlatıldı.Depremde dimdik ayakta kalan mahalle dikkatleri üzerine çekerken; hemen yanı başında bulunan Körfez'de çok sayıda bina yıkıldı ancak Tavşancıl'da bir tuğla bile yerinden oynamadı.
">belediye başkanı seçilen Salih Gün'ün bilim insanlarıyla birlikte hazırladığı imar planı sayesinde dimdik ayakta kalmıştı. Belediye başkanı seçildikten sonra Kocaeli Üniversitesi'nden uzmanlarla zemin etüt çalışması yaptıran Gün, Tavşancıl'da 2,5 katın üzerine kat çıkılmaması kararını aldı.">ÇOK KATLI EVLERİN OLMAMASI YIKIMA SEBEP OLMADI
Tavşancıl Mahalle Muhtarı Kenan Keleş, 17 Ağustos gecesi depreme evde yakalandıklarını anlatarak, "Depremi ağır bir şekilde yaşadık. Gerçekten depremi tanımış olduk. Mahallemiz konum itibariyle Kuzey Marmara Fay Hattı üzerinde. Zeminimizin sağlam olması bizi büyük bir yükten kurtardı. Çok katlı evlerin olmaması yıkıma sebep olmadı. Bu bölgenin tarihi dokusu da var. Bölgemizdeki evler genellikle 2 katlıdır. 3 ya da 4 katlı evler çok nadirdir. Mahallemizde bu yüzden yıkım yaşamadık" dedi.
">başkan ona bile müsaade etmemiş. O kuralı mahallemizde uyguladı. Güzel de yaptı, mekanı cennet olsun. Kendisi 3 dönem belediye başkanlığı, bir dönem de milletvekilliği yaptı" diye konuştu.
">dikkat çekerek, "Bölgemizin zemin etütleri de yapıldı. Yapılan incelemelerde sert, kaya zemini olduğu da belirlendi" şeklinde konuştu.">"İLK KIZDIĞI KİŞİ BABASIYDI"
1989 yılında Tavşancıl Belediyesi'nin Sosyal Tesisler Müdürü olarak görev yapan Mehmet Servet Akkor ise afet sırasında evinde uyuduğunu, depremin ardından hemen sokağa çıktığını söyledi. Yolda yürüdüğü sırada Salih Gün ile karşılaştığını anlatan Akkor, sözlerini şöyle sürdürdü:
">olmadığını cep telefonuyla Salih Gün'e bildirdim, teşekkür etti. Sonrasında ise belediyeye gittik. Belediyede toplantı yapıldı. Müdürler olarak bizde vardık. Acil deprem masası kuruldu. Depremde yıkım olmamasına çok sevindik. İnsanların yaşamı bizim için çok önemliydi"">halka '4 kat isteyen belediyeye gelmesin' derdi. Tavşancıl'da şuanda 4 katlı bina var ancak o da sonradan yapılan yapılar. Tavşancıl'da 1989 yılından sonra 3 katın üzerinde ev yaptırılmadı. Salih Gün bu konuda ruhsat da vermedi. Tavşancıl'da kızdığı ilk kişi de babasıydı. Babası 2 katlı evi için, 'Oğlum belediye başkanı olduktan sonra evimizin üzerine ev yaptırır' dedi, kat çıkmak istedi ama Salih Gün ona bile müsaade etmedi" ifadelerini kullandı.">Haber7 - ÖZEL
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde meydana gelen 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 25 yıl geçti.
17 Ağustos 1999 saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi; Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce'de yıkıma neden oldu. Depremde, 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken, 43 bin 953 kişi de yaralandı.
Bakan Kurum: 2.5 milyon insanımız ciddi risk altında yaşıyor
Türkiye tarihinin en büyük depremlerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, son yüzyılda yaşanan diğer büyük depremlerle birlikte hatırlanmaya devam ediyor. Erzincan Depremi, Kahramanmaraş Depremi, Düzce Depremi ve diğerleri, ülkenin deprem gerçeğini vurguluyor. Geçmişte yaşanan bu felaketler, deprem riskiyle baş etme konusunun önemini vurguluyor.
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin 25. yıl dönümü vesilesiyle Haber7’ye konuşan deprem bilim uzmanları, Marmara Depremi’ni işaret etti. Beklenen Marmara Depremi’ne ilişkin konuşan Deprem Bilim Uzmanı Dr. Süleyman Basa, İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki İstanbul’da riskin her geçen gün arttığını ancak vatandaşların daha eşyaları sabitleme noktasında bile bilinç kazanmadığını vurguladı.
Marmara Depremi'nde tek bir tuğlası bile yerinden oynamadı: İşte o mahallenin hikayesi...
