Stanford ÖZETİ| Ovshinsky ismini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen şey Amerika’daki dünyaca ünlü Stanford Üniversitesi olabilir fakat bilmemizde fayda vardır ki Stanford Ovshinsky ile Stanford Üniversitesi arasında en ufak bir bağ bile yok.
Bahsi geçmişken değinmek gerekirse; Stanford Üniversitesi, zengin iş insanı ve Kaliforniya Valisi Leland Stanford ve eşi Jane Stanford tarafından, 16 yaşında hayatını kaybeden çocukları Leland Stanford Jr. anısına kurulmuş bir üniversite. Öyle ki üniversitenin yıllardır değişmeyen sloganı da “Kaliforniya'nın çocukları bizim çocuklarımız olacak.” şeklindedir. Bugün yaşamına değineceğimiz Stanford Ovshinsky’nin ise bu aile ile bağı bulunmamaktadır. Gelin, biz hep beraber Stanford Ovshinsky’nin yaşamımızı nasıl değiştirdiğini öğrenelim.
Stanford Ovshinsky’nin zorunlu göç ile zor geçen erken yaşamı
Tam adıyla Stanford Robert Ovshinsky; 1905 yılında Doğu Avrupa’yı terk etmek zorunda kalıp Amerika’ya göç eden Litvanyalı Yahudi bir ailenin oğlu olarak 1922 yılında Amerika’nın Ohio (Ohayo) Eyaleti’ne bağlı Akron şehrinde doğdu.
Baba Ovshinsky (Benjamin), özellikle emek ve işçi sınıfının önemi üzerine oğlu Ovshinsky’ye pek çok konuda örnek oldu. Baba Ovshinsky, ailesinin geçimi için zorunlu göçten dolayı uzunca bir süre fabrikalardan metal atıklar toplayıp atık satmıştır.
İçinde bulunduğu şartlar, Ovshinsky’nin mucit olmasını sağladı
Stanford Ovshinsky, ilkokul ve ortaöğrenim dönemlerinde Amerika’da etkinlik gösteren Yahudi Meslek Okulları’nda mesleki ve teorik bilgiler öğrendi. Bu nitelikli eğitimin ardından henüz lise eğitimini bile tamamlamadan irili ufaklı kauçuk firmalarında alet yapımcısı, meslek öğretmenliği ve makinistlik gibi işlerle meşgul oldu.
Kendisini iş alanında erken dönemde geliştiren Ovshinsky, II. Dünya Savaşı Dönemi’nde Goodyear şirketinde işe başladı. Savaş bitince yaptığı ufak birikim ile nacizane bir iş yeri açtı. Burada insanlık ve dünyanın daha iyi bir geleceğe sahip olması için ürünler geliştirmeyi amaçlıyordu. Nitekim hem hayatını kaybetmiş olan babasından hem de öğrenim gördüğü meslek okullarından öğrendiği en önemli şey buydu.
İlk önemli icadı ile maddi yönden rahatladı, adını duyurmaya başladı
Açtığı ufak dükkânda babasının adını verdiği bir torna tezgâhı icat etti. Bu torna tezgâhı, Kore Savaşı’nda ABD’nin daha büyük ve gelişmiş mühimmatları üretebilmesinde kilit rol oynadı.
Ovshinsky bu icadı ile belli bir servet elde etti. Daha sonra şirketi ve patenti satan Ovshinsky; nörofizyoloji, nöroloji ve sibernetik gibi bilim dallarıyla daha yakından ilgilenmek ve bu alanda ürünler geliştirmek için 1951’de Detroit’e taşındı.
Ovshinsky’nin Detroit macerası
Detroit’e taşınan Ovshinsky’ye burada Hupp Motor Car Company bir iş teklifi sundu. Otomobillerin daha çevre dostu olmasını isteyen Ovshinsky, bu teklifi kabul etti.
Hupp Motor Car Company’de Arge Direktörü olarak görev alan Ovshinsky, burada hidrolik direksiyonun patentini aldı fakat şirketin yaşadığı bazı problemler sebebiyle bu teknoloji, ilk başlarda kullanıma sunulamadı. Daha sonra Ovshinsky, General Automation şirketine geçiş yaptı. Burada da mekanik sinir hücresinin patentini aldı.
Ovshinsky kendisine ait ilk büyük şirketi kuruyor
Ovshinsky, 1960 yılında Energy Conversion Laboratory (ECL)’i kurdu. Bu dönemde yazılabilir CD/DVD’nin patentini alan Ovshinsky, 1964’de ECL’nin adını Energy Conversion Devices (ECD) olarak güncelledi.
1966 yılında ise ince cam ekranlarda piksel üretimini başarıyla sağladı. Belki o zamanlarda kullanıma çok müsait olmayan bu icat, daha sonraki zamanlarda günümüze kadar değerini katlayarak geldi. Günümüzdeki akıllı telefon, televizyon ve diz üstü bilgisayarlarda bu teknoloji kullanılmaktadır.
Ovshinsky’nin ekibi bu dönemde özellikle şarj edilebilen piller ve güneş enerjisi panelleri üzerinde yoğunlaştılar. Ovshinsky, yine bu süreçte elektronik bellek, şarj edilebilir pil ve güneş enerjisi panellerinin patentini aldı.
Ovshinsky’nin vefatı ve ardında bıraktığı izler
Ovshinsky, kendi icadı olan nikel metal hidrit pil ile beraber
ECD, şirket olarak en çok nikel metal hidrit pillerden (yanlış okumadınız, hibrit değil hidrit) kâr etti. Ovshinsky, son olarak 2006 yılında LLC’yi kurdu ve tabiri caizse artık emeklilik sürecine girdi. 2012 yılında ise prostat kanseri sebebiyle vefat etti.
Eğer Ovshinsky olmasaydı; ekran teknolojisi bu kadar ilerlemeyebilir ve bizler akıllı telefon, LCD televizyon ya da dizüstü bilgisayar kullanamayabilirdik.
Ovshinsky hakkında bazı düşünceler ve elektrikli araba süreci
Ovshinsky, yazılı ve görsel medya tarafından birçok kez yaşadığı dönem içerisinde modern dünyanın en önemli enerji vizyoneri olarak lanse edilmiştir. Hayatı boyunca yaklaşık 400 patent alan Ovshinsky; mühendis, bilim insanı ve mucittir. Başarıları, birçok kesim tarafından Thomas Edison’a benzetilmektedir.
Ovshinsky, 2006 yılında yayınlanan “Who Killed the Electric Car?” (Elektrikli Arabayı Kim Öldürdü?) isimli belgeselde “1990 yılında elektrikli araba için her şeyimiz hazırdı, tüm testleri başarıyla tamamladık fakat General Motors ve Ford başta olmak üzere birçok otomobil devi bu teknolojiye dünyanın hazır olmadığını söyleyerek reddettiler” açıklamasını yapmıştır.
Sizler Ovshinsky’ın bu sözü hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce otomobil devleri geçmiş zamanlarda elektrikli araçlara neden karşı çıkmış olabilir? Ovshinsky’nin hayatımızı bu kadar etkileyen bir insan olduğunu tahmin etmiş miydiniz? Yorumlarda belirtebilirsiniz.
Editor : Şerif SENCER