Eğer ÖZETİ| markalar konusunda biraz meraklıysanız büyük markaların logolarında zaman içinde yaşanan değişimi gözlemlemişsinizdir.
Özellikle son dönemlerde büyük markaların çoğu büyük harfli logolardan küçük harfli logolara geçiş yaptı. “İyi de neden?” diyorsanız harflerin büyük ya da küçük olması markalar için ne anlama geliyor ve bunu neye göre seçiyorlar bir bakalım.
Büyük harfler “otoriter”, küçük harflerse “sıcak ve samimi” bir algı yaratıyor.
Evet yukarıdaki iki logoya bakalım. Arçelik eskiden soldaki büyük harfli logoyu kullanırken daha sonra sağdaki küçük harfli logoya geçmişti.
Büyük harflerle yazılmış olandaki otorite imajı hemen göze çarpıyor. Küçük harfli logodaysa daha samimi ve sıcak bir imaj söz konusu.
Yani, markalar harflerin yarattığı bu algıyı, markanın nasıl bir imaj izlemek istediğine yönelik bir strateji olarak kullanılıyor.
Bir de işlevsellik konusu var tabii. Küçük harfli yazılar daha kolay okunuyor.
Beynimiz büyük harfleri okurken küçük harflere kıyasla çok daha fazla efor sarf ediyor.
Bu sebeple, akıllarımızda yer edinmek için saniyelerle yarışan markalar için logolarının en hızlı ve en kolay şekilde algılanması oldukça önemli.
Markaların küçük harfi tercih etmelerinin sebeplerinden biri de “Size hizmet ediyorum.” algısını yaratmak.
Yukarıdaki diğer markaların da önce büyük harf tercih etseler de daha sonra logolarında küçük harf kullanmaya başladığını görüyorsunuz.
Markaların büyük harfli logodan küçük harfliye geçmesinin sebebi aslında müşteri odaklı bir yaklaşım benimsemesi.
Geçmiş dönemlerde “satış odaklı” bir anlayışın hâkim olması sebebiyle şirketler ve markalar kendilerini tüketicilerden daha yukarıda konumlandırıyordu çünkü bu kadar sayıda marka yoktu ve rekabet koşulları şu an olduğu kadar ağır değildi.
Az sayıda marka ve henüz gücünün farkında olmayan çok sayıda tüketici vardı. Dolayısıyla tüketiciler markaları değil, markalar tüketicileri seçiyordu. Bu sebeple, otoritelerini de yansıtmak amacıyla büyük harfli logolar tercih ediyorlardı.
Günümüzdeyse artan rekabet koşulları sebebiyle tüketiciler markaları seçer konuma geldi. Bu sebeple markalar da müşteri odaklı bir yaklaşım benimseyerek otorite figürü imajını bir kenara bırakmak zorunda kaldı.
Özetle, daha önce de dediğimiz gibi konu markalar olunca basit bir büyük harf küçük harf meselesi bile tesadüfen gerçekleşmiyor.
Kaynak: Spot on Branding, Tüketici Davranışları- Micheal R. SolomonMarkalarla ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER