USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Naci Görür'den uyarı: 'Sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir'

Bilim Akademisi üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Türkiye'de herhangi bir yerde, sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir. ' ifadelerini kullandı.

Naci Görür'den uyarı: 'Sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir'
01-03-2024 10:37
Google News

'Kesin ÖZETİ| olacak' dedi, şiddetini de açıkladı! Naci Görür'den 'büyük İstanbul depremi' açıklaması

GALERİNİN DEVAMI <p>büyük bir deprem olacaktır" diyen yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası depreme hazırlık ve yaklaşan yerel seçimlere yönelik konuştu.

"><p>Yerbilimci Prof.Dr.Naci Görür, Sarıyer’de bir üniversitede İstanbul’da olası depreme yönelik 'İstanbul ve Deprem' programına katıldı. Etkinlikte bir sunum <a href=yapan Görür, öğrencilerin ve katılımcıların sorularını da yanıtladı. Görür sunumda; İstanbul’da olası depremin gerçekleşme ihtimali bulunan nokta hakkında bilgi verdi; yaklaşan yerel seçimler öncesinde adayların proje ve vaatleri arasında yer alan afetlere hazırlık ve deprem dönüşümü konularına değinerek görüşlerini aktardı.

"><p><strong>

İstanbul’da olası depreme yönelik 250 yıllık tekerrür periyodunu hatırlatan Görür, sunumunda Marmara’nın batı bölgesini işaret ederek 1912 yılında Tekirdağ bölgesinde, 1999’da ise, Gölcük’te deprem olduğunu belirtti.

"><p>Naci Görür, <strong>Anadolu fayı her nerede bir deprem oluşturmuşsa oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelmiştir. Nitekim 1939’dan 2023’e kadar giden deprem zinciri hep doğudan batıya olagelmiştir. Bunlar çok basit. Doğa karmaşık olsa bile, insanı çok da aldatmayan tekerrür eden olaylar meydana geliyor. Bunun dışında yapılan hesapları kitapları söylemeyeyim, zaten Osmanlı tarihi var Bizans tarihi var, tarihi depremleri biliyoruz. Özetle, İstanbul’da kesinlikle 7’den büyük bir deprem olacaktır" dedi.

"><p><strong>

Görür, "Ben tüm siyasetçilere söyledim, İstanbul’u depreme nasıl hazırlarsınız diye. İstanbul’da aday olan iktidar ve muhalefetin belediye başkanları (adayları) sağolsunlar benimle konuştular. Hepsinin emrine amade oldum, bildiğimiz kadarını, dağarcığımızda olduğu kadarını anlattım. Bana çeşitli teklifleri olmasına rağmen ben siyaset üstü kalmak zorundayım, sesimi bütün insanlarıma ulaştırmak istiyorum. Biz göçük altından insanları AK Partili, MHP’li, CHP’li diye kurtarmıyoruz. Hiçbir şekilde siyasete bulaşmadım, bulaşmak da istemiyorum. İstanbul’u depreme hazırlamada sadece göstermelik olarak ya da öyle daha kolay hoş gözüküyor; binalar evler yapacağız, renkli binalar, halk da elini ovuşturuyor evim olacakla, bunlar doğru değil. İstanbul’u yapı stokuyla asla deprem dirençli yapamazsınız. İstanbul’un altyapısını yenileyeceksin, halkını deprem bilinçli, kültürlü, birikimli yapacaksın. İstanbulluyu deprem güvenli ve bilinçli yapmazsan asla deprem dirençli İstanbul’u yaratamazsın. Belediye başkanı sırtını döndüğü zaman aziz İstanbullular 15 kaçak binayı aynı anda bir saniyede çıkarlar. Hele kazara da başka bir yere, tatile gidersen 30 da kaçak balkon çıkarlar, bir bakarsın bir yer gecekondu olmuş. Halkın eğer deprem kültürü yoksa bu iş hiçbir şekilde olmaz." dedi.

"><p><strong>

Görür, "İstanbul’u deprem dirençli yapacağım diyen siyasiler halk eğitimine, halkı depremde uyandırmaya mecburdurlar. Bu iş öyle 3-5 gün değil anaokulundan başlayıp devam edeceksin bu işe. Altyapı mesela; İstanbul’da muazzam bir şekilde kanalizasyonlar, içme suyu, doğalgaz şebekesi, tünel, metrolar, yollar var. Bunların deprem dirençli olması lazım. Bunlar ne kadar depreme dayanıklı, gerçekten ayakta duracak mı? Sokaklar, ne kadar açık kalacak, hangi caddeler açık kalacak. Sokaklar kapandığı zaman, itfaiye, cankurtaran nasıl girecek? Ölen insanlarımızı nasıl götüreceğiz, göçük altındakileri nasıl koruyacağız bunlar önemli konu değil mi? Bırakmışlar işi gücü ben 600 bina yapacağım 300 bin bina yapacağım orada yapacağım burada yapacağım. Niye ? Müteahhitler de tabi elini ovuşturur, ben de olsam yaparım. Halen daha depreme hazırlık derken bina yapmayı konuşuyoruz biz. Önemli konular var burada, bina da çok önemli lakin eşgüdüm halinde yapmak lazım" şeklinde konuştu. (DHA)

