Rusya Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, Rus-Türk Kültür ve Sanat Haftası açılış seremonisine katıldı.
Batı’nın gerçek anlamda bir yalan imparatorluğu olduğunun altını çizen Erkhov, “ABD önderliğindeki sözde kolektif Batı, Sovyetler Birliği’nin enkazı üzerinde, kendi ayrıcalıklılık kompleksinin yönlendirmesiyle, tüm insanlığın kaderini yönetme hakkını kendi tekeline aldı. Önce Sovyet daha sonra Rusya liderliğine verilen ve NATO askeri bloğunun Doğu’ya genişlememesini öngören spesifik siyasi güvenceleri bir kenara attılar. Batılı liderlerin bu güvencelerinin bir aldatmaca olduğu ortaya çıktı, zira onları muhafaza etmeye yönelik hiçbir niyetleri yoktu. Aynı zamanda, NATO’yu Rusya sınırlarına yaklaştırarak, 'başkalarının güvenliğine zarar vererek kendi güvenliğini güçlendirmemeyi' ve 'Avrupa’da hiçbir ülkenin, ülkeler grubunun veya kuruluşların askeri veya siyasi hakimiyetine izin vermemeyi' öngören AGİT’in en üst düzeydeki resmi taahhütlerini ağır bir şekilde ihlal ettikleri gerçeğinden de asla rahatsız olmadılar” ifadelerini kullandı.
Ukrayna krizinin bölgesel bir çatışma olmadığını söyleyen Erkhov, “Rusya, topraklarının yüzölçümü açısından dünyanın en büyük ülkesidir ve başka toprakları fethetmekle hiçbir şekilde ilgilenmemektedir. Bu, bölgesel jeopolitik dengeyi tesis etme girişimi de değil. Sorun çok daha geniş ve daha temelde olup yeni uluslararası düzenin altında yatan ilkelerle ilgilidir” diye konuştu.
Batılı azınlığın, onlarca yıldır mevcut olan bir dizi çözülmemiş bölgesel krizi ikinci plana attığının altını çizen Erkhov, şöyle devam etti:
“Bu bağlamda, Filistin-İsrail çatışmasından bahsetmemek mümkün değildir. 75 yıldır devam eden bu çatışmanın zorla çözülemeyeceği, yalnızca siyasi ve diplomatik yollarla, 1967 sınırları içerisinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le barış ve güvenlik içinde bir arada var olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını öngören bilindik uluslararası yasal çerçeve zemininde tam teşekküllü bir müzakere süreci başlatılarak çözümlenebileceği yönündeki tamamen ilkeli ve tutarlı duruşumuzu hatırlatmak isterim. Mevcut geniş çaplı tırmanışı, BM ve BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına uyulmasındaki kronik başarısızlıktan ve Rusya, ABD, AB ve BM’den oluşan uluslararası arabulucuların çalışmalarının Batı tarafından engellenmesinden kaynaklanan kısır şiddet sarmalının bir diğer son derece tehlikeli tezahürü olarak görüyoruz.”
Editor : Şerif SENCER