Pek ÖZETÄ°| çok Avrupa ülkesinde durum böyle deÄŸil. ABD’nin birçok eyaletinde insanlar, su ihtiyacının tamamını musluk suyundan karşılayabiliyor. Zira bunun bir örneÄŸini Ä°sviçre, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde de görebiliyoruz.Â
Türkiye’de ise çok sayıda insan, evindeki musluktan su içmeyi tercih etmiyor. Bu sebeple de ya arıtma cihazlarına ya da ambalajlı sulara yöneliyorlar. Üstelik bunlar da ekstra harcama yapmamıza sebep oluyor. Peki musluk suları içilemez durumda mı?
Musluk suyunun, içilebilmesi için birtakım işlemlerden geçmesi gerekiyor.
Dünya Sağlık Örgütü, ilk kez 1958 yılında Uluslarası İçme Suyu Standartları adıyla bir bildiri yayımlamladı. Sonraki yıllarda ise bu bildirinin üzerinde birtakım değişiklikler yapılarak günümüzdeki halini aldı. Ülkemizde de şebeke sularının kaynağını ve dezenfeksiyon işlemini belediyeler, denetimini ise Sağlık Bakanlığı gerçekleştiriyor.
Ãœlkemizdeki ÅŸebeke sularında bulunması gereken deÄŸerler ise DSÖ tarafından paylaşılan verilerle aynı olacak ÅŸekilde belirlenmektedir. Suyun dezenfeksiyonunda kullanılan bazı maddeler ise kafa karışıklığına sebep olabiliyor. ÖrneÄŸin çok zararlı olduÄŸunu düşündüğümüz klor gibi...Â
Musluk sularının klorlu olması ise sanıldığı gibi zararlı değil.
Åžebeke sularının içme suyuna dönüştürülmesi için klorlanması oldukça önemli bir iÅŸlem. Ancak birçok insan, klorun saÄŸlığa zararlı olduÄŸuna ve bu yüzden musluk suyu içilmemesi gerektiÄŸine inanıyor.Â
Suda bulunan klor miktarı oldukça dikkat edilmesi gereken bir nokta. Zira belirli bir deÄŸerin üzerinde veya altında olmaması gerekiyor. Klor miktarı fazlalaÅŸtığında bu durum zamanla insan saÄŸlığına zarar verebilir. Bunun yanı sıra klor seviyesi çok düşük kaldığında da sudan hastalık kapma riskiniz artabilir. Yani suda bulunan klor, belirlenen düzeyde olduÄŸu sürece saÄŸlığa zararlı deÄŸil; aksine faydalıdır.Â
Sularda klor kokusu olması normal mi? Â
MusluÄŸunuzdan bir bardak su doldurup içmek istediÄŸinizde içerisindeki klorun kokusunu veya tadını aldığınız olmuÅŸtur. Bu koku veya tadı almanızın sebebi, ÅŸebeke sularına klor eklemesinin yeni yapılmış olması olabilir. Ancak biraz önce de bahsettiÄŸimiz gibi, bu klor düzeyi insan saÄŸlığına zarar vermez. Â
Nitekim sistemin içindeki klor, zamanla dengelenir ve sudaki kloru daha az hissetmeye başlarsınız. Tabii koku ve tat duyularınız bu duruma bir süre sonra alışacağı için de bir süre sonra daha az rahatsızlık duymaya başlarsınız.
Hala rahatsız oluyorsanız da klorun kokusunu ve tadını bastırmak için yapabileceÄŸiniz birkaç ÅŸey var.Â
ÇeÅŸmenizden doldurduÄŸunuz suyu aÄŸzı açık bir ÅŸekilde dolabınızda en az birkaç saat bekletmek, klor kokusunun dışarıya çıkmasında yardımcı olacaktır. Aynı zamanda musluÄŸunuzun soÄŸuk tarafını kullanmanız da tesisatınızdan gelebilecek bakır, kurÅŸun gibi maddelerin emilim olasılığını azaltır.Â
Musluk suyunun tadı 'garip' mi geliyor?
Çünkü musluk suları, diÄŸer sulardan farklı iÅŸlemlerden geçiriliyor. Ambalajlı suların büyük birçoÄŸu klorlanmıyor, arıtma sular ise suyun içindeki çok sayıda maddeyi ayrıştırıyor. Farklı iÅŸlemlerden geçirilen, farklı yöntemlerle muhafaza edilen suların tadının farklı olması da oldukça normal. Sürekli olarak tükettiÄŸiniz suyun tadına alıştığınızda ise musluk suyunun tadı ‘garip’ geleceÄŸi için bu alışkanlığınızdan vazgeçmeniz oldukça zor oluyor. Â
Günümüzde de birçok insan bırakın musluk suyuna geçmeyi, farklı bir marka su tüketmekten bile hoÅŸlanmıyor. Yani bu noktada alışkanlıklarımız da musluk suyu tüketimimizi büyük ölçüde etkiliyor.Â
Peki hala neden musluk suyu içen insan sayısı çok az?
Genellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar, su arıtma cihazı kullanmaya veya ambalajlı su tüketmeye fazlasıyla alışmış durumda. Ancak bu şekilde tüketilen suların büyük birçoğu klorlama işleminden geçmiyor. Yani temiz olduğuna inandığımız bu sular bile yeterince masum değil.
Üstelik defalarca kez kullanılan damacanaların içine konulan sular tehlikeli bile sayılabilir.
Editor : Åžerif SENCER