ÖZETİ|   Haber7-ÖZEL
Suriye'de 61 yıllık Esed rejiminin 12 gün süren çatışmaların ardından devrilmesiyle birlikte ülkede yıllardır devam eden iç savaş dönemi resmen sona erdi. Suriye yönetiminin lideri Ahmed Eş-Şara, yeni hükümeti oluşturmaya başlarken Türkiye ile Suriye arasında ilk anlaşmaların hazırlıkları da başladı.
SURÄ°YE Ä°LE DENÄ°Z YETKÄ° ANLAÅžMASI YAPILACAK
Türkiye'nin Libya ile imzaladığı ve iki ülkeye de büyük kazanımlar sağlayan deniz yetki alanları anlaşmasının benzerinin yeni Suriye yönetimi ile imzalanması gündeme geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu dün yaptığı açıklamayla Suriye yönetimi ile deniz yetki alanı anlaşması yapılacağını belirterek "Deniz Yetki Anlaşması Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve mavi vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Libya'dan sonra Suriye ile Deniz yetki alanları anlaÅŸması yapacak olması Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından endiÅŸe ile karşılanırken anlaÅŸmanın Türkiye ve Suriye'ye neler kazandıracağı merak edildi. Konunun uzmanları anlaÅŸmanın iki ülkeye saÄŸlayacağı faydaları ve kazanımları Haber7'ye deÄŸerlendirdi.Â
"SADECE DENÄ°Z YAN SINIRI ANLAÅžMASI OLMAMALI"
Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaÅŸmasının mimarlarından olan ve Suriye ile de anlaÅŸma imzalanması gerektiÄŸini gündeme getiren Türk DEGS BaÅŸkanı ve Ä°stanbul Topkapı Ãœniversitesi Öğretim Ãœyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, anlaÅŸmaya iliÅŸkin kritik detaylara deÄŸindi. Suriye ile yapılacak olan antlaÅŸma kesinlikle sadece deniz yan sınırı antlaÅŸması olmaması gerektiÄŸini ifade eden Yaycı, anakara arasındaki karşılıklı kıyılar arasında, deniz hukukunun sınırlandırmadaki temel prensipleri olan hakkaniyet, coÄŸrafyanın üstünlüğü, kapatmama, orantılılık ve çevreleme prensipleri çerçevesinde bir deniz yetki alanları sınırlandırma antlaÅŸması yapmanın mümkün olduÄŸunu söyledi.Â
   İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı
Ä°KÄ° ÃœLKE DE KAZANACAK
Suriye ile yapılacak deniz yetki alanları anlaşmasının her iki devletin faydasına olacağını ve 'kazan kazan' çerçevesinde tesis edilmiş olacağını belirten Yaycı, "Neticede, Suriye, GKRY’nin teklif ettiği Sevilla Üniversitesi haritasında da belirtilen, alandan yaklaşık daha fazla, yani 1.604 km2 deniz alanı kazanmış olacaktır. Türkiye de yaklaşık bir Kıbrıs adası büyüklüğüne yakın deniz alanı yani 7.660 km2 deniz alanı kazanacaktır." şeklinde konuştu.
YUNAN-RUM OYUNU BOZULACAK
Yapılacak anlaşmayla Libya ile yapılan anlaşmada olduğu gibi Kıbrıs'ın doğusundaki Yunan-Rum oyununun da bozulacağını ifade eden Cihat Yaycı, "GKRY’nin Kıbrıs Adasının hem tek temsilcisi gibi, hem de coğrafyada Türkiye yokmuş gibi antlaşmalar imzalamaya kalkması da, oldu bittileri de hukuken butlan (yok hükmünde) olacaktır. Bu antlaşmaya KKTC’nin de dahil edilmesi durumunda KKTC de de-facto yani fiilen tanınmış olacaktır." dedi.
