Yenidoğan Çetesi davası 9. gününde tutuksuz sanıkların ifadeleriyle devam ediyor. Özel hastanelerdeki bebek ölümleri ve haksız kazanç elde etmeleri gerekçesiyle yargılanan sanıklar savunmalarını yapıyor. Şimdiye kadar mahkemede verilen ifadelerle gelen itiraflar, yenidoğan çetesinin elebaşı Fırat Sarı'nın yalanlarının ortaya çıkmasıyla sürüyor. Sanıklardan hemşire Renginar Molla, mahkeme kürsüsündeyken tansiyon yükseldi. Hastane müdürü Mustafa Kazan savunmasını verirken, savcının sorusu üzerine itiraz eden sanık avukatının ''Bebeklerin hastaneye alınması ticari bir iştir'' demesi ise dikkatlerden kaçmadı.
Duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Bugün görülecek celse, tutuksuz sanıkların savunmasıyla ilerliyor. 18 Kasım'da başlayan ve 22 tutuklunun savunmalarını yaptığı duruşma bugün tutuksuz sanık Renginar Molla'nın savunmasıyla başladı. Hemşire Molla, daha önce sadece ismen duyduğu ve bir kez gördüğü çetenin elebaşı Fırat Sarı ile arasında geçen para diyaloğunu anlattı.
Hemşire Molla, suçlamaları kabul etmediğini, ''Doktorun yönlendirmesiyle yoğun bakımda çalışma'' yaptığını söyledi. Kendisine Fırat Sarı'nın ve Hasan Basri Gök'ün hasta bakımı yapmasını söylediklerine dair ifade veren Molla, ''Fırat Sarı ve Hasan Basri Gök hastanede başlayınca evrak işlerinin onlarda olacağını söylediler. Hasan Basri Gök dosyaları benden alıyordu, epikriz yazacağım diyordu." dedi.
Fırat Sarı para dialogu
Hemşire Renginar Molla, paraya sıkıştığını yurt dışına çıkmak için Fırıt Sarı'dan para istediğini parayı geri vermek istediğinde ise Fırat Sarı'nın kabul etmediğini iddia etti.
Ayrıca Fırat Sarı'nın oksijen alan bir bebeği oksijen almadığı şeklinde yazdırdığını öne sürdü.
Tutuksuz sanıklardan hastane müdürü Mustafa Kazan, istifa ettiğini ve şehir dışına taşındığını söyledi ve iddianamede işletme Müdür Yardımcısı olarak geçtiğini sözlerine ekledi. Kazan, "Kesinlikle imza yetkim yoktur. Tıbbi süreçlere yetkim bulunmamaktadır." dedi.
Hakkındaki iddiaları reddeden Kazan, "Böyle bir örgütü gözaltına alınınca öğrendim. Hiç kimseyi tanımıyorum, telefon görüşmem yok. Para alışverişim de bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Hastane müdürü Mustafa Kazan savunmasından:
"Sadece telefon görüşmelerimin olduğu Gıyasettin Mert Özdemir var. Hasta getirmesi karşılığında para ödeyeceğimize dair görüşmem var. Ben yönetimin kararını paylaştım. Yöneticimiz Cem Öztürk ticaret amaçlı böyle bir karar almıştı.
Bir konuşmamızda hasta başı 10 bin TL olarak konuşuyoruz, diğerinde 50 bin fix, hasta başı bin TL gibi konuşuyoruz. Ama olumlu dönmüyor. Ben Mert'in kendisine ödeme yapmadım, hastanenin muhasebesinden yapıldı."
Bebekler nereden getirildi?
Savcı, Kazan'a "Bebekleri nasıl, nereden getirdiklerini biliyor muydun?" diye sorunca ''Hayır'' cevabını verdi. Savcı soruyu genişletti ve ''Yoğun bakım ihtiyacı olan, ölebilecek bir bebeğin mal gibi para karşılığı alınıp satılması seni rahatsız etmedi mi, ben çok rahatsız hissediyorum. Sen demedin mi nasıl geliyor bu bebekler, şikayet ettin mi, aksiyon aldın mı?" diye sorduğunda ise sanık avukatları itiraz etti.
Sanık Kazan, ''İş bulur bulmaz ayrıldım'' diye cevap verdi. Savunmanın bu kısmında Gıyasettin Mert Özdemir'in avukatı savcının sözlerine itiraz etti:
"Bu çok yanlış şimdi dışarıda basın bunu böyle anlatacak. Zaten baskı var."
Savcı, ''Kendisi söyledi para karşılığı bebeklerin alındığını. Beni ilgilendirmiyor dışarıda nasıl anlatıldığı.'' dedi.
''Bebeklerin alınması ticari iştir"
Sanık Mustafa Kazan'ın avukatı da Savcının "bir bebeğin mal gibi para karşılığı alınıp satılması" sözüne itiraz etti, "Bebeklerin hastaneye alınması tamamen ticari bir iştir. Yoğun bakımda bebek ölümü olmamıştır" dedi.
Avukatın "ticari bir iştir" sözleri dikkatlerden kaçmadı.
Editor : Şerif SENCER