
Kahramanmaraş ÖZETİ| 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, tutuksuz sanıklar Ebubekir Semih Yüksekkaya ve Nedim Bakırhan ve tarafların avukatları hazır bulundu. Diğer tutuksuz sanıklar Davut Uçum, Aydın Özsıcak, Mustafa Atalar ve Yusuf Yiğit ise başka suçlardan tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
5 Ekim'de görülen duruÅŸmada KahramanmaraÅŸ Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar SoruÅŸturma Bürosu'nca mahkemeye gönderilen yazıda imha edildiÄŸi belirtilen tanık Ahmet Ergeç ile sanık Yusuf YiÄŸit arasında geçen telefon görüşmesinin ses kaydı, bu duruÅŸmada dosyaya girdi. KahramanmaraÅŸ Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'nca gönderilen ses kaydı, mahkeme baÅŸkanı tarafından duruÅŸma salonunda dinletildi. Kayda göre Ahmet Ergeç'in, helikopter kazasıyla "Ne var ne yok" diye sorarak olaya iliÅŸkin ifadesinin alındığını belirtmesi üzerine Yusuf YiÄŸit de "Valla ben bir yerden kulak misafiri oldum da bu Malatya'dan teknik bir ekip gelip de o teknik söken ekip zannedersem. Onları ya aldılar ya alacaklar. Malatya'dan gelmiÅŸ komutanım ekip. Malatya 2'nci Ordu'dan, diye biliyorum. Bir de yani bir söken ekip var, bir de sökülen malzemeyi yakan ekip var" dedi.Â
'KOMUTAN BANA SORU SORMUŞ VE BEN DE SÖYLEMDE BULUNMUŞUM'
Kaydın ardından savunmasını yapan Yusuf YiÄŸit, "7 yıldır bulunamayan ancak üzerinde çok fazla yorum yapılan konuÅŸma dinlendi. Ses kaydının bulunup dinletildiÄŸi için teÅŸekkür ederim. Mümkünse Gülefer YazıcıoÄŸlu ve Yusuf YazıcıoÄŸlu'na bu kaydın dijital halinin verilmesini talep ediyorum. Çok fazla söyleyeceÄŸim bir husus da kalmadı. Gelinen ortamda beraatimi talep ediyorum. Göksun'da yapılan yargılamada da belirttim. Ben bu bilgiyi nereden almış olabileceÄŸimi düşündüm. Çalıştığım yerde internet var yine televizyon da var. Buradan duyduÄŸum bilgiyi aktarmışımdır. BaÅŸbakanlık oluru ile ilgili söylemde bulunmuÅŸum. Komutan bana soru sormuÅŸ ve ben de söylemde bulunmuÅŸum, söküldüğüne ve yakıldığına dair bilgiler var sonrasında Ahmet Ergeç'e '10-15 kiÅŸiyi ya alacaklar ya aldılar' diyorum. Ahmet Ergeç de 'Zaten alındı' ÅŸeklinde söylemde bulunuyor. Ahmet Ergeç de yargılandığı için zaten aldılar, diye cevap veriyor" diye konuÅŸtu.Â
Diğer sanıklar da savunmalarında suçlamaları reddedip, beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 10 Mayıs'a erteledi.
'BU SUÇ, EYLEM BİR BÜTÜNDÜR'
Duruşmanın ardından Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarından Kemal Yavuz, açıklama yaptı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesiyle ilgili Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ana soruşturmanın devam ettiğini belirten Yavuz, şunları söyledi:
"2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen yargılama, esas itibarıyla ana davanın bir kısmını içerdiği için bu suçların birbirinden ayırarak yargılama yapılmasının ceza usulüne aykırı olduğunu ve bunların bir tek dosya altında toplanması gerektiğini ifade etmiştik. Nihayetinde Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi bizim bu talebimizi kabul ederek bekletici mesele yaptı yani ağır ceza mahkemesi, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki ana soruşturma dosyasının sonucunu beklemeye, beklediğinde o dava açıldığında bu davanın o davayla yani ana soruşturma dosyasıyla bileştirilmesine karar verdi. Bu bizim 13,5 yıldır sürdürdüğümüz mücadelede belki ilk önemli husustur. Yani netice itibarıyla biz şunu kabul ettirmiş olduk; bu suç bir bütündür, eylem bir bütündür, arama-kurtarmayı yapmayanlar, GSP cihazını sökenler, delil karartanlar, delillere ulaşılmasını engelleyenler örgütlü yapının unsurlarıdır. Dolayısıyla gerçekleştirilen suikastın da bunlar parçalarıdır. Yani bir amaç suç var, amaç suç helikopteri suikasta uğratmak, araç suçlar ise bu delillerin yok edilmesi, yeni delil üretilmesi, sahte delil üretilmesi, arama-kurtarmanın önlenmesi. Biliyorsunuz orada yaşayanlar oldu, 6 saat yaşayanlar oldu, 2-3 saat yaşayanlar oldu. Onların canlı kurtarılmasının önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen eylemler var. Bu eylemlerin hepsi ortaya çıkmış, hukuk tarafından da önemli ölçüde kabul edilmiş durumda."
Editor : Åžerif SENCER