Karanfil ÖZETİ| Group'tan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Karanfil, küresel ticaretin yeni cazibe merkezi Afrika Kıtası'nda alınacak doğru pozisyonların, Türkiye'nin ve kardeş ülke Libya'nın geleceği için hayati rol oynadığını bildirdi.
Gelecek 100 yıl boyunca dünyanın neredeyse tamamının Afrika'ya yöneleceğini vurgulayan Karanfil, "Küresel düzenin getirmiş olduğu hakimiyet alanını genişletme politikaları yarışında geri kalmamak için, dış ticaret reformlarımızı Afrika'ya hitap edecek şekilde tasarlayıp geliştirmeliyiz." önerisinde bulundu.
Karanfil, dış ticaretten kazanılacak her kuruşun Türkiye'ye yapacağı ekonomik katkının unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, "Orada, bütün dünyanın gözünü diktiği bakir kıta Afrika var ve Libya üzerinden o kıtada hakimiyet alanımızı genişletmemiz mümkündür. Dört asırlık ilişkimizi daha da ileriye taşıyarak Libya'dan orta, doğu ve batı Afrika'ya açılmamız daha kolay olacaktır.
Bu nedenle Libya ile bağlantılı olarak hızlı bir Afrika açılımı ile var olan 2 anlaşmaya ek olarak 3 yeni anlaşma ile desteklememiz gerekiyor. Çünkü Afrika kıtasındaki 54 ülkeye 28 milyar dolar ticaret hacmi olan Türkiye'nin, Libya ile yapılacak yeni anlaşmalar sayesinde Afrika ile olan ticaretinin de üst seviyeye taşınabileceğine inancımız tam." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin küresel rekabetin yeni cazibe merkezi Afrika kıtasına yönelik plan ve projelerde inisiyatifi ele alması için en doğru başlangıç noktasının Libya olduğunu belirten Karanfil, "Libya ile Türkiye arasında imzalanmış Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması ile Güvenlik ve Askeri İş birliği Mutabakat Muhtırası'na ek olarak üç yeni anlaşma daha imzalanmalı.
Siyasi, ekonomi, eğitim ve sosyal hayatı kapsayan bu yeni anlaşmalar sayesinde Türkiye, Afrika'nın adeta giriş ve çıkış kapısı olan Libya ile son derece güçlü bağlar kurabilir." ifadelerini kullandı.
"LİBYA İLE YAPACAĞIMIZ ÜÇ YENİ ANLAŞMA AFRİKA'NIN KAPILARINI TÜRKİYE'YE AÇACAKTIR"
Karanfil, Libya'nın Afrika kıtasının anahtarı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Kültürel bağlarımız, soyadları veya lakapları aynı olan iki ülke vatandaşlarının mevcudiyetinde 4 asırlık bağları görmezden gelmememiz gerekiyor. Bunun için Libya'yı kardeş ülke olarak sahiplenmemiz gerekiyor. İlk olarak küresel düzende siyasi kalıcı anlaşma ile 2 bin yıllık ülke kurma ve yönetme tecrübelerimizi Libya'ya aktarabiliriz. Günümüzde üç parçaya bölünmeye çalışılan bir Libya ile karşı karşıyayız.
Afrika'nın güvenliği için kilit bir konumda olan Libya'nın istikrarı ve de güvenliği güç dengesinin oldukça değişken olduğu günümüz dünyasında göz ardı edilmemesi gereken önemli konuların başında gelmektedir. Siyasi anlaşma içinde Libya da siyasi ve bürokratik otoriteye danışmanlık hizmeti verilip Libya'nın bekası için sağlam bir devlet altyapısının oluşturulması hedeflenmelidir."
"Jeostratejik açıdan önemli yeri olan ve kıymetli yeraltı zenginlikleri ile ekonomik varlıkları mevcut olan bu ülkenin, istikrarlı bir devlet olması, bizim ülkemiz ve Afrika dahil tüm İslam coğrafyası için oldukça hassas bir konudur." diyen Karanfil şöyle devam etti:
"Libya Devleti son açıklamalar ve verilere göre, 74 milyar varil petrol rezervi, 172 milyar fit/m3 doğalgaz rezervi olan, Akdeniz'de 1770 Km kıyı şeridi, daha birçok zenginlikleri bulunan ve en önemlisi Afrika ya açılan bir cazibe merkezlerinden biri olması, Libya'yı bu coğrafyada çok önemli kılmaktadır. Bu minvalde Libya'yı ayrı bir devletmiş gibi görüp; onlardan aksiyon beklememiz oldukça yanlış bir tutumdur.
Bölgenin ve coğrafyanın sahiplenilmesi adına stratejik bir yaklaşımın daha doğru olacaktır. İkinci olarak yapılacak olan ekonomik iş birliği anlaşması sayesinde, Türkiye'nin ticaret tecrübesi, iletişim ağı ve ulaştığı deneyimler ile Libya'nın birikim ve potansiyelini birleştirip iki ülkenin lehine geniş çaplı iş birlikleri ve yine iki ülkenin kamuoyunun refahı geliştirilebilecektir.
İki bin yıllık devlet tecrübemizin Libya ile buluşması, o coğrafyayı etkilemesinin yanında mazlum halkın 41 yıllık Kaddafi dönemi ve sonrasında bugüne kadar sahip oldukları haklarının korunmasına ve de ekonomik istikrarın daim olmasına da yol açacaktır. Diğer taraftan kazan-kazan politikası çerçevesinde Libya'nın sahip olduğu kaynaklarının daha verimli değerlendirilip ekonomisine katkı sağlarken kendi ülkemize de aynı oranda katkı sağlanacaktır."
"EĞİTİM VE SOSYAL ALANLARDA İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI OLMALI"
Birbirine bağlı anlaşma dizisinin son halkasının eğitim ve sosyal alanlarda iş birliği anlaşması çerçevesinde iki ülkenin ilişkilerinin yeni bir boyut kazanacağına vurgulayan Karanfil, "İki ülke arasında eğitim ve sosyal alanındaki uygulamalar, mesleki ve teknik eğitimde tecrübe paylaşımı ve ortak araştırma faaliyetlerinin yürütülmesi gibi çalışmalar yapılması yeni ve gelecek nesillerin refah yaşam olanaklarına kavuşması, ülkemiz ve Libya arasındaki Osmanlı döneminden itibaren var olan köklü ilişkilerimizi daha da kalıcılaştıracak bir adım olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.