Birsen ÖZETİ| Tezer, uzun bir aradan sonra yeni şarkısı “Saklasam Kendimi”yle döndü. Yeni albümün habercisi olan şarkının söz ve bestesi de Tezer’e ait. Sanatçı, “Saklasam Kendimi” şarkısında da ilk kez kendi şarkısının klip çekimi için kamera karşısına geçti. İşte anlattıkları...
Uzun bir aradan sonra “Saklasam Kendimi” ile döndünüz. Gerçekten sakladınız mı kendinizi?
Biraz saklanabilme fırsatı bulduğumu düşünüyorum. Ne kadar beklenmedik, zor ve kısıtlayıcı olsa da pandemide, bu kendime kalma duygusunu verimli değerlendirdim. Dinlendim, oğlumla vakit geçirdim, düşündüm, çok düşündüm; zaman boldu. Kendimi kaybetmediğim, kendime iyi davranmaya fırsat bulduğum zamanlardı. Konserden konsere gitme eylemi uzaktan göründüğü gibi kolay değil. Ciddi bir mental ve fiziksel hazırlığı var. Yol yorar, sahnedeki yolculuk da tüketir ruhunu. Dinleyicilerle buluşmak, onların hikâyelerini içselleştirmek, bir topluluk karşısında derdini anlatabilme çırpınışı, gerçekten kolay değil. Bu böyle üst üste tekrar eder. Şimdi tekrar aynı yoldayım, saklandığım yerden çıktım yani!
Yeni parça albümün ve güçlü, derin, sakin ama uğultulu bir şekilde, mevsimsiz bir fırtınanın habercisi gibi.
Şarkıyı bu şekilde hissetmiş olmanız ne güzel. Evet, bir albüm yapmak için yola çıktık. Uzun bir aradan sonra şarkı yazabilme yeteneğimin hâlâ içimde olduğundan şüphe duyarak. Bu başta ciddi bir problem gibi görünse de sonrasında ruhumun dünyayla bağlantısının kopmamış olduğunu görmek sevindirdi beni. Şimdi yeni dijital düzene uyarak birkaç şarkıyı önceden sunacağız, sonbaharda da albümün tamamını paylaşacağız.
Bazı müzisyenler müziklerinde kendi evrenini yaratır, sizin de çok özel bir “Birsen Tezer” evreniniz var. Sınırları yok, dünya müziğinin her tınısı duyuluyor. Nasıl bir üretim süreci ile yol alıyorsunuz?
Daha önceleri söz karalardım sonra o sözleri müziklendirirdim. Fakat bu sefer öyle olmadı sözler ve müzik birlikte zihnime akmaya başladı. Bu biçime tanık olmak beni de heyecanlandıran bir süreç yarattı.
Söz ve müziği sanatçının üretmesi şarkıların ruhunu daha iyi tamamlıyor gibi geliyor bana. Sizin üretimleriniz de genelde böyle. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Katılıyorum, böyle bir yeteneğiniz varsa kendi dehlizlerinizi dinleyiciye, gözlemciye açmak hem sizi hem de buna tanık olan kişiyi ayrıcalıklı kılıyor şüphesiz. Mamafih bazen sıkılıyorum sürekli iç sesimi duymaktan ve farklı yüreklerden hikâyeler, meseleler de yer alsın, renklendirsin heyecanlandırsın istiyorum beni. Geçmişteki iki albümde olduğu gibi şimdi de iki özel müzisyen arkadaşımdan söylemek istediğim şarkılar var mesela. Onun dışında albüm benim hikâyelerimden ibaret.
Müziğinizde caz temelli geçişler hep var. Yumuşak, dingin ama her zaman çok güçlü. Bu dengeyi nasıl yakalıyorsunuz?
İyi bir müzik dinleyicisiyim. Her türlü müziğe en azından bir süre kulak veririm. Yenileri takip eder, eskilerden tekrar tekrar feyzalırım. Enstrümantal müzik dinlemeyi, enstrümanları ayrı ayrı takip etmeyi severim. Belki enstrüman dinlemek zihnimdeki karmaşayı çözümleyip müziğe sesimi hangi şekilde katmam gerektiğine ilişkin sağlıklı bir yol açıyor olabilir.
Bir söyleşinizde okumuştum sanırım, üretim süreçlerinizde en büyük pusulanız “içimden gelmesi” demiştiniz. Çok net, gerçek ve şaşmayacak bir pusula. Ödün vermeden, bildiğini okuyarak yol almak hiç sizi yordu mu, cesaretinizin kırıldığı oldu mu veya?
İçimden gelme pusulası beni hiç yanıltmadı. Bu hal bu dünyaya nahif gelmiştir kuşkusuz ama beni ne pişman etti ne de yarı yolda bıraktı şimdiye kadar. İçimden gelmesi için takviye de gerekse içimden gelmeyen hiçbir şey yapmıyorum.
Ufukta neler görünüyor sizin için?
Ufka deniz varsa bakıyorum. Umudumu güzel olan şeylerle ilgilenmeyi tercih ederek korumaya çalışıyorum. Üretimi, gerçekten ortaya farklı bir şey koymak, birilerine ilham olabilmek adına yapan insanların işlerini kayda değer buluyorum. Bunların dışında olan bitenler veya planlananlar pek iç açıcı gözükmüyor ve olması beklenenin aksine ayartmıyor da beni. Şimdi hazırlığını sürdürdüğümüz albüm var ufukta, o şarkıları dinleyicilerimizle sahnede canlı canlı paylaşmak, söylemek var.
İNSAN İÇİN YAPILACAK BİR ŞEY YOK
Memleketin hali, dünyanın hali malum. Nasıl koruyorsunuz zamanın bu çılgın ruhundan kendinizi?
Kendimce bazı sonuçlar var elimde. Tabii ne kadar doğru veya yanlış tam netleşmemekle birlikte insana ilişkin yapabilecek çok fazla bir şey kalmadığı konusunda kendimle uzlaşmış gibiyim. Herkes bir şekilde kendini koruyabilmenin kaçış rampasını belirlemek zorunda. Benimkisi de bu kabulleniş biçimi olabilir.
www.idrak34.comEditor : Şerif SENCER