Bu ÖZETİ| yılki teması kadın erkek eşitliğine dikkat çekmek amacıyla "eşitlik" olarak belirlenen 12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin açılış töreni, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Pınar Altuğ Atacan ve Hakan Bilgin'in sunuculuğunda yapıldı.
Tören, Festival Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in açılış konuşmasıyla başladı. Sözüer, “Herkes için adalat şiarı ile yola devam ediyoruz” diyerek şunları söyledi: “Adalet yolunda atılan adımların özel bir yolu var. Dünyanın neresinde antidemokratik, baskıcı rejim, popülist söylem varsa ilk önce kadın haklarına saldırıyor. Kadın haklarını sınırlamak istiyor ama başarılı olmuyor. Bu sınırlama sadece baskıcı rejimlerde değil demokratik olduğunu söyleyen ülkelerde, Batılı ülkelerde de oluyor. Buna karşı Afganistan’dan İran’a kadar kadınlar ve onları destekleyenler hayatlarını ortaya koyarak mücadele ediyorlar.
Dünyanın her yerinden kadın hakları için kadınlar ön planda. Kadınlar, dünyanın her yerinde yalnızca kendileri için değil hakları ihlal edilen tüm insanlar için mücadele veriyor.
Bu yılki konumuzun başlığı ‘eşitiz’. Biz eşitiz diyoruz. Dünyada bir dönüş sağlanacak -ki sağlanıyor-, bu kadınların mücadelesiyle sağlanacak.”
Açılış konuşmasından sonra program tanıtımı için Festival Direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci, festival ve festival filmleri ile ilgili bilgi verdi. Semerci burada yaptığı konuşmasında, “Her yıl bu kürsüye çıktığımda bir daha ki sefere yapamayacağız diyorum ama bu kez şunu söylüyorum: Evet artık her sene yapacağız. 12. yılımıza geldiysek adalet dostlarıyla büyüdük. Ve onların desteğiyle bu festivali yaptık, yapacağız. Lütfen adaleti kimsesiz, sinemaları seyircisiz bırakmayın diyoruz. Bir şey ekledik bu yıl bu sloganımıza: Herkes için sinema, dedik film biletlerini düşük tuttuk. Herkesi sinemada görmek ve adalet kumbaramıza katkı sağlamanızı istiyorum” dedi.“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz”
Semercinin konuşmasının ardından, Prof. Dr Adem Sözüer, Nazan Moroğlu’na “Akademi Onur Ödülü”nü verdi. Nazan Moroğlu konuşmasına, ödülü değer gören festival ekibine teşekkür ederek başladı ve şunları söyledi:“12 yıldır hukuk ve sinemayı özgün bir programda buluşturmayı devam eden bu festivalde bu yıl, kadın erkek eşitliği ‘eşitiz’ temasıyla mercek altına alınıyor.
Kadın erkek eşitliği demokrasi meselesi, sürdürülebilir kalkınma meselesi. Bunun için mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkemizde bir kadın olarak, aktivist olarak, akademisyen olarak eşitlik mücadelemizi eğer sürdürebiliyorsak, bunu Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Eşitliğin önünde en buyük engel kadına yönelik şiddet. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Değerli yol arkadaşlarım, son yıllarda yaşadığımız hukuksuzluklar, adaletsizlikler, eşitsizlikleri görüyoruz. Ülkemde huzura hasret kaldık. Kazanılmış haklarımızdan çok yönlü geri adım girişimlerine karşı, eşitlik için, laiklik için, demokrasi için herkes için mücadeleye devam diyorum.”
“Bu ödül hukukun üstünlüğüne adanmalı”
Moroğlu’nun konuşmasının ardından Serra Yılmaz, “Sinema Onur Ödülü”nü Deniz Türkali’den aldı. Yılmaz şunları söyledi:
“Hayretle dinliyorum neler yapmışım, insan unutuyor. Bu ödül için teşekkür ediyorum. Bu festival, teması ve sloganıyla çok önemli bir festival. Biraz ütopik gelecek ama bir temennim var: Suçsuzların cezalandırılmadığı suçluların cezalandırıldığı bir dünya temenni ediyorum. Hepimiz için. O nedenle bu ödülün bu festival kapsamında hukukun üstünlüğüne adanması gereken bir ödül olduğunu düşünüyorum.”
Yılmaz’ın ardından, “Sinemaya Katkı Ödülü”nü Sevin Okyay Alin Taşçıyan’ın elinden aldı. Okyay şunları söyledi:
“Festivalle eski bir tanışıklığımız var. İlk yılında jürideydim, o zamandan beri takdirle izliyorum. Savundukları şeyler ve savunuş şekilleri makbuldür ve başımızın tacıdır. Nazan Hanım’ın ve Serra’nın dileklerinin arkasındayım, yanındayım, icabında önündeyim.”
Okyay’ın konuşmasının ardından son olarak “Sinemaya Katkı Ödülü”, Ece Dizdar tarafından Mevlüt Koçak’a verildi. Koçak, bugüne dek birçok ödül aldığını belirterek, “Bu ödül benim için farklı bir ödül. Diğer ödüllerimin arasında bir şekilde duracak. Ben Yeşilçam’ın tozunu yuttum. Yaşasın Yeşilçam, yaşasın Türk sineması” dedi.