İSTANBUL DEPREME HAZIR MI?
Deprem Bilim Uzmanı Dr. Süleyman Basa, 17 Ağustos'ta büyük kayıplar yaşandığını ve o günden bugüne önemli adımların atıldığını ancak yetersiz olduğunu belirtti. Yapı denetim ile ilgili bir yönetmelik çıkarıldığını ancak 6 Şubat’ta yönetmeliğinde yetersiz kaldığını hatırlatan Dr. Süleyman Basa, yer ve yapının aynı anda koordineli şekilde sağlamlaştırılması gerektiğini söyledi.
Zemin ve yapının deprem riski için büyük önem taşıdığını açıklayan Deprem Uzmanı Basa, Gölcük depreminden sonra tüm Marmara’nın deprem açısından odak noktası olduğunu vurguladı.
Türkiye ekonomisinin büyük bir kısmının İstanbul’da olduğunu belirten Deprem Uzmanı Süleyman Basa, İstanbul’un depreme hazır olmadığının altını çizdi. Basa, İstanbul’da pek çok binanın mühendis bile görmediğini açıkladı. Marmara Denizi’nde her an deprem beklendiğini vurgulayan Basa, 6 şiddetindeki bir deprem ile İstanbul’un yıkılacağını çevre illerin büyük ölçüde etkileneceğine dikkat çekti. Süleyman Basa, sanayinin büyük çoğunluğunun Bursa’da olması ile Gemlik bölgesini vurguladı.
İnsan canının geniş odalardan daha kıymetli olduğunu söyleyen Deprem Bilim Uzmanı Dr. Süleyman Basa, “Kentsel dönüşüme Avcılar yerine Bağdat Caddesi’nden başlanıyorsa farklı bir amaç güdülüyordur” dedi.
Riskli konutlar için "acele edin" uyarısı
İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, afet yönetiminin önemine dikkat çekti. Toplantı, çalıştay gibi etkinliklerde depremi tartışmanın vakit kaybı olduğu noktasında serzenişlerde bulunan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, artık üç ana hususun yapılması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, yapılması gereken üç ana unsuru yapısal tehlikelerin azaltılması, halkın bilinçlendirilmesi ve altyapının hazır olması olarak sıraladı. Yapısal stokunun zaman zaman denetlendiğini ancak harekete geçilmediğini söyleyen Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 25 senedir binalarda tarama yapıldığını vurguladı. Eşyaların sabitlenmesi noktasında bile yetersiz kalındığını açıklayan Kadıoğlu, altyapının da yetersiz olduğunu vurguladı.
Afet planlamasında bu üç unsurun hazır olması gerektiğinin önemine değinen Prof. Dr. Kadıoğlu, mevcut kentsel dönüşüm hızıyla tüm riskli binaların 50 sene içerisinde de bitmeyeceğini belirtti. Toplum tabanlı afet yönetiminin gerekli olduğunu savunan Mikdat Kadıoğlu, deprem sonrası için senaryonun felaket olduğunu belirtti.
17 Ağustos depreminin yıl dönümünde uzmanından İstanbul uyarısı
JAPON UZMANDAN ‘HER AN’ DEPREM UYARISI
Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, deprem gerçeğinin unutulduğunu belirtti. Yoshinori Moriwaki, Türkiye’de her an her yerde deprem olabileceğini ve depreme hazır olunmadığını söyledi. 6 Şubat depremlerinin hasarına değinen Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, 25 senede önlem alınamadığını açıkladı.
Doğu Anadolu Fay hattından Bingöl Karlıova bölgesinde deprem beklediklerini söyleyen Moriwaki, Marmara’da ise İstanbul ve Gemlik bölgesine dikkat çekti. Çanakkale – Gelibolu’da da tehlikenin büyük risk oluşturduğunu belirten Uzman Yoshinori Moriwaki, acil önlem alınması gerektiğini söyledi.
Yönetimler ile vatandaşın deprem noktasında koordineli hareket etmesi gerektiğini açıklayan Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, 17 Ağustos 1999’dan bugüne birçok önlemin alınabileceğini ancak alınan önlemlerin de yetersiz olduğunu dile getirdi.
Deprem eğitiminin çocuklardan başlaması gerektiğini savunan uzman isim Moriwaki, yer ve binanın mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini belirtti. Yapı stokunun önemine değinen Moriwaki, depremin değil binanın öldürdüğünü bir kez daha hatırlattı.
25 yılda 17 Ağustos depreminden bugüne: İstanbul depreme hazır mı? Naci Görür isyan etti!
Editor : Şerif SENCER