USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BÄ°ST 0.000
Ekonomi

TÜSİAD: Enerji yatırımlarını ciddi ölçüde riske atacak

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Kaslowski, Keşke çokça konuşulduğu gibi vergi indirerek enflasyonla mücadele mümkün olsa, o zaman tüm dünyada herkes de bu yöntemi benim

TÜSİAD: Enerji yatırımlarını ciddi ölçüde riske atacak
08-07-2022 06:18
Google News

TÜRKONFED ÖZETİ| ve TÜSİAD işbirliğiyle düzenlenen 'Anadolu Buluşmaları'nın ilk toplantısı bugün ÇUKUROVASİFED ev sahipliğinde Mersin'de yapıldı.

Toplantının açılışında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski gündemdeki konuları ele alan bir konuşma yaptı.

Kaslowski’nin deÄŸerlendirmeleri şöyle:

“SAVAÅž VE BÖLGE ÃœLKELERÄ°NÄ°N GÃœVENLİĞİ AÇISINDAN YENÄ° RÄ°SKLERE YOL AÇACAK”

Dünyada olaÄŸanüstü bir dönemden geçiyoruz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve siyasal bağımsızlığına yönelik Rusya’nın kabul edilemez saldırısı büyük bir insani drama neden oldu. Bu saldırı, caydırıcı giriÅŸimlerle durdurulmadığı takdirde hem insani açıdan hem de kurallara dayalı liberal demokratik düzen ve bölge ülkelerinin güvenliÄŸi açısından yeni risklere yol açacak.

“MONTRÖ VURGUSU”

Yeni küresel denklem, Türkiye açısından dış iliÅŸkilerini transatlantik alem ve Avrupa BirliÄŸi (AB) üyelik süreci açısından tazeleme gereÄŸini ortaya koydu. Türkiye hem Batı ile hem de bölge ülkeleriyle sorunlarını giderme yolunda adımlar attı. Montrö SözleÅŸmesi’nin bölge ülkeleri açısından saÄŸladığı hassas denge daima gözetilirken, NATO ittifakının caydırıcılığının da ülkemiz güvenliÄŸine saÄŸladığı katkı göz önünde bulundurulmalı. Türkiye’nin yoÄŸun giriÅŸimleri ile Rusya ve Ukrayna DışiÅŸleri Bakanları’nın yarın Antalya’da bir araya gelecek olmalarının, krize diplomatik çözüm arayışlarına büyük katkı saÄŸlamasını umut ediyoruz.

“SORUNLARIN ORTAK BÄ°R YAKLAÅžIMLA ELE ALINMASI DA KAÇINILMAZ”

Avrupa ve çevre ülkelerle Rusya arasında var olan dengesiz ekonomik bağımlılık ilişkisinin yarattığı siyasi ve ekonomik maliyetler gündemde. Nitekim AB, başta enerji alanı olmak üzere kaynak çeşitlendirme yolunda kapsamlı adımlar atmaya başladı. Bu dönemde öne çıkan konular: kural temelli ekonomik düzenin güçlenmesi ve savunma alanında yeni yapılanma. Yeşil ve dijital dönüşüm, enerji, tedarik zincirleri ve hammadde tedarikinde sorunların ortak bir yaklaşımla ele alınması da kaçınılmaz.

“ENFLASYON VE PARA POLÄ°TÄ°KASI GÄ°BÄ° ÖNE ÇIKAN BAÅžLIKLAR EKSEN DEĞİŞTÄ°RDÄ°”

Ekonomik ajandada son dönemde takip ettiÄŸimiz enflasyon ve para politikası gibi öne çıkan baÅŸlıklar Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber tamamen eksen deÄŸiÅŸtirdi. Halihazırda artmaya devam eden global enflasyon ile tüm küresel tedarik zinciri ve enerji fiyatları daha da belirsiz bir patikaya girdi. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve bunların karşılığında Rusya’nın atacağı adımlar hem küresel ekonomide hem de Türkiye ekonomisinde belirleyici olacak.

“ÃœLKE EKONOMÄ°SÄ° İÇİN HIZLI TEDBÄ°RLER ALINMALI”

YaÅŸanan gerilim Türkiye ekonomisini enflasyon, beklentiler, finans, dış ticaret ve turizm kanalları üzerinden etkilemekte. Rusya’nın önemli miktarda enerji arzını saÄŸladığı Avrupa’da da enerji kaynaklı yavaÅŸlama riski mevcut. Öte yandan, petrol, hububat ve metal gibi emtia fiyatları artmaya devam ediyor. Ãœlke ekonomimiz için hızla tedbir almamız gereken ve son derece maliyetli bir sürece girmiÅŸ durumdayız.

“YÃœZDE 55’LERE GELMÄ°Åž VE YÃœKSELMEYE DE DEVAM EDEN BÄ°R ENFLASYONUMUZ VAR”

Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 gibi oldukça yüksek bir büyüme kaydetti. Yaklaşık 800 milyar dolara gelen bir milli gelirimiz ve 9 bin 500 dolar seviyesinde bir kiÅŸi başı milli gelirimiz mevcut. Fakat tüm bunların yanı sıra yüzde 55’lere gelmiÅŸ ve yükselmeye de devam eden bir enflasyonumuz var. Dünyada ise enflasyon son 20-30 yılın en yükseÄŸinde olmasına raÄŸmen halen yüzde 7-8 seviyesinde.

“ENFLASYON Ä°LE TAM MÃœCADELE EDEMÄ°YORKEN BÄ°R DE BU KRÄ°ZLE KARÅžI KARÅžIYA KALDIK”

Ãœzülerek belirtmeliyim ki bu enflasyon ortamında refah kaybı çok ciddi boyutlara varmış durumda. Ä°ÅŸte bu yüzden en baÅŸtan bu yana enflasyon yüzde 20’lerdeyken çok dikkatli olmamız gerektiÄŸinden bahsediyorduk. Halihazırda iktisadi çerçevede enflasyon ile tam mücadele edemiyorken bir de bu krizle karşı karşıya kaldık. KeÅŸke çokça konuÅŸulduÄŸu gibi vergi indirerek enflasyonla mücadele mümkün olsa, o zaman tüm dünyada herkes de bu yöntemi benimserdi. Ama bugün de görüyoruz ki enflasyonla mücadelede bilimin bize sunduÄŸu iktisadi yöntemlere geri dönmemiz gerekmekte.

“ENFLASYONA KARÅžI ATACAÄžIMIZ ADIMLARDA ÇOK DAHA TEMKÄ°NLÄ° OLMAMIZ GEREKEN BÄ°R SÃœRECE GÄ°RDÄ°K”

Türkiye’nin küresel para politikasında deÄŸiÅŸimin eÅŸiÄŸinde emsallerine göre tercih ettiÄŸi farklı patika, Rusya- Ukrayna savaşı ile riskleri daha da artırdı. SavaÅŸla birlikte küresel ölçekte artmaya baÅŸlayan fiyatları da göz önünde bulundurarak, enflasyona karşı atacağımız adımlarda çok daha temkinli olmamız gereken bir sürece girdik. Bugüne kadar bir ÅŸekilde geldik fakat bundan sonrasında global ortam bizi çok daha riskli bir sürece soktu. Ä°ktisadi olarak tam hazırlıklı deÄŸiliz. Hem dış finansman ihtiyacımız çok yüksek ve her geçen gün yükseliyor hem dövize eriÅŸim maliyeti artıyor hem de içeride ÅŸiddetli bir refah kaybı mevcut. Maalesef bu süreç de yüzde 11 gibi son derece yüksek büyüdüğümüz bir dönemde gerçekleÅŸiyor. Nasıl bir büyüme tercih ettiÄŸimizi tekrar deÄŸerlendirmeliyiz.

“EKONOMÄ°DE TEMENNÄ° ETTÄ°KLERÄ°MÄ°ZDEN HER GEÇEN GÃœN UZAKLAÅžTIÄžIMIZI TÃœM RAKAMLAR NET ORTAYA KOYMAKTA”

Bugünkü gibi hızlı ve yüksek gözükürken aslında fakirleştiren bir büyüme mi istiyoruz, yoksa fiyat istikrarının öncelikli olduğu kalkınmayı sağlayan, refahı artıran sürdürülebilir bir büyüme modeli mi istiyoruz. Bugün itibari ile ekonomide temenni ettiklerimizden her geçen gün uzaklaştığımızı, halihazırda açıklanan tüm rakamlar net ortaya koymakta. Üstelik henüz bu rakamlarda savaşın da etkisini görmüş değiliz. Tüm bu gelişmeler ışığında zor bir 2022 geçireceğimizi bilmeliyiz. Türkiye ekonomisi, krizlerle mücadeleyi iyi bilen, doğru adımlar atıldığı takdirde esnek ve güçlü bir ekonomidir. Bu süreçten, ancak ve ancak doğru mücadele araçlarını doğru zamanlama ile kullanırsak en az hasarla çıkmamız mümkün olabilir. Şunu unutmayalım, savaş dolayısıyla tüm dünya ekonomileri hasar görecektir. Burada bunu en aza indirebilmekten bahsediyoruz.

“KÃœRESEL TEDARÄ°K ZÄ°NCÄ°RLERÄ° KRÄ°TÄ°K ÖNEME SAHÄ°P”

Pandemi sürecinde tecrübe ettiğimiz küresel tedarik zincirlerinin kritik yapısı, Rusya ve Ukrayna savaşı ile birlikte ülkelerin gündeminde üst sıralarda. Enerji arz güvenliği ve gıda güvenliği, bu hassas gündemde politikalarımızın sürdürülebilirlik temelleri üzerine inşa edilmesi ihtiyacını gözler önüne seriyor. Enerji arz güvenliği ve iklim krizi gerçeğini odağına alan bir enerji dönüşümünü tesis etmeliyiz. Üzüntü ile takip ettiğimiz savaş ortamı, kendine yeterli, riski iyi yönetilen ve dirençli bir enerji sisteminin ne kadar önemli olduğunu bizlere yeniden hatırlattı. Bunun sağlanmasına yönelik tartışmalara aktif ve yapıcı katkı sağlanması kritik önemdedir.

“NÃœKLEER DÃœZENLEME KANUNU'NU ELEÅžTÄ°RDÄ°”

Enerjiye tüm kesimlerin erişimi amacıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza doğrudan destek doğru yönde atılmış bir adım olmuştur. Öte yandan, geçtiğimiz hafta sonu Nükleer Düzenleme Kanunu'na eklenen maddenin hem yenilenebilir enerji yatırımlarının sürdürülebilirliğini ciddi ölçüde riske atacak hem de yatırım ortamının öngörülebilirliğini olumsuz etkileyecek nitelikte olduğunu değerlendiriyoruz.

Bu süreç yeÅŸil dönüşüm hedefini de desteklemeyecek, uzun vadede ekonomik enerjiye ulaşımı da olumsuz etkileyebilecektir. Elektrik Piyasası Kanunu’nda da belirtildiÄŸi üzere; 'arz güvenliÄŸi' için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve ÅŸeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluÅŸturulması esastır.

“ZEYTÄ°NLÄ°KLERÄ°N MADENCÄ°LÄ°K FAALÄ°YETLERÄ°NE AÇILMASINDAN GERÄ° DÖNÃœLMESÄ° TALEPLERÄ°NE KULAK VERÄ°LMELÄ°”

Tarımsal arzın sürdürülebilirliği de ekonominin hemen her sektörü ile ilişkili. İklim değişikliğinin etkilerinin yanı sıra maliyet artışı kaynaklı bir gıda enflasyonu sorunumuz da var. Tahıl ve yağlı tohumlarda dışa bağımlılığımız gıda arz denkleminde birçok sektörü doğrudan etkilemekte. Yüksek oranlarda gıda atık ve kaybı da söz konusu. Tüm bunlar çerçevesinde, sürdürülebilir tarımsal üretim planlanmasına, üreticinin desteklenmesine, değer zincirinde verimin artırılmasına, atık ve kaybın azaltılmasına yönelik stratejik orta ve uzun vadeli yapısal iyileştirmeler, gıda arz güvenliğinin ve güvencesinin yanı sıra enflasyonist baskı açısından da yüksek önemde. İklim değişikliği ile mücadelede önemli bir konu karbon tutan yutak alanların korunmasıdır. Binlerce yıldır coğrafyamızın en önemli zenginlikleri arasında yer alan, yutak alan işlevinin yanı sıra önemli bir istihdam ve gelir kaynağı olan zeytinlik sahalarının ekosistem bütünlüğünde korunması son derece kıymetli. Çevre, iklim, enerji ve ekonomi politikalarımız birbiri ile tutarlı olmalıdır. Kamuoyu vicdanını da derinden etkileyen, zeytinlik sahalarının madencilik faaliyetlerine açılması düzenlemesinin geri çekilmesi yönündeki taleplere kulak verilmelidir.

“TOPLUMSAL CÄ°NSÄ°YET EŞİTLİĞİ, HEMEN ŞİMDÄ°”

Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü idi. 21 yüzyılda halen kadınlar erkek şiddetine maruz kalıyor, eğitime ve işe erişimde türlü engellerle mücadele ediyor. Örneğin ülkemizde kadınların iş gücüne katılımı OECD içinde en son sırada.

Bu durum, uluslararası endekslerdeki konumumuzu ve ülkemizin rekabet gücünü de olumsuz etkiliyor. Kadının her alanda eÅŸit katılımı, zihniyet dönüşümü ve kurumsal politikalarla mümkün. Ä°ÅŸ dünyası olarak bizim de yapabileceÄŸimiz çok ÅŸey var. GeçtiÄŸimiz hafta TÃœSÄ°AD olarak, TÃœRKONFED’in de içinde olduÄŸu 7 sivil toplum kuruluÅŸu ile bir araya gelerek ‘Toplumsal Cinsiyet EÅŸitliÄŸi, Hemen Åžimdi’ dedik. Bu çaÄŸrımıza Mersin iÅŸ dünyasının da sahip çıkacağını umuyoruz.”


Editor : Haberpanelim
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
Bu Caddeyi Neden Dümdüz Değil de Kıvrımlı Hâle Getirdiler?
Bu Caddeyi Neden Dümdüz Değil de Kıvrımlı Hâle Getirdiler?

Dünyaca ünlü birçok cadde var ancak San Francisco’nun kalbindeki Lombard Caddesi diğerlerinden bir başka. Bu cadde, dünyanın en kıvrımlı caddesi olarak biliniyor.

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
Asgari Ücret En Az Ne Kadar Olmalı?
NAMAZ VAKÄ°TLERÄ°
Gazete ManÅŸetleri
Yol Durumu