Festival açılış töreni, Şilili yönetmen Patirico Guzmán'ın yönettiği “Hayali Ülkem” filminin gösterimiyle sona erdi.
Editor : Şerif SENCER
Tören, Festival Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in açılış konuşmasıyla başladı. Sözüer, “Herkes için adalat şiarı ile yola devam ediyoruz” diyerek şunları söyledi: “Adalet yolunda atılan adımların özel bir yolu var. Dünyanın neresinde antidemokratik, baskıcı rejim, popülist söylem varsa ilk önce kadın haklarına saldırıyor. Kadın haklarını sınırlamak istiyor ama başarılı olmuyor. Bu sınırlama sadece baskıcı rejimlerde değil demokratik olduğunu söyleyen ülkelerde, Batılı ülkelerde de oluyor. Buna karşı Afganistan’dan İran’a kadar kadınlar ve onları destekleyenler hayatlarını ortaya koyarak mücadele ediyorlar.
Dünyanın her yerinden kadın hakları için kadınlar ön planda. Kadınlar, dünyanın her yerinde yalnızca kendileri için değil hakları ihlal edilen tüm insanlar için mücadele veriyor.
Bu yılki konumuzun başlığı ‘eşitiz’. Biz eşitiz diyoruz. Dünyada bir dönüş sağlanacak -ki sağlanıyor-, bu kadınların mücadelesiyle sağlanacak.”
Açılış konuşmasından sonra program tanıtımı için Festival Direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci, festival ve festival filmleri ile ilgili bilgi verdi. Semerci burada yaptığı konuşmasında, “Her yıl bu kürsüye çıktığımda bir daha ki sefere yapamayacağız diyorum ama bu kez şunu söylüyorum: Evet artık her sene yapacağız. 12. yılımıza geldiysek adalet dostlarıyla büyüdük. Ve onların desteğiyle bu festivali yaptık, yapacağız. Lütfen adaleti kimsesiz, sinemaları seyircisiz bırakmayın diyoruz. Bir şey ekledik bu yıl bu sloganımıza: Herkes için sinema, dedik film biletlerini düşük tuttuk. Herkesi sinemada görmek ve adalet kumbaramıza katkı sağlamanızı istiyorum” dedi.“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz”
Semercinin konuşmasının ardından, Prof. Dr Adem Sözüer, Nazan Moroğlu’na “Akademi Onur Ödülü”nü verdi. Nazan Moroğlu konuşmasına, ödülü değer gören festival ekibine teşekkür ederek başladı ve şunları söyledi:“12 yıldır hukuk ve sinemayı özgün bir programda buluşturmayı devam eden bu festivalde bu yıl, kadın erkek eşitliği ‘eşitiz’ temasıyla mercek altına alınıyor.
Kadın erkek eşitliği demokrasi meselesi, sürdürülebilir kalkınma meselesi. Bunun için mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkemizde bir kadın olarak, aktivist olarak, akademisyen olarak eşitlik mücadelemizi eğer sürdürebiliyorsak, bunu Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Eşitliğin önünde en buyük engel kadına yönelik şiddet. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Değerli yol arkadaşlarım, son yıllarda yaşadığımız hukuksuzluklar, adaletsizlikler, eşitsizlikleri görüyoruz. Ülkemde huzura hasret kaldık. Kazanılmış haklarımızdan çok yönlü geri adım girişimlerine karşı, eşitlik için, laiklik için, demokrasi için herkes için mücadeleye devam diyorum.”
“Bu ödül hukukun üstünlüğüne adanmalı”
Moroğlu’nun konuşmasının ardından Serra Yılmaz, “Sinema Onur Ödülü”nü Deniz Türkali’den aldı. Yılmaz şunları söyledi:
“Hayretle dinliyorum neler yapmışım, insan unutuyor. Bu ödül için teşekkür ediyorum. Bu festival, teması ve sloganıyla çok önemli bir festival. Biraz ütopik gelecek ama bir temennim var: Suçsuzların cezalandırılmadığı suçluların cezalandırıldığı bir dünya temenni ediyorum. Hepimiz için. O nedenle bu ödülün bu festival kapsamında hukukun üstünlüğüne adanması gereken bir ödül olduğunu düşünüyorum.”
Yılmaz’ın ardından, “Sinemaya Katkı Ödülü”nü Sevin Okyay Alin Taşçıyan’ın elinden aldı. Okyay şunları söyledi:
“Festivalle eski bir tanışıklığımız var. İlk yılında jürideydim, o zamandan beri takdirle izliyorum. Savundukları şeyler ve savunuş şekilleri makbuldür ve başımızın tacıdır. Nazan Hanım’ın ve Serra’nın dileklerinin arkasındayım, yanındayım, icabında önündeyim.”
Okyay’ın konuşmasının ardından son olarak “Sinemaya Katkı Ödülü”, Ece Dizdar tarafından Mevlüt Koçak’a verildi. Koçak, bugüne dek birçok ödül aldığını belirterek, “Bu ödül benim için farklı bir ödül. Diğer ödüllerimin arasında bir şekilde duracak. Ben Yeşilçam’ın tozunu yuttum. Yaşasın Yeşilçam, yaşasın Türk sineması” dedi.
Festival açılış töreni, Şilili yönetmen Patirico Guzmán'ın yönettiği “Hayali Ülkem” filminin gösterimiyle sona erdi.
Editor : Şerif SENCER