USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Sıkıntıdan patlayanlar için… Y. Bekir Yurdakul’un yazısı…

Selen Aydın; düşlerden, tutkulardan, beklentilerden uzak; sesin sese değmediği, kendini yineleyen hayatlar üstüne düşünmeye çağırıyor... Hem de bunu özenle kullandığı, ezgili dili, her sözcüğünde kendisini duyumsatan lezzetli anlatımıyla yapıyor. Sadi Güran’ın resimlerin

Sıkıntıdan patlayanlar için… Y. Bekir Yurdakul’un yazısı…
25-12-2022 00:23
Google News

İlk ÖZETİ| kitabı Karanlıktan Korkan Mum 2020’de yayımlanan Selen Aydın, Sıkıntıdan Patlayan Kasaba’yla ikinci kez çalıyor kapımızı.

İlkin kitabın adı durdurdu beni: nereye varacaktı öykünün çağırdığı yolculuk ve nedendi bu “patlama”? Daha kapağı çevirmeden, kent toplumbilimcisi Ray Oldenburg’un ortaya attığı “üçüncü mekân” kavramını anımsadım. Sahneye çıkan ilk kahraman Bayan Tepedenbakan’ın sözleri yanılmadığımı söylüyordu: “Bayan Tepedenbakan, kasaba halkının hiçbir şeyi merak etmeyişine akıl sır erdiremiyordu. Kimsenin bir hobisi, hatta bir fobisi bile yoktu... Bu kasaba ne zaman böyle donup kalmıştı?” (s.13-14)


HAYALLER, MERAKLAR YİTERSE...

Oldenburg’un, işimiz ve evimiz dışında kalan, hayatın rengine renk katan yerler için getirdiği “üçüncü mekân” anlayışının da ötesinde bir sıkıntıyı, donmuşluğu, bir başınalığı / yapayalnızlığı irdeliyordu

Sıkıntıdan Patlayan Kasaba’da Selen Aydın. Hem özenle kullandığı diliyle hem her sözcüğünde kendisini duyumsatan lezzetle hem de günümüzün can alıcı sorunlarından birine ustaca yaklaşımıyla yapıyordu bunu.

Kahramanlarına verdiği adlarla da (Birdünya, İyisimi, Sormageç, Sonsuzmasal...) kısa sürede patlama noktasına gelecek bu sıkıntılı durağanlığı vurguluyordu. Dahası yaşlısı, genci, çocuğuyla bütün bir toplumun hayallerini, meraklarını, umutlarını, sevinçlerini bir yerlerde unutmasının nedenlerini, anlatının bütününü kucaklayan bir gülümseyişle aramaya çağırıyordu.


HAYATIN OLMAZSA OLMAZLARI

Sadi Güran’ın öyküye boyut katan olağanüstü resimleri eşliğinde çıktığımız bu zevkli yolculukta kendimizi bir anda olağanaltı bir kasabada buluyoruz. Evet, “olağanaltı”! Aydın’ın, öykünün akışına yerli yerince yerleştirdiği bu yakıştırmalar ve söz oyunları, insanı insandan ve düşlerinden uzağa savuran bu “gelişmeler”i düşünürken inceden gülümsetiyor, soluk aldırıyor.

Elbette evimiz de önemlidir, iyi yaptığımızda mutlu olduğumuz işimiz de... Hayatımızın bu iki mekân / ortam dışında bir anlam, değer taşımadığı; hayallerimizin, düşlerimizin, arayış ve beklentilerimizin çekip gittiğini bir an olsun düşünmeye çağırıyor öykümüz. Birbirimize kapanmış kapılar, ışıktan yoksun ilişkiler, tatsız tuzsuz bir hayat... Ve birbiri ardınca sıkıntıda “patlayan”lar.

Sorunu, bunca kalabalık içinde yalnızlığı ortadan kaldırmak bir hayalpereste, düşlerini / hayallerini bir an olsun terk etmemiş olan Bulut’a düşer.


Sıkıntıdan Patlayan Kasaba / Selen Aydın / Resimleyen: Sadi Güran / Günışığı Kitaplığı / 72 s. / 10+ / 2022.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
Tüm İnsanlar Yan Yana Dizilse Dünyayı Kaç Defa Sarabilir?
Tüm İnsanlar Yan Yana Dizilse Dünyayı Kaç Defa Sarabilir?

Dünyadaki tüm insanları yan yana dizdiğimizi düşünün. Sizce dünyanın çevresini kaç defa sarardı veya sarabilir miydi?

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
Türkiye'de En Önemli Gündem Maddesi Sizce Hangisi?
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu