SCÜ ÖZETİ| Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kaan Şevki Kavak, Kahramanmaraş merkezli depremlerin, 1939 depreminden sonra ikinci büyük depremler olduğunu belirterek Malatya'dan kuzeye doğru hala kırılmamış faylar bulunduğunu, Malatya civarında yoğunlaşan sismisite varlığı olduğunu hatırlattı. Japonya'daki depremlere kıyasla Türkiye'deki depremlerin daha yüzeyde olmasının kıta üzerinde yer almasından kaynaklandığına vurgu yapan Prof. Dr. Kavak, "Ülkemiz dünya ölçeğinde kıtasal anlamda büyük gerilmelerin etkisinde. Özellikle üzerinde yaşadığımız kıtaların dinamik olması, birbirleriyle etkileşim halinde bulunması ve bunun sonucunda da ülke sınırları içerisinde çok büyük öneme sahip 2 ayrı fay zonunun ülkemizi etkilemiş olması nedeniyle büyük bir deprem yaşadık. Ülkenin şanssızlığı 2 büyük depremin art arda meydana gelmesi. Her ne kadar 2 deprem de ayrı sistem olarak görülse de 2'sinin de birbirine bağlı sistem olduğunu birçok yer bilimci arkadaşlarımız da belirtti. Ülkemizi etkileyen Doğu Anadolu fay zonu ve onun devamındaki Ölü Deniz fay zonu bu 2 depremdeki esas gerilmeyi oluşturan ana kırık zonlar. İlki 7.8 ikincisi ise 7.6 civarında büyüklüğe sahip ve bunların sonuçlarını hep beraber kötü bir şekilde yaşadık. Birçok yer bilimci şu anda sahada incelemelere devam ediyor" diye konuştu.
'FAYLARIN GERİLİMİ ARTTI, KIRILMAMIŞ FAYLAR VAR'
Doğu Anadolu ve Ölü Deniz fay zonu arasında kalan bölgedeki yerleşim yerlerinin de şu anda ülkenin diri fay haritasında yer alan bazı faylar tarafından etkilenebileceğini belirten Kavak, "Coulomb stres modeliyle ilgili çalışmalar ve radar görüntülerinden alınan bazı çalışmaları söyleyebiliriz. Bu 2 depremin sonucunda stres alanları, dikkat edilecek bazı bölgeler olduğunu bize söylemekte. Özellikle Coulomb stres modeliyle analiz yapan yurt içi ve yurt dışındaki araştırmacılar bazı faylar üzerinde gerilimlerin arttığını ve dikkatli olunması gerektiğini açıklıyorlar. Özellikle Malatya civarında yoğunlaşan sismik bir etki var. 3-4 gün önce Malatya'da da normal artçı depremlerin üzerinde bir artçı depremle şehir içinde bazı yıkımlar oldu. Bölgedeki sismisiteye baktığınız zaman Malatya'dan Elazığ'a doğru odak dağılımı görüyoruz. Bu odakların dağılımı küçük depremlerin ve artçıların dağılımı bir anlamda bölgede de yeni sismik sıkıntılı alanlar olabileceğini gösteriyor. Ayrıca Malatya ve civarını etkileyebilecek diğer bir fay ise Malatya fayı. 200 kilometrelik bir fay. Bu faylar hem güneydeki Doğu Anadolu hem de kuzeydeki Kuzey Anadolu faylarını birbiri ile bağlayabilen sistemler. Özellikle Doğu Anadolu fayının ilk kırıldığı Kırıkhan ve Kahramanmaraş arasındaki kısmından sonra bir de Hatay depremi olmuştu. Orada da Ölü Deniz fay zonunun bir kısmı kırılmış oldu ve bir anlamda kuzeye doğru, henüz daha kırılmayan kısımların olduğunu gördük" dedi.
'DURUM CİDDİ, EVLERE GERİ DÖNMEYİN'
Özellikle Malatya ve Ovacık'a dikkat çeken Prof. Dr. Kavak, "Ovacık'a doğru giden ve Malatya fayını da içerisine alan Malatya-Ovacık fayları dikkat edilmesi gereken yerlerdir. Bu bölgede yaşayan ve depremden dolayı evlerini terk eden insanların evlerine geri dönmeleri gibi bir gerçek var. Yeni can kayıplarının yaşanmaması için çok dikkat edilmeli. Ülkenin büyük bir kısmı sismik etkinliklerin bulunduğu bölgeler üzerinde yer alıyor. İstanbul ve civarını etkileyebilecek depremin son depremle oradaki kurum ve insanları nasıl harekete geçirdiğini biliyoruz. Her yönden çok ciddi bir durum. Yaşadığımız kentlerde deprem ve etkilerinden kendimizi korumak için bilinçli olmamız gerekiyor. Şehrimizi ve bölgemizi etkileyebilecek aktif fayların en azından neler olabileceğini ve bunların sismik etkilerinin geçmişte ne olduğunu bilmek gerekir. Özellikle depremin etkileyebileceği, sağlam olamayan zemin üzerinde yaşayan bina sahiplerinin de kontrollerini yaptırması gerekir" diye konuştu.
'11 BİNE YAKIN ARTÇI OLDU'
Bölgedeki sarsıntıların devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kavak, "Sismik etkinliğin bu kadar büyük ve geniş bir alanda 1 veya 2 yıl sürmesi ile ilgili genel bir kanı var. Daha önceden 4.0- 4.5 üzeri depremlerin önem taşıdığına rastlayabiliyorduk ama şimdi 11 bine yakın bir artçı deprem olduğunu AFAD yetkililerinden veya dünyadaki diğer sismik merkezlerden alabiliyoruz. Yüzeye yakın kesimlerde, Türkiye civarındaki depremlerin yerleşim yerlerindeki merkezleri etkileyebileceği ve yerleşim merkezlerindeki yapı stokunun sıkıntılı olması nedeniyle dikkat edilmesi gerekiyor" dedi.
Editor : Şerif SENCER