İstanbul ÖZETİ| Büyükçekmece’deki Ailem Bakım Merkezi’nde kalan otizmli Mehmet Eres (20), 24 Temmuz’da bakımevinde yaşamını yitirdi. Eres için kurum tarafından “doğal ölüm” tutanağı tutuldu ve aynı gün ailesi tarafından toprağa verildi. Bunun yanında aileye gelen bir telefon, otizmli gencin ölümündeki şüpheleri artırdı.
Kurumda çalışan eski bir personel, “vicdan azabı çektiğini ve öldürmeye dair duyumlar aldığını” aileye iletti. Ailenin bu telefon üzerine talepleri sonrası, bakım merkezinin müdürü gencin ailesini kuruma o güne ait videoları izletmek için davet etti.
Ailenin iddiasına göre, görüntülerde Eres kriz geçirirken kurumdaki bakıcı A.Ş. boğazını sıkarak şiddet uyguladı. Bu görüntülerin ardından savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma üzerine mezar 10 gün sonra otopsi için açıldı. Soruşturma devam ederken, gencin halası Emel Şen, 1 milyon TL'lik tazminat davası açtı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da, idari soruşturma başlatıldığını kaydetti.
‘İŞLEMLER NİTELİKLİ DEĞİL’
Söz konusu olayın ardından, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, dosyaya müdahil olma kararı aldı. İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi, dosyaya ilişkin bilgileri genişletmek için Büyükçekmece Adliyesi’ne gitti.
İncelemelerinin ardından İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Deniz Yazgan Şenay Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Şenay, dosyayı detaylı incelediklerinde failin tutuklanmadığını gördüklerini söyledi.
Şenay, “Burada yalnızca kasten öldüren kişiyi değil, aynı zamanda bunu gözlemleyen kişilerle ilgili de henüz işlemlerin nitelikli hale getirilmediğini anladık. Bu bağlamda yargılamanın adil bir şekilde devam etmesi için, suçluların ortaya çıkması ve bunu gerçekleştiren insanların yargılanıp ceza alması sürecinden söz etmiyoruz. Buna neden olan, görmezden gelen herkesin yargılanması gerektiği çok açık. Bunu bizim kanunlarımız da söylüyor. Ayrıca engelli kişilere bakma iddiasında bulunan bir kurumun bu denli bir şeye nasıl göz yumduğunu, nasıl bunu bir şekilde ortaya çıkarmamak için uğraştığını anlamak da çok güç. İnsanların aklına ‘başka neler olabilir’ soruları geliyor. Engelli yakını olan ailelerin en büyük korkusunun bu gibi kurumlara çocuklarını emanet etmek olduğunu biliyoruz. Bu olayla birlikte korku daha da perçinlenmiş oldu. Otopsi raporunun gelmesinin ardından kovuşturma aşamasına geçildiğinde de, sürecin takipçisi olacağız” diye konuştu.
www.idrak34.comEditor : Şerif SENCER