Ankara ÖZETİ| Büyükşehir Belediyesi, Ulusal Demokratik Enstitüsü (NDI) ile gerçekleştirdiği işbirliği tepki çekti.
"Yeni Dönem Başkanlar Buluşması: Yerelde Güçlü Liderlik, Katılımcı Yönetim" toplantısını sosyal medya hesabından eleştiren Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, "ABD’nin sicili karanlık enstitüsünden büyükşehir belediyesi demokrasi alanında medet umuyor" dedi.
"500 BİN ÇOCUK ÖLDÜRDÜK AMA BUNA DEĞDİ" SÖZLERİNİ HATIRLATTI
NDI'nın çok sayıda ülkenin karışmasında rol oynadığını hatırlatan Gürdeniz, "Ankara Büyükşehir Belediyesi ABD’ye bağlı Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NDI) işbirliğiyle başkentimizde “Yeni Dönem Başkanlar Buluşması: Yerelde Güçlü Liderlik, Katılımcı Yönetim” başlıklı toplantı düzenlemiş. Baştan hatırlatalım bu enstitü Arap Baharı başta olmak üzere pek çok ABD destekli renkli devrimlerde rol oynamış bir kuruluş. Başkanlığını uzun yıllar eski neocon Amerikan Dışişleri Bakanı Madeleine Albright yapmış. Albright, 'Irak’ta 500 bin çocuk öldürdünüz, üzülmüyor musunuz?' diye soran gazeteciye 'Üzülüyorum ama buna değdi' diyebilen biriydi." dedi.
"ABB, ABD'NİN SİCİLİ KARANLIK ENSTİTÜSÜNDEN MEDET UMUYOR"
ABD'nin karanlık kuruluşundan medet umulmasının üzücü olduğunu kaydeden Cem Gürdeniz, "Şimdi Atatürk’ün başkentinde NDI demokrasi adına büyük şehir belediyesi ile ortak toplantı düzenliyor. Ne kadar üzücü. Sanki bu ülkede 2007 sonrası ABD destekli FETÖ kumpas davaları olmamış. Sanki ABD/AB ve NATO destekli 15 Temmuz 2016 FETÖ silahlı darbe girişimi yaşanmamış; sanki 7 Ekim 2023 sonrası Gazze’de ABD desteğinde naklen yayınla soykırım yaşanmıyormuş gibi ABD’nin sicili karanlık enstitüsünden büyük şehir belediyesi demokrasi alanında medet umuyor." ifadesinde bulundu.
"BU KURULUŞLARDAN DESTEK ALINIYORSA 100 KERE DÜŞÜNÜLMELİ"
Cem Gürdeniz, uyarılarına şöyle devam etti:
"İster iktidar ister muhalefet kim olursa olsun bugünkü bölgesel ve küresel konjonktürde ABD düşünce kuruluşundan destek ya da yardım alınıyorsa bir kere değil 100 kere düşünmelidir. Merhum Doğan Kuban ne güzel demiş;
'Türk aydını, Amerikan sömürgeciliği ve kırsal kültür tarafından esir alındı, olan bitenler ahlaki ve entelektüel iflastır, aydınlar doğrudan katılmıyor olsalar da, toplumu saran ahlaki çöküntüyü sanki normal bir olguymuş gibi izlemekle yetinerek, hoş göstererek ona ortak oluyorlar. Oysa bu toplumda, hangi koşullarda olursa olsun, insanlık için düşünüp çalışacak çok insan olduğunu Kurtuluş Savaşı'nda öğrendik. Günümüzde de varlıklarıyla geleceği hazırlayan milyonlar var. Sesleri az ya da çok çıkabilir, düşünceleri bulanık olabilir, ama çağdaş dünyanın ortaklarıdır, bu ülkenin dünyayla er geç buluşacağı tek yol, çağdaş uygarlık yoludur.'”
Editor : Şerif SENCER