İlk ÖZETİ| kez karşılaşanlar spiral rampalarda âdeta bir optik illüzyon yaşıyor ve kendini sonsuz bir döngüde yürüyor gibi hissediyor.
“Bina mı hareket ediyor yoksa insanlar mı?” dedirtecek bu yapının taşına, toprağına ve mimari özelliklerine yakından bakalım.
Giuseppe Meazza Stadyumu’nun hikâyesi 1925’te başladı.
AC Milan Başkanı Piero Pirelli, 1925’te stadyum inşa edilmesini istedi ve 13 ay gibi kısa bir sürede 35 bin kişilik kapasiteye sahip stadyum yapıldı. Milan-Inter derbisiyle açılışını yapan stadyum, dönemin İtalyan mimarlık anlayışını sadelikle yansıtıyordu.
Futbolun popülaritesinin artmasıyla stadyumu da büyütmeye karar verdiler ve 1935’te bağlantılar ekleyerek oturma kapasitesini 55 bine getirdiler.
1955’te ise bir çalışma daha yapıldı ve 60 bin oturma, 85 bin seyirci kapasitesine sahip yeni bir stadyum oluşturmuş oldular.
1980’de stadyum, Inter ve Milan'da forma giyen, Millî Takım ile iki kez dünya şampiyonluğu yaşayan unutulmaz Milanlı oyuncu Giuseppe Meazza'nın adını aldı.
Stadyumun bugünkü görünümüne kavuşması ise 1990 Dünya Kupası hazırlıkları sırasında gerçekleşti. Modernizasyon süreci, stadyumun bir futbol sahasından daha fazlası olması için tasarlandı.
Mimarlık firması Ragazzi [Güncel] Partners’ın liderliğinde yürütülen çalışmalar, bu yapıyı hem görsel hem de işlevsel bir başyapıt hâline getirdi.
Meazza Stadyumu’na ayak bastığınızda, ilk dikkatinizi çeken şey spiral rampalar oluyor.
()
Rampalar asıl amacı ziyaretçileri tribünlere taşımak olsa da aslında bir yandan da büyüleyici bir optik illüzyon yaratıyor. Rampa boyunca yürürken, sürekli bir yükseliş veya iniş hissi yaşanmıyor, âdeta mekânda kaybolmuş gibi yaşatılıyor.
Tasarımın bu kadar etkileyici olmasının ardında birkaç faktör yatıyor. Birincisi, rampaların açısı ve dönemeçlerinin hassas hesaplamalarla yapılmış olması. Tasarım, yürüyen kişiye her zaman ileri doğru gidiyormuş hissi veriyor ancak aslında bir spiral boyunca dolanıyorsunuz.
İkincisi ise rampaların yüzey malzemesi ve renk seçimi. Hafif eğimli gri beton yüzeyler, bir yandan minimalist bir estetik yaratırken bir yandan da illüzyonu güçlendiriyor.
Mimari ve fonksiyonun kusursuz dengesi
Görsel şölenin yanı sıra bu spiraller oldukça işlevsel. 80 bin kişilik dev bir stadyumda, binlerce taraftarın tribünlere güvenli ve hızlı bir şekilde ulaşabilmesi gerekiyor.
Spiral tasarım sayesinde insanlar dar koridorlarda sıkışıp kalmadan akıcı bir şekilde hareket edebiliyor. Ayrıca rampaların genişliği ve eğimi engelli erişimi için de ideal bir çözüm sunuyor.
Tüm bunlara artı olarak tasarım, stadyumun çevresiyle olan uyumu da destekliyor. Dış cepheden bakınca rampalar, yapının çevresini sararak sanatsal bir çerçeve de oluşturuyor.
Kaynaklar: San Siro Stadium, Lower BlockDikkat çekebilecek diğer yapılar:
Editor : Şerif SENCER
