
Cumhurbaşkanlığı ÖZETİ| seçimlerinin ikinci tura kalmasının ardından siyaset gündeminde hareketli saatler yaşanıyor.
Son olarak Emek Partisi (EMEP) Genel BaÅŸkanı Ercüment Akdeniz, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada hem partideki görevlerinden hem de parti üyeliÄŸinden istifa ettiÄŸini duyurdu.Â
"PARTİ İÇİ DEMOKRASİYE AYKIRI..."
Ä°stifa kararını duyurmak için seçimlerin bitmesini beklediÄŸini belirten Akdeniz, "Milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecine gelindiÄŸinde parti içi demokrasiye aykırı müdahaleler farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır" ifadesine yer verdi.Â
Parti içinde milletvekili seçimlerine nasıl girilmesi gerektiği hakkındaki tartışmalara değinen Akdeniz, EMEP adaylarının Yeşil Sol Parti listelerinden girme kararının ardından "Bazı Sekretarya üyeleri tarafından, demokratik şekilde alınan bir karar söz konusu olmasına rağmen 'bu karar örgütlendi' şeklinde bir suçlama ortaya atıldığını" söyledi.
İstifa beyanımdır.Demokratik kamuoyuna saygılarımla duyurulur. pic.twitter.com/rCcWvejbVo— Ercüment Akdeniz (@ErcmentAkdeniz) May 16, 2023
Akdeniz'in açıklamasının tamamı şöyle:
14 Mayıs seçimlerine giden süreçte parti merkezi içinde baÅŸ gösteren kimi tartışma, tutum ve eÄŸilimler hem Genel BaÅŸkanlık ve parti görevlerimden hem de parti üyeliÄŸinden istifa etme kararı vermeme neden olmuÅŸtur.Â
Ä°stifa kararımı açıklamayı bilerek geciktirdim ve 14 Mayıs seçimleri sonrasını bekledim. Çünkü hem CumhurbaÅŸkanı hem de milletvekili seçimlerinin aynı anda yapıldığı bir seçim sürecinde; parti, Emek Özgürlük ittifakı ve devrimci demokratik kamuoyu nezdinde bu gündemle anılmak olmazdı. Nitekim, bu süreçte var gücümüzle hep beraber çalıştık. Tek adam yönetiminin son bulması için kararlılıkla mücadele eden emekçi halkımızı ve demokrasi güçlerini selamlıyorum. Halkın parlamentoya gönderdiÄŸi ittifak vekillerini tebrik ediyor, baÅŸarılar diliyorum.Â
Peki, istifayı gerektirecek ağırlıkta nasıl bir sorun yaşanmış olabilir? Herkesin merak ettiği husus, haklı olarak bu olacaktır. Konuyu çok uzatmadan açıklamaya çalışayım;
Genel Yönetim Kurulu'nda, GYK toplantısında Emek Partisi'nin (EMEP) YeÅŸil Sol Parti listelerinden seçime katılma kararını savunan GYK üyeleri kürsüde ölçüsüz bir ÅŸekilde baskı altına alınmıştır. YeÅŸil Sol Parti listelerinden girme kararının alınması sonrasında ise, bazı Sekretarya üyeleri tarafından, demokratik ÅŸekilde alınan bir karar söz konusu olmasına raÄŸmen 'bu karar örgütlendi' ÅŸeklinde bir suçlama ortaya atılmış, bu suçlama MYK toplantısında da dile getirilmiÅŸtir. Bu suçlamalar, partide kendisini GYK'nın ve MYK'nın üzerinde gören triumvir bir yapının eseri olup böyle bir yapıyla yol yürümek benim açımdan mümkün deÄŸildir.Â
Milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecine gelindiÄŸinde ise parti içi demokrasiye aykırı müdahaleler farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. Parti merkezi nezdinde aday belirleme sürecine iliÅŸkin prensiplerin henüz oluÅŸmadığı esnada kendisini partiden üstün gören bu yapı, 'örgüt/taban eÄŸilimini alma faaliyeti' adı altında, aday belirlenmesine iliÅŸkin olarak henüz belirlenmemiÅŸ bazı prensipleri sanki parti merkezi nezdinde ortaklaÅŸa belirlenmiÅŸ gibi örgüt tabanına sunmuÅŸtur. Buna göre;Â
- Bazı yönetici ve üyelere, Genel BaÅŸkan'ın baÅŸka partiden aday olmaması yönünde bir parti kararı olduÄŸu bildirilmiÅŸtir. Oysa ki ortada bu yönde herhangi bir parti kararı yoktur. Son parti kongresinde böyle bir karar alınmadığı gibi parti tüzüğünde de böyle bir düzenleme yoktur. Ãœstelik gerçekte var olmayan bu kararın konusu olan kiÅŸinin, yani Genel BaÅŸkan'ın da bu karardan haberi yoktur. Daha vahimi, DÄ°SK Genel BaÅŸkanlarının genellikle Meclis'e aday gösterilmesi örneÄŸi, bu bilinmeyen tuhaf 'karara' gerekçe olarak gösterilmiÅŸtir. EMEP eski Genel BaÅŸkanlık görevinde bulunan yoldaÅŸların adaylık, vekillik vb konularda 'alınganlık gösterdikleri iddiası' dahi örnek gösterilmiÅŸtir. Daha da ileri gidilerek, kimi üyelere 'HDP bunu yarın önümüze koyar, EMEP'in baÅŸkanını biz belirledik der' ÅŸeklinde garabetle melul izahatlar yapılmıştır.Â
- Ä°l yöneticileri ve üyelerden adaylık için öneri alınırken, Genel BaÅŸkan'ın haberi olmaksızın, birçok yerde 'BaÅŸarılı Genel BaÅŸkan + yanında 2 Milletvekili' formülü, sanki parti merkezi tarafından önceden belirlenmiÅŸ bir prensipmiÅŸ gibi aktarılmıştır. "Genel BaÅŸkan zaten tanınıyor, vekil gibi çalışıyor" denmiÅŸtir. Parti merkezinin bilgisi ve önceden konuÅŸulmuÅŸ gündemi olmaksızın yapılan bu söylemlerle, üyelerin sunacağı isim önerilerine, gerçekle baÄŸdaÅŸmayacak ÅŸekilde, dolaylı etki ve yönlendirme yapılmıştır. Böylesi yönlendirmelerin olmadığı illerde büyük çoÄŸunluk Genel BaÅŸkan'ı önermiÅŸtir. Yönlendirmenin ve algı yönetiminin yapıldığı yerlerde de Genel BaÅŸkan yüksek oranla önerilmiÅŸtir ama ÅŸapkadan "BaÅŸarılı BaÅŸkan + 2 vekil" formülü çıkarılınca, üye ve yöneticiler Genel BaÅŸkan'ın dışında iki isim önerisi yapmışlardır. Bu durumun kendisi hem büyük bir çeliÅŸkiye hem de "triumvira"yı andıran yönetim ÅŸeklinin vahametine iÅŸarettir. Ayrıca kimi illerde tüm il yönetiminden, kimi illerde sadece sorumlu bir yöneticiden, kimi illerde ise üyelerden öneri alınması demokratik merkeziyetçilik ilkesinin çiÄŸnendiÄŸini göstermektedir.Â
- 15 Nisan tarihli MYK toplantısında vekil adayı için tartışılan isimler konusunda özellikle not düştüğüm bir "ÅŸerh kararım" bulunmaktadır. Bu ÅŸerh, yalnızca ve yalnızca, iki vekil adayından birinin dahi işçi olmamasına dairdir. EMEP'in çeyrek asrı aÅŸan mücadele tarihinde ve nihayet bugününde işçi kökenli Genel BaÅŸkan ve işçi milletvekili çıkaramaması üzücüdür, hepimizin sorumluluÄŸundadır. 14 Mayıs seçimlerine doÄŸru devrimci işçi partisi kimliÄŸi taşıyan bir parti olarak EMEP'in iki vekil çıkarma imkanı varken hala bunlardan birini bir işçiden veya işçi kökenli bir devrimciden yana tercih etmemesi benim açımdan kabul edilemez. Nitekim bu özelliÄŸi haiz çokça işçi yoldaşımız vardır. Ne yazık ki bu ÅŸerh kararım, tüm uyarılarıma raÄŸmen, GYK üyelerine, il ilçe yöneticilerine ve üyelere ulaÅŸtırılmamıştır.Â
