
Son ÖZETÄ°| zamanlarda Zoom, Teams ve Slack gibi çalışma platformlarında sessiz istifa hakkında çok fazla konuÅŸuluyor. Özellikle Avrupa ülkesindeki çalışanların, iÅŸten daha fazla doyum almak istedikleri ve daha iyi iÅŸleri hak ettiklerini düşündükleri için gelecek sene iÅŸten çıkacaklarını söyledikleri görülüyor.Â
Aslında bu kavram, iÅŸinden memnun olmayan insanların, daha iyi bir iÅŸ bulana kadar çalışma tempolarını sessizce deÄŸiÅŸtirmeleri durumuna karşılık geliyor. O zaman gelin, çalışanların bu ilginç giriÅŸimlerinin sebeplerine bir bakalım.Â
Mevzu sadece iş bırakmak mı?
Görsel: Mashable .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Hayır, aslında bu yaklaşımın temel olayı, adından anlaşıldığı şekilde sadece sessizce işi bırakmak değil. Burada kastedilenlerden biri; kişilerin, iş yerinde kendilerinden beklenen işin daha azını yapmaya başlamalarıdır. Çünkü hak ettikleri kadar karşılığını aldıklarını düşünmüyorlar. Yani ''nasıl olsa bana ek bir ödeme yapılmayacak'' diye düşündükleri için kendilerinden istenen ek işleri yapmayı reddedebiliyorlar. Hatta bu durum TikTok'ta Z kuşağı arasında çok konuşulduğu gibi gençler birbirlerine bu konuda tavsiye de verebiliyorlar.
Bu durum Y kuÅŸağında da deneyimlenebiliyor. Ancak Z kuÅŸağı arasında daha yaygın olduÄŸu için bu kuÅŸak odağında ele alınabilecek bir kavram olduÄŸunu söyleyebiliriz. Gençler, böyle davrandıklarında iÅŸverenlerinin onları 'tembel' diye yaftaladıklarından söz ediyor. Ancak bu kavram; kiÅŸilerin tüm hayatlarına hükmedecek ÅŸekilde yaptıkları iÅŸi odak noktası haline getirmek istememeleri düşüncesi üzerine kurulu diyebiliriz. Çünkü özellikle pandemide evden çalışma sürecine geçilmesi, çoÄŸu kiÅŸinin iÅŸ ve özel yaÅŸamı arasındaki dengeyi kaybetmesine yol açmıştı. Bu nedenle çalışanlar, bu dengesizliÄŸe karşı sessizce iÅŸi bırakma planları yaparak isyan etmeye baÅŸladı diyebiliriz.Â
Aslında bunu yapanların temel isteği "daha iyi ve anlamlı bir hayat yaşamak".
Görsel: Business Insider .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Bu davranışı gösteren kişiler, son 20 yıl içerisinde kapitalizmin geldiği şu noktada, çalışanlardan yapmaları gerekenden daha fazla iş talep edildiğinden şikayet ediyor. Hatta resmen bunun ücretsiz emeğe dönüştüğünü de söyleyebiliriz. Çünkü çoğu kişinin, kaldığı ekstra mesailerden para bile almadığı durumlar söz konusu olabiliyor. Bu konunun ağırlıklı olarak Z kuşağında baş göstermesinin nedeni; bu kuşağın, ebeveynleri kadar güvenceli bir işe ve düzenli bir hayat standardına sahip olamamasıdır diyebiliriz.
Görsel: Today .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Aslına baktığımızda 35 yaÅŸ altının (bu da Z ve Y kuÅŸağı oluyor), nispeten daha kolay yükselebilme avantajı olan iÅŸleri tercih ettiÄŸi, yapılan araÅŸtırmalarca ortaya konmuÅŸ durumda. Ancak gençlerin bu iÅŸlere yönelmesi, çoÄŸu zaman sözleÅŸmelerin, iÅŸte kalıcılığın ve mal-mülk sahibi olma durumunun belirsiz olmasına yol açabiliyor. Hatta bu kiÅŸiler haddinden fazla çalışıp terfi ve prim almak için çabalasa bile yine de önlerine üstleri tarafından engeller çıkarılabiliyor.Â
Yapılan bir araÅŸtırmada gençlerin, çalıştıkları yerlerde daha fazla esneklik ve iÅŸe baÄŸlanacak bir amaç aradıkları söyleniyor. Aynı zamanda sosyal yaÅŸamlarında da yaptıkları bu iÅŸin, kendilerine bir tatmin saÄŸlaması gerektiÄŸini düşündükleri ortaya çıkıyor. Ä°ÅŸte bu nedenle çoÄŸu kiÅŸi, daha iyi yaÅŸamak için çalışmayı reddedip sessiz istifayı tercih edebiliyor.Â
Sessiz istifa yapan kişiler, patronlarının kendilerine karışmasına artık izin vermiyor.