DENÄ°ZLERDE MÄ°SAK-I MÄ°LLÄ° LÄ°BYA Ä°LE BAÅžLADI
Türkiye'nin denizlerdeki Misak-ı Milli sınırlarının Libya ile yapılan Münhasır Ekonomik bölge anlaÅŸmasıyla baÅŸladığını belirten Yeditepe Ãœniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Doç. Dr. Furkan Kaya, bu anlaÅŸmadan önce AB koridorlarında Türkiye'yi Mersin Körfezi'ne mahkum etmeye çalışan Sevilla Haritası'nın dolaÅŸtığını söyledi.Â
   Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doç. Dr. Furkan Kaya
Türkiye'nin Suriye ile MEB anlaşması imzalamasının çok önemli bir atılım olduğunu belirten Kaya, "Çünkü hem Kıbrıs'ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarını korumak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adanın etrafındaki yer alan hidrokarbon kaynaklarını orada hak iddia etme ve sahip olma yolunda da adım atacak, hem de Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin korunması noktasında da yine önemli bir strateji hayata geçirmiş olacak." şeklinde konuştu.
"ANLAÅžMA YUNANÄ°STAN'I NEFESSÄ°Z BIRAKACAK"
Suriye'nin de Lazkiye ve Tarsus gibi Doğu Akdeniz'e kıyı olan stratejik bir coğrafyada olduğunu ifade eden Kaya, yapılacak MEB anlaşmasıyla artık Yunanistan'ın adeta nefessiz bırakılacağını belirtti. Kaya "Yunanistan'ın maksimal provokatif politikalarının aslında sonunu getirecek bir adım olacak. Ve Kuzey KıbrısTürk Cumhuriyeti'nin tanınması noktasında ve haklarını kazanması noktasında da çok büyük bir pencereyi aralayacak. Dolayısıyla Yunanistan telaşta, Yunanistan endişede. Yunanistan Amerika'ya büyük ihtimalle başvuracaktır bunun engellenmesi yolunda. Ve İsrail kartı veya PKK kartı bu noktada kullanılabilir mi? Bu da bir soru işareti çünkü." ifadelerini kullandı.
YUNANÄ°STAN MASAYA OTURMAK ZORUNDA KALABÄ°LÄ°R
Kaya, Türkiye ile Suriye arasında imzalanması planlanan MEB anlaşmasının Yunan iç siyasetinde tartışılmaya başlandığını ve Yunanistan'ı da masaya oturmaya zorlayacağını belirterek şu sözleri sarf etti;
Yunan iç siyasetinde bu da tartışılıyor. Yani siz Amerika'ya güvenerek, Türkiye'yi düşmanlaştırarak bir yere varamayacaksınız.
Belki iç politikada bu dönem dönem iÅŸe yarıyor kısa vadede ama uzun dönem Yunanistan dış politikasında bir kazanım saÄŸlamayacağı aÅŸikar.Â
Dolayısıyla birileri Yunanistan'ı Türkiye'yle masaya oturtmak istemiyor tabi ki ama bence coÄŸrafi ÅŸartlar ve iÅŸin doÄŸal siyaseti Türkiye'yle Yunanistan'ı bir masaya getirecek, getirmek durumunda.Â
Biz bu noktada çekinmiyoruz da Yunanistan'la görüşmekten de kaçınmıyoruz. Biz Yunanistan'ı düşman olarak da görmüyoruz. Ama Yunanistan'dan düşman veya hasmane tutumlar geldikçe biz de bunun refleksini gösteriyoruz.
   Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz
"TÜRKİYE'NİN ELİNE ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN ÇOK GÜÇLÜ ARGÜMAN SUNACAK"
Türkiye ile Suriye arasında yapılması planlanan Münhasır Ekonomik Bölge anlaÅŸmasına iliÅŸkin Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise bu anlaÅŸmanın yıllar önce imzalanması gereken kritik bir anlaÅŸma olduÄŸunu belirterek buradaki en önemli noktanın karşılıklı sınırlandırma anlaÅŸması olduÄŸunu vurguladı.Â
Gürdeniz, Türkiye ile Suriye'nin deniz yetki alanları kapsamında iki komşu ülke olduğunu ifade ederek "Bugüne kadar Suriye ile bir sınırlandırma anlaşması söz konusu değildi. O nedenle bu anlaşma Türkiye'nin 18 Mart 2020'de Birleşmiş Milletler'e deklare ettiği Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesi için Türkiye'nin eline uluslararası hukuk açısından çok güçlü bir argüman sunacaktır. O bakımdan önemlidir." dedi.
Editor : Åžerif SENCER