- Aynı toplantıda, "Meclise ÅŸimdiki Genel BaÅŸkan gitmeyecekse, EMEP adına gidecek iki vekil arkadaÅŸtan biri mutlaka Genel BaÅŸkan olmalıdır. Gerekirse bunun için hızla olaÄŸanüstü genel kongre toplanmalıdır" ÅŸeklindeki önerim ve uyarım da dikkate alınmamıştır, bilgilendirme yapılırken bu uyarım yine yönetici ve üyelere ulaÅŸtırılmamıştır. Zira, önemli olan parlamentoya gidecek isimden ziyade, Meclis'te Genel BaÅŸkanlık'ın temsil edilmesidir. Meclis'te grubu bulunmayan bir partinin parlamentoda etkin olması için de bu tercih elzemdir. Ayrıca, ittifak bileÅŸeni parti ve örgütlerin baÅŸkan, eÅŸ baÅŸkan ve sözcülerinin Meclis'teki hareket alanı için de vekillerden birinin BaÅŸkan olmasında mutlak fayda vardır. Dolayısıyla "Genel BaÅŸkan + 2 vekil" ÅŸeklinde bir formülün ortaya atılmasının hiçbir faydası ve iÅŸlevi yoktur. Ä°simler deÄŸil, parti bakımından kürsü ve temsiliyet önemlidir. Bununla birlikte, bizzat MYK üyelerimizi, yazılı olarak uyarmama raÄŸmen; "BaÅŸkan + 2 vekil formülünü doÄŸru bulmuyorum, örgüte böyle izah edilmesin" dememe, tersinin yapıldığı örnekler çokça görülmüştür.Â
- "Genel BaÅŸkan tanınıyor, o milletvekili gibi" ÅŸeklindeki söylemler üyelerin masum duygularını istismar için de kullanılmıştır. Nitekim sözünü ettiÄŸim triumvir yapı, ben seçim kampanyası dahilinde il mitinglerini dolaşırken, bilgim dahilinde olmadan kendince "sorunlu" kentleri dolaÅŸmıştır ve aday yapılmadığım için tepki gösteren üye ve yöneticileri "ikna" turuna çıkmıştır. Bu ilginç faaliyetle ilgili ne öncesinde ne de sonrasında, sekreterya üyesi olan Genel BaÅŸkan'a, herhangi bir bilgi verilmemiÅŸtir. Daha vahimi bu görüşmelerde "Genel BaÅŸkan aslında görevinde çok baÅŸarılı ama biz kolektif çalışmaya daha uygun ve Meclis ortamından etkilenmeyecek arkadaÅŸları önerdik" mealinde sözler sarf edilmiÅŸtir. Yani "baÅŸarılı" (!) bir Genel BaÅŸkan olarak benim kolektif çalışmaya daha uzak olduÄŸum, Meclis ortamına girince olumsuz sapma ya da eÄŸilimlerde bulunabileceÄŸim üstü kapalı olarak ima edilmiÅŸtir. Bu hem ÅŸahsıma hem de EMEP'in Genel BaÅŸkanlık makamına hakarettir. Bu durumda istifa kararım sadece ÅŸahsi onuruma deÄŸil, Genel BaÅŸkanlık makamına da saygının bir ifadesidir.Â
- Kimi yönetici ve üye yoldaÅŸlardan adaylık tartışmalarına gelen itirazlara verilen ilginç gerekçelerden biri de "Genel BaÅŸkanlık aslında bizde yasal zorunluluk, dolayısıyla sembolik" ÅŸeklindeki cümledir. Elbette bu saptama da Genel BaÅŸkan'ın bilgisi dahilinde deÄŸildir. Birbiriyle tamamen çeliÅŸen bütün ifade ve izahatlar, aslında adaylık belirleme sürecinin nasıl bir oldu bittiye getirilmek istendiÄŸini göstermektedir. Tel tel dökülen bu acelecilik ve acemilikle üzeri alelacele örtülmek istenen karambol duruma elbette izin vermem söz konusu olamazdı. Sadece, ülkedeki seçim sürecinin geçmesini ve 15 Mayıs'ı bekledim. Örnekler uzatılabilir ama uzatmak gerekmiyor.Â
Kısa çerçevesini çizmeye çalıştığım bu tablo, sürece dair "parti kararlarının gerçekte nasıl "alındığının" tipik fotoÄŸrafıdır. Ayrıca bu tabloda, "yoldaşın yoldaÅŸ için canını vermeye hazır olduÄŸu" devrimci sosyalist bir parti geleneÄŸinden "yoldaşın yoldaÅŸ arkasından iÅŸ çevirmeye baÅŸladığı" bir partiye geçiÅŸin dramatik hikayesi vardır. Lobicilik, kulisçilik sosyalist bir partide yer bulamaz, bulursa o parti devrimci olmaz. Çıkar iliÅŸkilerine kapı aralayan inceltilmiÅŸ lobi organizasyonları yakın geçmiÅŸ ve geleceÄŸin en büyük tehlikesidir. Sovyet partisi ve sovyet yönetiminin çöküşü bunun sayısız örnekleriyle doludur. Bununla asla uzlaÅŸmayacağım, asla bir parçası olmayacağım. EMEP'in kuruluÅŸundan bugüne gerek Emek GençliÄŸi gerekse parti örgütlerinin birçok kademesinde görev aldım. Hiçbir zaman aklımda makam ya da koltuk olmadı. Bu mücadeleye milletvekili olmak için de katılmadım. Böylesi bir heves, her ÅŸeyden önce can vermiÅŸ yoldaÅŸlara, onların ailelerine en büyük saygısızlık olurdu ve asla yüzlerine bakamazdım. Evet, o acılı ailelerin yüzlerine bakmak, ellerinden tutmak için bu istifa beyanını yazıyorum. Beni tanıyan yüzlerce, binlerce mücadele arkadaşım, halktan insanlar samimiyetimi teslim edeceklerdir. Bu istifa beyanıyla kendimi ortaya koyuyorum. Partinin tercihi ve deÄŸiÅŸimin gücü artık benim elimde deÄŸil. Ä°stifa kararım partiye verilen bir zarar deÄŸil, tersine katkı olarak görülmeli. Elbette takdir partinin kongre delegelerine, GYK, MYK, MDK baÅŸta olmak üzere organlarına, üyelerine ve gençliÄŸine aittir. Bir ÅŸey diyemem, bu saatten sonra da söylemem.Â
Peki bundan sonra süreç nasıl iÅŸleyecek, ne olacak?Â
EMEP Parti Tüzüğü'nün 32. maddesi ÅŸu ÅŸekildedir: "Genel baÅŸkanlığın herhangi bir nedenle boÅŸalması halinde, genel kongre toplanıncaya kadar GYK, Partiyi temsil yetkisini, kendi içinden seçeceÄŸi bir üyeye tevdi eder. En geç 45 gün içinde genel kongreyi toplantıya çağırır." Ä°stifamın akabinde süreç bu ÅŸekilde ilerleyecektir. Dolayısıyla olaÄŸanüstü parti kongresi, 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur BaÅŸkanlık seçimlerinin çok sonrasına kalacak ve iki seçim arasında partiyi yormayacaktır. Parti üyeliÄŸinden istifa ettiÄŸim için benim olaÄŸanüstü kongreye katılmam söz konusu deÄŸildir.Â
Partilerde esas birlik program birliÄŸidir. Fakat bu yeterli deÄŸildir. Çünkü devrimci özünü yitirmiÅŸ pratik, devrimci teori ve programı teslim alıyor ve içini boÅŸaltıyorsa orada gönüllü bir birliÄŸin kalmayacağı benim açımdan açıktır. "Kol kırılır yen içinde kalır" çıtası çoktan ve fazlasıyla aşılmıştır. Gelinen yerde parti merkez yönetiminde duygu, gönül, vicdan, irade ve güven birliÄŸini kaybetmiÅŸ bulunuyoruz. Bana bugüne kadar yoldaÅŸlık etmiÅŸ olan ve bugün hala partide samimi olarak mücadele eden genç ve yaÅŸlı yüzlerce mücadele arkadaşımı elbette bunun dışında tutuyor, her birine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Â
Alıngan deÄŸilim, istifa kararını da bir anlık öfke ile almadım. 15 Mayıs'a kadar var gücümle çalıştım. Fakat kökleriyle parti merkezine yerleÅŸmeye baÅŸlayan böylesi triumvirlik bir yapının gölgesi altında, benim için bir kurul toplantısına daha katılmak hem faydasız hem de katlanılmazdır. Bu yüzden bilinçli bir tercih olarak istifa gerekçemi hem parti kamuoyunun hem de demokratik kamuoyunun bilgisine sunuyorum.Â
Türkiye'nin geleceğinde emek, demokrasi, özgürlük ve halk güçlerinin birliğine her zaman olduğu gibi değer vereceğim. Harcında bir kum tanesi olursam ne mutlu bana. Sosyalizm, kalbimizi her daim ışıtan bir güneş bizim. Umutsuzluğa yer yok, tek adam düzeni son bulacak. İşçi sınıfını, emekçi halkımızı, bütün devrimci, demokratik parti ve örgütleri selamlıyorum.
Editor : Åžerif SENCER