Türkiye ÖZETİ| ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından gerçekleştirilen Şehit Teğmen Caner Gönyeli-2023 Arama Kurtarma Davet Tatbikatı 23-27 Ekim tarihleri arasında kara ve deniz olmak üzere iki safhada yapıldı. Tatbikatı izleyen isimlerden birisi de Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu oldu. Feyzioğlu tatbikatın tamamlanmasının ardından Aydınlık’ın sorularını yanıtladı. Rum yönetiminin kuzeyin de sahibi olarak Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne indirmek istediğini kaydeden Feyzioğlu, Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını söyledi. Feyzioğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
''CUMHURBAŞKANIMIZ ÖNEMLİ BİR ÇAĞRI YAPTI''
''Sayın Cumhurbaşkanımız hem bu son BM Genel Kurulunda hem de bir önceki genel kurulda çok önemli bir çağrı yaptı. 'Dünya beşten büyüktür' dedikten sonra 'KKTC'yi artık tanıyın' dedi. Kıbrıs Türkleri de, Türkiye de, Batılı devletlerin ikiyüzlü tavırlarından bıktı. Kıbrıs Türkleri daha ne yapsın, Türkiye daha ne yapsın? 1960'da kurulan devleti, Kıbrıs Türklerini soykırıma uğratmaya kalkarak, insanlığa karşı nice suç işleyerek her türlü baskıyla gasp ettiler. 1960 devleti Kıbrıs Türklerinin elinden Rumlar tarafından gasp edildi. 50-60 sene sonra Rum yönetimi diyor ki '1960 anayasası ve modeli işlemesi mümkün olmayan bir modeldir. Doğru değildir.' diyor.''
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) başkenti Lefkoşa'da, Türk Büyükelçiliği yerleşkesinde düzenlenen resepsiyonla kutlandı.
''GASPÇI RUM YÖNETİMİNİ AB’YE ALDILAR''
''Türkiye ve Kıbrıs Türkleri 2004'te Annan Planı’na evet dedi, Rumlar hayır dedi. Rumlar hayır derse hiçbir şekilde Kıbrıs’ın tamamını temsilen AB'ye alınmayacaklardı, AB'nin o sözü vardı. Ama Kıbrıs Türklerini kandırdılar. Gaspçı Rum yönetimini Kıbrıs adasının tek devleti gibi görüp AB'ye aldılar. Bu büyük bir travmadır burası için. Sonra Crans Montana geldi. Masayı anlaşma olmasın diye deviren bizzat bugün Güney Kıbrıs’ı yöneten kişi. Kendisi devirdi. Arkada o var. Diyorlar ki 'Annan modelinin reddedildiği iyi oldu o da işlemezdi.' Crans Montana'yı zaten kendileri çıkmaza soktu. Ondan sonra da 'Biz federasyon istiyoruz, Türklerle birlikte olmak istiyoruz.' Siz Türklerle birlikte olmak istemiyorsunuz. Siz Türklerin devletini ellerinden alıp güneyi yönettiğiniz gibi kuzeyin de tek hakimi olmak ve Kıbrıs Türklerini azınlık statüsüne indirmek istiyorsunuz. Devletin iki kurucu unsuru var, kabul etmiyorlar. Ne yargıdaki makamları, ne polisi, ne bürokratlarını, ne meclislerini paylaşmak isterler. İstedikleri şey Kıbrıs Türklerinin topraklarıdır, varlıklarıdır, Kıbrıs Türklerini bir nesil içerisinde kimliksiz, ana vatansız bırakmaktır.''
''AB İNANDIRICILIĞINI YİTİRDİ''
''Bu kandırılmaktan bıkan, iyi niyeti defalarca suistimal edilen Kıbrıs Türkleri de 'Bizi KKTC'yi bu adada eşit, egemen ve uluslararası hukuki statüye sahip iki devletten biri olarak ya görürsünüz ya da bizim sizinle işimiz yok' dediler. Sayın Cumhurbaşkanımızın da BM Genel Kurulunda yaptığı çağrının özü budur.''
''KÜLTÜREL ETKİNLİKLERLE ZENGİNLEŞTİRİLMELİ''
''Kuruluşunda Türkiye’nin öncülük ettiği Türk Devletleri Teşkilatı geçen yıl KKTC’yi anayasal adıyla, KKTC devleti olarak gözlemci üye yaptı. Bu çok önemli bir gelişme. Hepsinden önemlisi Kıbrıs Türkleri, Türklük camiasında kendilerini bir asli parça olarak görme imkanına kavuştular. Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üyeliğe kadar hiç kuşkusuz Türkiye vardı. Büyük Türk milletinin asli unsuru olduğu konusunda kimsenin tereddüdü yoktur. Ama Türkiye’nin de dahil olduğu çok büyük bir camianın da asli unsuru olduğunu görmeye başladı. Kardeşlerimizin ve bizim buna ihtiyacımız vardı. Sportif, kültürel, eğitim etkinlikleri ile konser faaliyetleri ile bunu zenginleştirmek lazım.''
''KIBRIS TÜRKLERİ YALNIZ DEĞİL''
''Sayın Tatar'ın son Bakü ziyareti ve Sayın Aliyev ile görüşmesi bu çerçevede gerçekleşti. Türksoy'un etkinliğinin hemen öncesine Kuzey Kıbrıs Kültür Günleri konuldu. Buradan büyük bir heyet gitti. Üniversitelerini tanıttı. Yatırım imkanları anlatıldı. Buraya yatırıma davet edildi. İş insanları birbirleri ile ilişki kurdu. Sanatçılar gitti. Çeşitli etkinlikler düzenlendi. Sayın Aliyev ile buluşma son derece anlamlıydı. Bunun devamı tabi gelecek. İsrail'in Gazze'ye yönelik artık katliam boyutuna varmış saldırıları da devlete sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne böyle bir çılgınlığa hiç kimse cüret bile edemez. Çünkü anavatanı var. Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman yalnız değil.''
''BU DEVLETE SAHİP ÇIKMAK LAZIM''
''Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, Kıbrıs Türklerinin bir anavatanı var. Sayın Denktaş vasiyetinde 'Devletinize sahip çıkın' demişti. Bu devlete sahip çıkmak lazım. Çünkü Rumların niyeti Kıbrıs Türklerini, Rum'un sayısal üstünlüğüne dayalı bir yönetim biçiminde kısa süre içerisinde asimile etmek ve kökünde Türklük olan hiç kimseyi devlet yönetiminde etkili bir yere getirmemektir. Rumlar ırkçıdır. Kendilerini Helen ırkının, devletinin sahipleri olarak görürler. Enosis onların yüreğinde devam ediyor.''
''ADADAKİ BARIŞI, BARIŞ HAREKATI SAĞLADI''
''Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı çok önemli bir tatbikattı. Türkiye ve KKTC burada, imkan ve kabiliyetlerini mükemmel şekilde ortaya koydu. Aslında burada barışa hizmet eden bir birliktelik var. Açıkçası 1974'ten beri bu adada zaten barış var. Dünyanın bu bölgesi çok sıcak bir bölge ve cayır cayır yanıyor. Her yerde bir karışıklık, savaş var. Ama bu adada barış var. Bu barışı da Türkiye’nin adıyla uyumlu Barış Harekatı sağladı. Türkiye'nin Kıbrıs meselesi diye bir meselesi yoktur. Türkiye'nin milli Kıbrıs davası vardır. Meseleler zamanla insanları, devletleri yorabilir. Ama milli davalar her zaman sizi dinç tutar, teyakkuzda tutar.''
''BATI’NIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ''
''Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı aynı zamanda Türkiye Yüzyılıdır. Türkiye kuruluş felsefesine uygun şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün heyecanlı, rasyonel, akılcı ideallerine yönelmiş kararlı adımlarla ilerliyor. Gazi'nin bize vasiyet bıraktığı gibi Türk dünyası ile ilişkilerimizde öncülük yapıyoruz. Bugün Türkiye, Azerbaycan el ele verip Karabağ’daki Ermeni işgalini bitirdik. Azerbaycan’ın askeri harekatında Batı’nın sözde insan hakları savunucularının nasıl çifte standart ile devreye girdiklerini de gördük. Batının önemli dergilerinden birinde, 'Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Ama Ermenilerle Azeriler arasında o kadar sorun vardır ki burayı Ermeniler yönetmelidir' diyor. Aynı batı, Kıbrıs söz konusu olduğunda, Kıbrıs Türkleri bu kadar haksızlığa uğramışken dönüp 'Burayı Rumlara vereceğiz' diyor. İkiyüzlülüktür bu.''
''AMERİKA DESTEĞİYLE TERÖR DEVLETİ İSTENİLDİ''
''Bizim güneyimizde doğrudan doğruya Amerikan desteğiyle bir terör devletimsi kurulmak istenildi. Türkiye askeri harekat ile bu terör, kukla devletini önlüyor. Bu, Sevr Antlaşmasını yırtıp atan Mustafa Kemal Atatürk’ün bugün olsaydı yapacağı şey değil mi? Libya'da deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin sözleşme imzalamışız. Doğu Akdeniz'de belki önümüzdeki yüzyılın menfaatini milletimize kazandırmışız. Bunu yaparken BM'nin meşru gördüğü hükümeti devirmek isteyen Güvenlik Konseyinin ileri gelen üyelerinin karşısına geçmişiz. Libya elden gitmesin diye Libya'da savaşan Mustafa Kemal'in idealini gerçekleştiriyoruz.''
''TÜRKİYE YÜZYILI AYDINLIK YÜZYILDIR''
''KKTC'de de Kıbrıs Türklerinin egemen devletini bütün gücümüzle destekleyerek Türk milletinin Doğu Akdeniz’de varlığını koruyoruz. Aynı zamanda da savunma sanayisinde muazzam hamleler yapılıyor. Bunun sivil sanayide de yansımalarını umuyorum önümüzdeki günlerde göreceğiz. Emin adımlarla Türkiye Yüzyılına gidiyoruz. Sorunlara değil bu ideallere odaklanıp kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini söylüyorum. Bu, siyasi partiler üstü bir meseledir, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Türk milletinin meselesidir. Türkiye Yüzyılı, aydınlık bir yüzyıldır. Doğu Akdeniz'de, bu bölgede dünyanın en kritik, en çatışmalı, bütün emperyalist güçlerin cirit attığı bu bölgede Türkiye güven ve huzur ülkesidir. Öyle de kalacaktır.''
Editor : Şerif SENCER