Kuzey ÖZETİ| yarımkürenin ilk kiraz hasadının yapıldığı Manisa'nın Şehzadeler ilçesine bağlı Sancaklıbozköy Mahallesi'nin üreticileri, yaklaşık 1 ay sonra gerçekleştirilecek hasat için son hazırlıklarını yapıyor. Ağaçların bembeyaz çiçeklerle süslendiği kiraz bahçelerinde üreticiler hem ağaçlarına ve topraklarına gerekli bakımları yaparak dünya sofralarına en kaliteli kiraz meyvesini gönderecek.
KURAKLIK NEDENİYLE FARKLI ÜRÜNLER DİKİLDİ
Hassas bir ağaç türü olan kiraz ağacı da küresel ısınma nedeniyle tehlikeli günler geçiriyor. Küresel ısınma nedeniyle kış mevsiminde gerekli yağışı alamayan ağaçlar kurumaya başlarken, hem bölge halkı hem de dünya pazarı için önemli bir yere sahip kiraz üreticiliği de bölgede zor zamanlar yaşıyor. Kuraklık nedeniyle bazı çiftçilerin kirazları tamamen kururken, bölge halkı zeytin, kayısı ve incir gibi alternatif ürünlere yöneldi. Bölgede meyve üreticiliğinin geliştirilmesi amacıyla kendini tarıma adayan emekli öğretmen Metin Koyuncu da ziraat fakültesinden mezun olarak doğduğu topraklarda hem tarım yapıyor hem de üreticilere bilgileriyle destek oluyor. Kuzey yarımkürenin ilk ürününü çıkardıklarını söyleyen kiraz üreticisi Metin Koyuncu, “Manisa’nın Şehzadeler ilçesine bağlı Sancaklıbozköy Mahallesi’nde Kuzey yarımkürenin erkenci ürünü yetişmektedir. Kirazlarımız şu anda çiçek açtı. Erkenci kiraz ilk çiçek açan kirazdır. Erkenci kiraz diğer kirazlara nazaran biraz daha küçük oluyor ama ilk çıktığı için değer olarak daha yüksek oluyor. 12 Nisan ile 15 Nisan arası ilk kirazımızı çıkarmış oluruz. Bu çeşidimizin ismi ‘cristobalina’dır. İhracata verilmeye başlandı. Türkiye’ye de daha fazla gelir getirmesi amaçlanıyor” dedi.
“KURAKLIK NEDENİYLE KİRAZLARIMIZ KURUMAYA BAŞLADI”
Kuraklık nedeniyle kiraz ağaçlarının kuruduğunu bu nedenle de zeytinde denemeler yaptıklarını söyleyen Koyuncu, “Son yıllarda Türkiye’deki kuraklık nedeniyle kirazlarımız kurumaya başladı. Su yetersiz kaldı. Bunun yerine bu yörelerde kayısı dikilmeye başlandı. Zeytin de bu bölgede oluyor. Onu da denedik ve başarılı olduk. Artık bu yörenin insanları zeytine ve incire doğru yönelirse daha güzel olur” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERİMİZİN BU KONULARDA ÇOK İYİ EĞİTİLMESİ GEREKİYOR”
Üretimin geliştirilmesi için gençlerin eğitilerek tarıma yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koyuncu, “Bu işlerin düzgün yürümesi için çok güzel bir tarım politikası yapılması lazım. Yeni nesil gençlerimizin bu konularda çok iyi eğitilmesi gerekiyor. Ben eski bir eğitimci olarak gençlerimize örnek olmak istedim fakat şu anda tarımla uğraşan kısım 50 ile 70 doğumlular. Diğerleri tarıma hiç bakmıyor. Bu şekilde de Türkiye’de tarım bitmiş demektir. Tarımın olmadığı yerde insanlar da biter. Üretimin çok iyi olması lazım. Bunun için de devletimizin tarım politikası koyup köylerde üretim yapılan yerlerde ‘köylü’ gözüyle bakılmaması gerekiyor insanlarımıza. Liseyi bitiren gençlerimiz üniversiteyi kazanamadı diye boşta geziyor ve ya bir fabrikaya girip toprakları olduğu halde orada asgari ücretle çalışıyorlar. Ziraat fakültelerine bu gençler sınavsız alınıp ziraat ile ilgili bilgileri öğrendikten sonra kendi topraklarını bilinçli bir şekilde işlemelerini isterim” diye konuştu.
“KÜRESEL ISINMADAN DOLAYI ÇOK ETKİLENDİK”
Nisan ayının 15’i civarında hasadın başlamasını hedeflediklerini söyleyen kiraz tüccarı İbrahim Bodur, “Nisan 15 civarı afet olmazsa hasat bekliyoruz. Kirazımızda rekolte olarak geçen seneyle aynı. Özellikle küresel ısınmadan dolayı çok etkilendik. Kiraz ağacı çok hassas bir ağaç olduğu için. Onda bir sıkıntımız var. İnşallah onu da çiftçilerimiz çözmeye çalışıyor. Çiftçilerimizin de elinden bu kadar geliyor. Devletimiz önlem alması lazım. Özellikle kirazımız bu bölgede sıcak olduğu için daha hassas” dedi.
Rusya başta olmak üzere Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine ihracat yaptıklarını söyleyen Bodur, “Kirazımızı genelde Rusya’ya gönderiyoruz. Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine gidiyor. İhracatçı firmalarımız bundan 2 sene önce Çin’le görüştü. Oraya da ihracat yapılarak başarılı oldu. Hemen hemen dünyanın bütün ülkelerine gönderiliyor” ifadelerini kullandı.
Editor : Şerif SENCER