Yapraklar ÖZETİ| yeşile değil de bambaşka bir renge sahip olsaydı ışığı soğurabilir veya fotosentez yapabilir miydi?
Gelin, tüm bu soruların cevaplarını verelim.
Aslında bu sorunun cevabı birtakım belirsizliklerle doludur.
Şöyle ki bazı bilim insanları, günümüz bitkilerinin yeşil olmasının tesadüf olduğunu düşünür. Çünkü uzun zaman önce Dünya’daki okyanuslar, arkea ismi verilen mor ve tek hücreli organizmalarla doluydu.
Bu organizmalar mor oldukları için yeşil ışığı emerler ve kırmızı ile mavinin geçirgenliğine olanak sağlarlar. Öte yandan klorofil, ışığı soğuran bir moleküldür ve morla bir rekabete girdiğinde farklı biyokimyasal avantajlara sahip olduğu görülür.
Bilim insanlarının tahminlerine göre bitki dünyası, bu sebeple mor, kırmızı veya mavi değil de yeşildir.
Ayrıca bitkilerin iki farklı şeyi yapabilmesi için klorofil gibi ışığı emen yeşil renkli moleküllere ihtiyacı vardır.
İlki güneş enerjisini yakalamak, diğeri ise bu enerjiyi yaprağın diğer bileşenlerine aktararak bir nevi yakıt elde etmelerini sağlamaktır.
Ayrıca belli dalga boylarındaki ışığı absorbe etmekte başarısız olan, ışığı soğuran moleküllere sahip olmanın aslında o kadar da büyük bir sorun olmadığı ortaya çıkmıştır.
Çünkü klorofil gibi moleküller, yaprağın yalnızca yüzeyinde değil her katmanına yayılmış durumdadır. Ayrıca bu durum yaprağa, içinden geçen ışığın her fotonuna absorbe etme fırsatı verir.
Örneğin klorofil molekülleri yeşil ışığı absorbe etme konusunda oldukça başarısız olsa da yaprağın bu katmanlı hali, kendisine çarpan yeşil ışığın %80’ini yakalamasına olanak sağlar.
Kaynaklar: MinuteEarth 1, 2İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER