Türk diziseverlerin sevdiği oyuncuların başında gelen Vural Çelik geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi nedeniyle evinde ölü olarak bulundu.
Çelik'in vefatı büyük üzüntü yaratırken, uzun süreden bu yana arasının bozuk olduğu eski arkadaşı Gülse Birsel'in cenazeye katılmaması dikkat çekmişti.
Ardından bir açıklama yayınlayan ve cenazelere gidemediğini söyleyen Gülse Birsel, ayrıca Vural Çelik'i suçlayan ifadeler de kullandı. Birsel'in bu açıklamasına takipçilerinden sonra Uğur Arslan'dan da bir tepki geldi.
Arslan, "Rahmetli Vural Çelik giderken Gülse Birsel’i de beraberinde götürdü" ifadelerini kullandı.
Gürsel Birsel ne yazdı?
"Vural'a vedam Birkaç yıldır cenazelere gidemiyorum. (Çözmem gereken bir anksiyete.) Cenazeler, dini tören bölümünü ayrı tutarsak vefat edeni yad etmek, veda etmek için vardır. Ben bunu yazarak yapacağım. Bir iş arkadaşımı çok erken kaybettim. Şaşkın ve üzgünüm. #VuralÇelik Avrupa Yakası'nın ikinci sezonuna tek bölümlük Kubilay rolü için gelmişti. Çok tatlı bir performans gösterdi. O hafta yapımcıya "Mümkünse her bölüm yazmak istiyorum" dedim ve Vural ekibe katılmış oldu.
Nevi şahsına münhasır biriydi. Setin çocuğu gibiydi. Herkese kendi kendine küser, nedenini bilmediğimiz konulara alınır, sonra barışmak için hediyeler isterdi. Bu hediye konusu setin şakası
haline geldikçe "Bu hafta bana ne alıyorsun Gülse?" cümlesiyle girmeye başlamıştı stüdyoya. Beraber çok güldüğümüz, keyfi yerinde olsun diye hep kollamaya çalıştığımız bir çocuksu ruhtu. Özellikle bana ve #EnginGünaydın'a çok nazı geçerdi. Sette biraz da bizi güldürmek için oynadığı bir "Mağdur persona"sı vardı. #ŞenayGürler'le bir kahve içmeye mi çıkıyoruz, "Vaay tabii sosyete bizi davet etmez"! "Ya iki kız dedikodu yapacağız, sen niye geliyorsun?" "Yok ben garibanım zaten, bir kahve ısmarlamazsınız bu fakire, ben hangi parayla kahve içeceğim" filan derken bu sefer abarttığını fark edip onu gülme tutardı. Setin bu geleneksel şakasından, bu dinamikten "Zenginliğine rağmen hep mağdur hep ezik Gülenay"ı yazdım. Vural nefis oynadı. "Birinin bizi durduramadığı” günlerdi. Son sezona girerken, ayrılmak istediğini söylediğinde ben dahil birkaç oyuncu arkadaşım vazgeçirmeye çalıştık. Ücret, saatler, senaryodaki yeri gibi şikayetleri vardı. Yapımcılarla konuşup, bana alıngan tonlu bir mesajla ayrıldığını söyledi ve teşekkür etti. Belki ısrar etmemi, yapımcıyı arayıp onsuz olmaz dememi bekledi. Yanlış karardı bence. Keşke son sezonda da beraber oynasaydık. Ve keşke birkaç ay sonra bir TV programında benimle ilgili mana verilemez, yakışıksız cümleler etmeseydi. (Tabii kimse iş arkadaşıyla tek sebepten 16 yıl iletişimi kesmez. Ama"
Editor : Şerif SENCER