Cumhuriyet ÖZETÄ°| Halk Partisi (CHP) Genel BaÅŸkan Koordinatör BaÅŸdanışmanı ve Ä°stanbul Milletvekili ErdoÄŸan Toprak, haftalık deÄŸerlendirme raporunu yayımladı.Â
Toprak, seçimlerden sonra AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak iktidar yöneticileri tarafından dile getirilen yeni anayasa açıklamalarına yanıt verdi.
Erdoğan Toprak, belli kriterlerle işbirliğine hazır olduklarını söyledi.
AKP'YE 'ANAYASA' YANITI
Toprak, raporunda ÅŸu tespitlere yer verdi:
"Ä°ktidar, seçim sonrası yeni anayasa önerisini gündeme getirip, TBMM'nin sivil anayasaya öncülük etmesi için çalışma baÅŸlatacaklarını açıkladı. Türkiye'nin demokratik, insan haklarına ve hukuka saygılı, yurttaÅŸlarının hak ve özgürlüklerini, kadınların eÅŸitlik ve yaÅŸam güvencesini, siyasi ve ekonomik demokrasiyi güvence altına alan bir anayasaya sahip olması konusunda samimiyse iÅŸbirliÄŸine hazırız.Â
İktidarın geçmişteki anayasa değişikliği icraatları ve şu andaki ittifak ortaklarının başta kadın hakları, inanç özgürlüğü, etnik ve inanç farklılıkları vb. alanlardaki görüşleri, parti programları, mevcut anayasaya bakışları ortada. Cumhur İttifakı ortakları önce kendi aralarında demokratik anayasa için uzlaşmalıdır. İktidar gerçekten otokratik yönetimi sistemini sonlandıracak, TBMM'nin güç ve saygınlığını iade edecek, Türkiye'yi çağdaş demokrasiler seviyesine taşıyacak bir anayasayı TBMM'den en geniş uzlaşı ve iş birliğiyle hayata geçirme düşüncesinde ciddi ve samimi ise her türlü katkıyı sağlarız."
"SCHENGEN VÄ°ZE BAÅžVURULARI REDDEDÄ°LÄ°YOR"
Son dönemde Türk vatandaşlarının vize başvurularının reddedilmesine de değinen Toprak, "Sığınmacılara, kaçak göçmenlere T.C. vatandaşlığı ve pasaport verilmesi, Türk vatandaşlarının vize retlerinin ve mağduriyetlerinin en önemli gerekçesi" dedi.
Toprak'ın raporundan öne çıkanlar şu şekilde:
* Türk vatandaÅŸlarının Avrupa BirliÄŸi (AB) ülkeleri için Schengen vize baÅŸvurularında önde gelen sanatçılar, bilim insanları da dahil olmak üzere her iki baÅŸvurudan biri reddediliyor. Sığınmacılara, kaçak göçmenlere T.C. vatandaÅŸlığı ve pasaport verilmesi, Türk vatandaÅŸlarının vize retlerinin ve maÄŸduriyetlerinin en önemli gerekçesi. Mülteci AnlaÅŸması ile AB’nin sınır bekçiliÄŸini kabul eden iktidar, bu durumun tek sorumlusu.Â
* Avrupa Parlamentosu’nda (AP) ve AB’de seçim sonrası ortaya çıkan iktidar koalisyonunun demokrasi, insan hakları, kadın hakları, hukuk devleti vb. kriterlere ve AB ilkelerine mesafeli bir ittifak olduğu öne sürülerek Türkiye-AB üyelik müzakerelerinin sonlandırılması çağrıları yükseliyor.
"SEÇİMİN EŞİT, ADİL VE ÖZGÜR BİR ORTAMDA YAPILMADIĞI AÇIK"
* Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı (AGÄ°T) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Seçim Gözlem Heyeti Türkiye’deki seçimlerin her iki turuna iliÅŸkin yaptıkları gözlemler, tespitler ve bulgular sonrası hazırladıkları raporda seçimlerin eÅŸit ve adil bir ortamda yapılmadığı, medya ve devlet olanaklarının iktidar tarafından yaygın ÅŸekilde kullanıldığı, sert ve ayrımcı dil ile seçmenlerin ürkütüldüğü vurgulandı. Bizim tespitlerimizle örtüşen bu saptamalarla seçimin eÅŸit, adil ve özgür bir ortamda yapılmadığı, orantısız devlet gücü, olanakları ve sınırsız medya desteÄŸiyle rekabet edildiÄŸi açık.Â
* YSK’nın, il seçim kurullarının çifte standartlı kararları, mülki idarecilerin engellemeleri, son olarak SMS yasağı ve operatörlere ağır para cezası tehditleri süreçte etkili oldu. Buna rağmen toplumun yaklaşık yarısı demokrasi ve değişimden yana seçimini yaptı. Şimdi yapılması gereken demokrasi talebini daha da yükseltmek, otokrasi ittifakını geriletmek için her alanda dayanışmayı güçlendirmektir.
"Ä°KTÄ°DAR DEZENFORMASYON POLÄ°TÄ°KASININ DOZUNU ARTIRARAK SÃœRDÃœRECEK"
* Ä°ktidar, seçim kampanyasını ve stratejisini üzerine oturttuÄŸu gerilim, terör, ihanet, inanç istismarı, kurgu-montaj-dezenformasyon politikasını dozunu artırarak sürdürecek. Bunun somut iÅŸaretleri ErdoÄŸan’ın 28 Mayıs akÅŸamı Kısıklı ve BeÅŸtepe’de yaptığı konuÅŸmalarda verildi. Seçimdeki rakibini kitlelere yuhalatma yanında, bir diÄŸer rakibi için idam tezahüratlarına varan söylemleri dillendirmekte sakınca görmedi.Â
* Ä°ktidarın dezenformasyon-yalan-montaj kampanyasını, güvenlik kaygılarını depreÅŸtiren korku atmosferini sürdüreceÄŸini, toplumsal ayrışma-kamplaÅŸma ve bölünmenin derinleÅŸtirileceÄŸi bir sürece geçileceÄŸini öngörmekteyim. Â
"YENÄ° EKONOMÄ° MODELÄ°NÄ°N ANAHTARI OLAN Ä°HRACATTAN BÃœYÃœMEYE KATKI GELMEDÄ°"
* Ä°lk çeyrekte yüzde 4 açıklanan büyüme hızının gerisinde üretim, ihracat, yatırım, istihdam deÄŸil, hanelerin ve devletin baÅŸta seçim ve deprem olmak üzere tüketim harcamalarındaki patlama ve ithalattaki artış yatıyor. Sanayi ve tarım küçülürken, yeni ekonomi modelinin anahtarı olan ihracattan büyümeye katkı gelmedi. Seçim sonrası tüm baskılamaya raÄŸmen dolar/TL 21, euro/TL 23’e yükseldi. Dolayısıyla ikinci çeyrekte kur çok daha yukarıda oluÅŸacak. GSYH’nin dolar karşılığında düşüş yaÅŸanacak.Â
* Geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 31,1 olan iş gücünün milli gelirden aldığı payın bu yıl yüzde 38’e yükselmesinde ise EYT düzenlemesiyle emekli olan milyonlarca kişiye ödenen kıdem tazminatları, asgari ücret ve en düşük emekli aylığında seçim öncesi yapılan artışlar etkili oldu.
"TEMMUZDAKİ MAAŞ ZAMMI VE ENFLASYON FARKININ AŞAĞI ÇEKİLMESİ HEDEFLENİYOR"
* Ä°ktidarın seçim öncesi hanelerde kullanılan doÄŸalgazın bir ay ‘bedava’ olacağını ilan etmesiyle TÜİK, mayıs enflasyonu hesabında doÄŸalgaz için ‘sıfır fiyat’ yöntemi uygulayacağını duyurdu. Mayısta açıklanacak enflasyonun kağıt üzerinde ciddi düşüş göstermesi, aylık enflasyonun ‘eksi’ olma ihtimali söz konusu. Bu yolla, yıllık enflasyonun düşürülmesi, memur ve emeklilerin temmuzdaki maaÅŸ zammı ve enflasyon farkının aÅŸağı çekilmesi hedefleniyor.Â
* Buna karşılık milyonlarca SGK, Bağ-Kur ve memur emeklisiyle yeni emekli olan EYT’liler, TÜİK’in doğalgazı yok sayarak hesaplayacağı TÜFE’ye endeksli olarak daha düşük oranda zam ve enflasyon farkı almak zorunda kalacaklar. Milyonlarca kişi gerçek enflasyon karşısında hakkı elinden alınarak mağdur edilmiş olacak.
"KRİZ, KURBANLIK FİYATLARININ ÜÇ HANELİ ORANLARDA ARTMASIYLA SOMUTLAŞTI"
* Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde hayvancılıkta büyüyen kriz, kurbanlık fiyatlarının üç haneli oranlarda artmasıyla somutlaştı. Kurbanlık fiyatları canlı hayvan borsasında yüzde 150 artarken, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) vekaletle kurbanlık ücretlerini yüzde 165 artırdı. Kızılay, Türk Hava Kurumu (THK) gibi kurban bağışları ve vekaletle kurbanlık hizmeti veren kurumlar fiyatlarını yüzde 140-150 artırdılar.
"RUSYA’NIN TALEP VE BEKLENTİLERİ MASAYA GETİRİLECEK"
* 28 Mayıs’taki seçimin hemen ardından Kremlin Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’in yakında CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ile görüşeceÄŸi duyuruldu. Putin’in, hemen akabinde ikili görüşmeyi gündeme alması, seçim sürecinde iktidara saÄŸlanan moral, siyasal ve parasal desteklerin karşılığında Rusya’nın talep ve beklentilerinin masaya getirileceÄŸini gösteriyor.Â
* Daha önce Trump yönetimi döneminde Türkiye’ye ABD yaptırımlarının başlatılmasına ve F-35 savaş uçağı projesinden dışlanmasına rağmen yıllardır kullanılmaksızın ambalajında depolarda bekletilen 3 milyar dolarlık S-400’ler bu açıdan somut bir örnek olarak ortada duruyor. Seçim desteği karşılığında kapalı kapılar ardında Rusya’ya hangi sözlerin verildiği, Putin-Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesiyle önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
"İKTİDARIN SEÇİM SÜRECİNDE ‘DIŞ GÜÇLERDEN DESTEK ALDIĞI’ AÇIĞA ÇIKTI"
* Dış güçler söylemini, dış güçlerin müdahale iddiasını sürekli dile getiren iktidarın seçim sürecinde ‘dış güçlerden destek aldığı’ açığa çıktı. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, seçim sonrası Körfez ülkelerinin liderlerine ‘depo döviz hesapları’ için teÅŸekkür ziyaretine çıkacağını ifade etti. Körfez emirlikleri ve diÄŸer bölge ülkelerinin milyarlarca dolarlık bu desteÄŸi neyin karşılığında verildi?Â
* Her fırsatta ‘dış güçler’ söylemine sarılan iktidarın, seçimde kendisine dolar akıtan dış güçlere, ‘şükran turuna’ hazırlanması, Türkiye’nin saygınlığı adına incitici. Muhtemelen Erdoğan şükran turunda bu ülkelerin liderlerinden depo döviz hesabı desteklerini yerel seçimlere kadar sürdürmelerini, milyar dolarlarını MB’de tutmaya devam etmelerini isteyecek. Gelinen aşamada ekonomik zafiyetle ortaya çıkan bu parasal bağımlılık ilişkisi, önümüzdeki süreçte ülkenin dış politikasında, bağımsızlık anlamında negatif yansımalarını gösterecektir.
Editor : Åžerif SENCER