">

Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Anttalks' etkinliği kapsamında AKM'de 'Deprem Dirençli Antalya' adlı söyleşiye katıldı. Prof. Dr. Görür, 13,6 milyon sene önce Türkiye'nin levha hareketlerinin, bugünün hareketlerini yapacak şekilde oluştuğunu ve ülkedeki büyük fayların deprem ürettiğini söyledi. 

Türkiye'nin depremlerden kurtulamayacağını ve depremlerin sona ermeyeceğine dikkati çeken Prof. Dr. Görür, deprem dirençli yerleşim alanlarının oluşturulmasının önemini vurguladı.

Prof. Dr. Görür, "Her depremde 80-90 bin insanı bir gecede toprağa veremeyiz. Bu bize yakışmıyor. Türkiye'de herhangi bir yerde, sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir. Bu depremler de büyük afetlere neden oluyor. Can mal kaybımız fazla oluyor. Türkiye'de 5'in üzerinde depremler ölüme neden oluyor. Bizim bunu halletmemiz lazım. Bunu anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yakın zamanda Japonya'da 7.6 büyüklüğünde deprem olduğunu ve 132 kişinin tesadüfen öldüğünü anlatan Prof. Dr. Görür, benzer depremin Türkiye'de olması halinde on binlerce kişinin ölebileceğinden bahsetti.

'GÖKDELENLERİ DİKMEYE BAŞLAMIŞLAR'

Antalya'nın jeolojisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, Antalya'nın genç çökeller üzerine kurulduğunu söyledi. Antalya'nın büyük kısmının zemininin iyi ya da mükemmel olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Görür, falez ve traverten gibi karasal nitelikli kireç taşlar ile alüvyon dolguların üzerinde kentin büyük bölümünün yer aldığını belirtti.

Kentin doğusundaki zeminin alüvyon dolgusundan oluştuğunu aktaran Prof. Dr. Görür, "Antalyalılar rant hastalığına yakalanmış. Gökdelenleri dikmeye başlamışlar. Antalya'da ne kadar gökdelen yaparsanız, tehlikeyi büyütürsünüz. Özellikle büyük bina, gökdelen yapabilecek insanlardan uzak durun. O düşüncelerden de uzak durun. Deprem dirençli Antalya için özellikle alüvyon dolgu, zemin için son derece sakıncalı. Antalya'nın üzerinde oturduğu körfez dolgusu, problemli bir dolgu. Kireç taşları ve travertenler göreceli olarak alüvyonlardan daha iyi ama o da problemli" dedi.

'ANTALYA AKTİF FAYLARLA ÇEVRİLİ'

Antalya'yı tehdit eden fay sistemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:

"Akşehir zonu, Isparta-Burdur zonu ile Göller Yöresi'nin bulunduğu yerler düşey atımlı fayların olduğu bölge. Antalya Körfez doğu, batı ve kuzeyden aktif faylarla çevrili. Antalya fay zonlarına 100 kilometreden uzakta değil, 50-60 kilometre uzakta. Bu fay kuşaklarında olacak depremler, Antalya'yı önemli etkiler. Doğrultu atımlı faylarda 100 kilometrelik çap içerisindeki yöreler depremden etkilenir. Antalya'nın güneyinde Akdeniz içerisinde Kıbrıs, Girit bölgesinde Helen yayı dediğimiz dalma batma zonu var. Üç büyük tektonik hat Antalya'yı tehdit etmekte. Güneyden dalma batma zonu büyük deprem üretebilir. Girit yakınlarında 8 büyüklüğünün üzerinde deprem üretmiş, her an 7'nin üzerinde deprem üretebilir. Bu tehlike denizden gelir. Antalya'yı tehdit eden fay söz konusu. Akşehir ve Fethiye Burdur zonu deprem ürettiği zaman Antalya ciddi şekilde etkilenebilir."

'ANTALYA'NIN DOĞUSU DAHA ÇOK HASAR ALIR'

Yerel yönetimlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Görür, Antalya'yı tehdit eden fayların incelenmesi, risk analizi ile risk azaltma çalışması yapılması gerektiğini ifade etti.

Antalya'ya yapılacak altyapı çalışmaları ve yatırımların deprem dalgalarının kentin yapısına etkisinin belirlendikten sonra gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Görür, "Ciddi deprem olsa Antalya'nın doğusu daha çok hasar görür. Alüvyonun üzerinde olduğu için sıvılaşma da olur. O bölgeye gökdelenler dikiliyor. Batısında traverten veya kireç taşlarının üzerinde olan binalar yüksek olmamak kaydıyla biraz daha dirençli olabilirler. Alüvyonun bulunduğu yerlerde şansınız yok. Deprem anında alüvyonlar içlerinde su tuttuğu için çökellerdeki su basıncı yukarı iletiyor. Yukarı iletince evlerin direnci azalıyor. Bina suyun içerisinde gibi hareket etmeye başlıyor ya dönüyor ya da batıyor" diye konuştu.

5 MİLYON TON TNT PATLAMASINA BENZER ENERJİ

Depremin büyüklüğü ve şiddeti kavramları arasındaki farkı da anlatan Prof. Dr. Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 5 milyon ton TNT patlamasına benzer enerjinin açığa çıktığını söyledi.

Yerel yönetimlerin kentleri depreme hazırlamaya yönelik çalışmaları hızlandırması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Görür, altyapı çalışmalarında betonarme boru kullanılmasını eleştirdi.

Betonarme boruların kırılgan yapısından dolayı depremden etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Görür, zeminin yapısına uygun, esnekliği yüksek malzemeler kullanılmasını önerdi.

Prof. Dr. Görür, kentlerde deprem anında çıkacak molozların gömüleceği veya bertaraf edileceği alanların henüz belirlenmediğini söyledi. Prof. Dr. Görür, "Güneydoğu'da 100 milyon ton moloz sağa sola gömüldü, çevre berbat edildi. İstanbul'da 350 milyon ton moloz çıkabilir. İstanbul'da bunu nasıl bertaraf edecek, geri dönüşüme tabi tutacaksanız. Kimse bilmiyor. Deprem eli kulağında gelirse ne olacak. Aceleyle kamyonlara doldurup, Marmara'ya dökersiniz. Marmara zaten ölüyor, Marmara da sizi öldürür" dedi.

'GERÇEK BEKA MESELESİ DEPREM'

Prof. Dr. Görür, Türkiye'deki gerçek beka meselesinin deprem olduğunu, İstanbul'da büyük deprem meydana gelmesinin ekonomik anlamda ülkeyi zora sokacağını söyledi.

Deprem riski nedeniyle Marmara Bölgesi ve İstanbul'un stratejik yapısından dolayı hükümete öneride bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Görür, "Marmara Bölgesi'ndeki sanayiyi Anadolu'ya taşıyın. Anadolu'ya altyapı yapın, sanayiyi teşvik edin. Deprem nedeniyle sanayi aynı anda tehdit altına girmez, İstanbul'un nüfusu azalır. Her şeyi Marmara Bölgesi'ne toplamışız. Stratejik olarak doğru değil" dedi.

Kahramanmaraş depremleri öncesi yıllarca o bölgede deprem beklendiğini anlatmaya çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:

"Şimdi Tunceli, Pülümür, Bingöl yöresinin tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Erzincan ile Bingöl, Karlıova arasında Kuzey Anadolu Fayı'nın bir kısmı geçiyor. O fay, en son 1794 yılında kırılmış. 7.2 büyüklüğünde deprem üretmiş. Her 250 senede bir ortalama deprem üretiyor. Onun için oradan endişe ediyoruz. 6 Şubat depremleri Arap levhasını Doğu Anadolu'ya 7-10 metre kaydırdı, sıkıştırdı. Kahramanmaraş'tan Hakkari'ye kadar olan kentlerde deprem riski fazlalaştı. Arap levhasının kuzeye ittirmesinden dolayı. Doğu Anadolu fayı, Kahramanmaraş'ın kuzeyi, Elbistan kuzeyinden Adana havzasında saçaklanıyor. 6 Şubat depremleri Adana'ya giren faylara stres yüklemiş olabilir. O bölgelerin dikkatli olması lazım."  


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
HONOR Magic7 RSR Porsche Design Tanıtıldı
HONOR Magic7 RSR Porsche Design Tanıtıldı

HONOR, Magic7 Pro'dan geliştirilen Magic7 RSR Porsche Design'ı tanıttı. Yeni model, gelişmiş ekran, kamera ve şarj özellikleriyle öne çıkıyor.

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
Asgari Ücret En Az Ne Kadar Olmalı?
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu