Mardin'de ÖZETİ| 19 Ocak'ta, Artuklu-Nusaybin karayolu Yeniköy mevkiinde seyir halindeki yabancı plakalı cipe düzenlenen silahlı saldırıda Irak vatandaşları Hındreen Abdullah Salih (39), Wahide Haydar Casım (63), Abdullah Salih Mustafa (69), Çimen Şahin Halid (75) ve Ahmed Celaleddin İbrahim (45) hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili olarak gözaltına alınan A.K. ve F.A. isimli şahısların ifadeleri ortaya çıktı.
'BEN PARA ALMADIM'
A.K. isimli şahısın ifadesine göre; “F.A. bana aracın tekerinin patlak olduğunu söyleyerek durduracağını söyledi, arabayı ben kullanıyordum, F.A. camı indirerek tekerleklerin patlak olduğunu işaret etti, maktüllerin bulunduğu araba durdu, silahı F.A.’ya ben teslim ettim. Olay günü teslim etmiştim, Barış parkta kendisine vermiştim, silahı 4-5 ay önce İbrahim isimli şahıstan düğünler için almıştık.
25 tane mermiyi de olay günü İbrahim’den ben satın aldım. Ben araçta bekledim, daha sonra silah sesleri geldi, dikiz aynasından baktığımda yerde yatan birini gördüm, arabadan çıktım. Ben arabaya doğru koşarken başka birinin olduğunu da gördüm, ben başka kimseyi görmedim, araçta beklerken korkmaya başladım, boş araziye doğru kimseyi çekiştirmedim, ben para almadım.
F.A. bir çanta ve elbise aldı, ben kimsenin üstüne eşyasına dokunmadım, daha sonra arabayı panikten çalıştıramadım, F.A. bana tarif etti, önce Kızıltepe’ye sonra Mardin’e daha sonra da Midyat üzerinden Nusaybin’e geldik. Nusaybin’de arkadaşın evine gittim, silah bende duruyordu, Faris yolda bana vermişti, evde kız arkadaşım da vardı, kız arkadaşım kendime bir şey yapmamam için silahı benden zorla aldı” dedi.
'DERİN DEVLETÇİ OLDUKLARINI SÖYLÜYORLARDI'
F.A. isimli şahısın ifadesinde "Benim A.K. ile birlikte herhangi bir borcum yoktur, A.K. beni Tolga, Mehmet ve Uğur adında kişiler aracılığı ile tehdit etti. Yaklaşık 400 bin lira para gönderdim. Bankalarda dekontlar mevcuttur. Nusaybin’de iki defa tüp patlamıştı, benim evimde de tüp patlayacağına dair tehdit ediyordu. Derin devletçi olduklarını söylüyorlardı. Bu mesajlar A.K.’nin GSM numarası üzerinden Whatsaptan geliyordu.
Oğlumun bulunduğu yerin konumunu atıyordu. Çocuklarıma zarar gelmemesi için tehditler ediyorlardı. Ben de para göndermek zorunda kalıyordum, A.K.’nin bana borcu varsa ispatlasın, olaydan bir gün önce Türkiye’ye geldim. Ertesi sabah bana Tolga isimli şahıs tarafından A.K.’nin Whatsappı üzerinden bir mesaj geldi. Iraklı birini soyacaksınız şeklinde mesaj gelmişti, A.K. telefonundan bana gönderilmişti, A.K.’ye sorduğumda aynı mesajın kendisine de geldiğini söyledi. En az iki tane leş göreceğim yazıyordu. Daha sonra yine bana mesaj geldi çocuk bekliyor deniliyordu.
Saat akşam 21.30 civarında A.K.’nin bulunduğu düğün salonunun oraya gittim. Geldiğinde silah vardı, silahı bana verdi, dedi ben kızı bırakıp geri geleceğim, geldiğinde tekrardan silahı kendisine verdim, Barış Parkına bıraktım 10 dakikalık işim var dedi, geldiğinden bir kutu mermi vardı, daha sonra Aydın Tesislerinin orada beyaz bir araba vardı, arabanın peşine takıldık sonra yolda kaybedince geri döndük, maktullerin bulunduğu siyah arabayı Abdullah gösterdi, illa siyah cipi soymamız gerektiğini söyledi, daha sonra siyah cip çıkınca Adullah da peşlerinden çıktı.
Abdullah bana araca işaret etmem gerektiğini söyledi, ben de işaret ettim, araç durdu, şoför indi, ben de şoförün yanına gittim, daha sonra Abdullah geldi, önce şoföre sıktı, sonra sağ taraftan bir el içeri ateş etti, daha sonra öbür taraflara dolandı, ben de o korkuyla panikledim, bana çantayı almamı söyledi, ben de çantayı aldım, arka koltuğa binmemi söyledi, kendisi de cesetleri aradı, sonra bana elbiseleri yolun kenarına atmamı söyledi, daha sonra bir köyün içinde çantayı atmamı söyledi, köyün ismini bilmiyorum, içlerinden sadece 300 TL çıktı, onu da Abdullah aldı, ben birşey almadım, sonra Kızıltepe, Mardin, Midyat ve tekrar Nusaybin’de seyrettik, daha sonra 02.30’da beni demiryolların oraya bıraktı, silah Abdullah’taydı, olaydan sonra koltuğun altındaki yere bırakmamı istedi, ben de isteği doğrultusunda oraya bıraktım başka da ellemedim” ifadelerini kullandı.
Editor : Şerif SENCER