Görsel: Fortune .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Başta da belirttiğimiz gibi bu kişiler, sadece işten çıkmıyor işe devam etseler bile taktik değiştiriyorlar. Böyle yapanların çoğu, ''madem hakkımı alamıyorum, o zaman en minimum düzeydeki performansı gösteririm'' mantığına girebiliyor. Yani çalışanlar, eskiden gösterdikleri performansı düşürüyor. Bu da işverenlerin gözünde, işten kaytarmak gibi anlaşılabiliyor. Bir de şu var: Bu insanların gösterdikleri yüksek çaba, karşılarındaki kişi tarafından anlaşılıp o çaba daha iyi bir konumla, yüksek maaşla veya primle ödüllendirilmediğinde, kişilerin benlik saygılarında düşüş gerçekleşiyor.
Aslında bu insanlar, böyle davranarak iÅŸ yaÅŸamı nedeniyle özel hayatlarında kaybettikleri mutluluÄŸu, umudu ve öz saygıyı geri kazanmak istiyor.Â
Görsel: Harvard Business Review .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
BirleÅŸik Krallık'ta yapılan 2017-2021 yıllarını kapsayan bir araÅŸtırmada, kiÅŸilerin yarısından fazlasının iÅŸ ve özel yaÅŸamındaki dengeyi kaybettiÄŸi, özel hayatına iÅŸini taşıdığı ortaya çıkıyor. 2022 yılında yine aynı ülkede yapılan baÅŸka bir araÅŸtırmada, çalışanların yalnızca %9'unun iÅŸine baÄŸlı olduÄŸu görülüyor. Yani bu araÅŸtırmalara bakıldığında; çalışanların, emeklerini korumak için gösterdikleri bu tepkinin pek de haksız olmadığını söyleyebiliriz.Â
Ki 2019 yılında Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO); yorgunluÄŸu, iÅŸ hayatıyla özdeÅŸleÅŸtirdiÄŸi bir açıklama yaptı. DSÖ'ye göre, yorgunluk; tükenme, iÅŸ esnasında zihinsel olarak odaklanamama ve performansın düşmesi ile karakterize bir duygu, yani iÅŸ hayatıyla ilgili bir deformasyon olarak kabul edilir. Yorgunluk, aşırı çalışmanın bir sonucu olduÄŸu için kiÅŸilerin psikolojik ve fiziksel saÄŸlığını olumsuz etkileyebilir.Â
Görsel: Harvard Business Review .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Yapılan araştırmalar, iş yerlerinde mutlu olan insanların daha üretken ve işine daha bağlı olduğunu gösteriyor. Böyle çalışan kişiler, sakince işlerini yapmaya odaklandıkları için iş arkadaşlarıyla da daha az rekabet edebiliyor. Aslında şirketler bu yaklaşımı benimsediklerinde, çalışanların kendilerine daha sadık olmasını sağlayabilir. Sadık bir çalışan demek, yine şirket için yüksek kar demektir.
Görsel: Inc. Magazine .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Sessiz istifaya mahal vermek ise çoğu firma için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Çünkü bu durum, o firmanın çalışanı artık motivasyonunu kaybetmiş, çoktan salıvermiş demektir. Bu da ne yazık ki şirketin kendi içerisindeki disiplinsizliğin ve motivasyonsuzluğun, çalışanın üzerindeki etkisi oluyor. Çünkü işverenler, her bireye 'yeri doldurulabilir' konumlar olarak baktıkları için kısa vadede kar etseler bile uzun vadede yerini doldurdukları konumların da sessizce boşalmasıyla kayıp yaşayabiliyor.
Bu nedenle uzun vadede kaybetmek istemeyen iş verenlerin, çalışan refahını gözetmek, onların kişiliklerine ve özel hayatlarına saygı duymak, insani mesailer ayarlamak gibi birtakım iyileştirmeler yapmaları gerekiyor. Peki siz hiç daha önce sessiz istifayı denediniz mi? Deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar:Â Nation World News, Istanbul Gelisim University
www.idrak34.com
Editor : Åžerif SENCER