Suyun ÖZETİ| altında nefesimizi tutma noktasında nasıl bu kadar başarılı olabiliyoruz? Aksine suyun dışında bunu daha iyi yapabilmemiz gerekmez mi?
Gelin, bu soruların cevaplarını verelim.
Aslında bu beceri, garip bir fenomenle açıklanabilir.
Şöyle ki memeli dalış refleksi veya memeli dalış tepkisi olarak bilinen bu durum, insanların ve diÄŸer memeli hayvanların suya daldığında geçirdiÄŸi bir dizi otomatik ve fizyolojik deÄŸiÅŸikliktir.Â
İnsanlar, suya daldıkları anda trigeminal sinir tarafından iletilen duyusal bilgileri tetiklenir. Bu tepki tetiklendiğinde ise nefes almayı otomatik olarak bırakırız. Kalp atış hızı yavaşlar ve damar direnci artar.
Ayrıca vücut artan damar direnciyle, beyin ve kalp de dahil olmak üzere hayati organlar için oksijen depolarını koruyabilirken, kanı inaktif kas gruplarından uzaklaştırabilir.
Öte yandan nefes tutma sırasında, kandaki karbondioksit seviyesi yükselir ve oksijen seviyesi azalır.
Suyun altında nefes alma isteÄŸi ise artan karbondioksit kaynaklıdır. Karbondioksit artışa geçerken oksijen oranı düşüşe geçer ve böylece nefes alma isteÄŸi artış gösterir.Â
Bu istek, kademeli bir ÅŸekilde artar ve sonunda bu ihtiyaç, birincil solunum kası olan diyaframın istemsizce kasıldığı noktaya kadar yoÄŸunlaşır. Devamında da istemsiz ÅŸekilde nefes alma gerçekleÅŸir.Â
Ayrıca saf oksijen önceden solunduÄŸunda, nefes alma refleksi geciktirilebilir ve bu da insanların su altında 20 dakikaya kadar kalmalarına olanak tanır.Â
Kaynaklar: IFL Science, Arkeofiliİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Åžerif SENCER