Küçük ÖZETİ| bir kız çocuğu, yetişkin bir adam, üstelik adam bir kiralık katil; eğer Léon: The Professional filmini izlemediyseniz bu üç cümle size hiçbir anlam ifade etmeyebilir ama kabul edin, heyecan verici. Ülkemizde Sevginin Gücü adıyla vizyona giren Léon: The Professional filmi işte bu heyecanı alıyor ve izleyenlere dozunda bir aksiyonun olduğu duygu yüklü bir anlatı sunuyor.
30 yıl önce vizyona giren Léon: The Professional filmi büyük eleştirilerin odağı olmuştu çünkü Natalie Portman, filmde canlandırdığı karakter gibi 12 yaşında bir kız çocuğuydu ve karşısında koca bir adam vardı. Yapımcılar da ikili arasındaki garip ilişkinin farkında oldukları için filmi en ince detaylara bile önem vererek çektiler. Léon karakterini canlandıran Jean Rêno da usta oyunculuğunu konuşturarak filmin her saniyesinde yetişkin biri ile bir kız çocuğu arasındaki arkadaşlık sınırlarını korudu.
Kısaca Léon: The Professional filmini hatırlayalım:
Yıl: 1994Tür: Aksiyon, Suç, DramYönetmen: Luc BessonOyuncular: Jean Rêno, Natalie Portman, Gary Oldman IMDb: 8.5
New York’ta yaşayan Léon, profesyonel bir tetikçidir. Komşusu olan 12 yaşındaki kız çocuğu Mathilda’nın berbat bir ailesi olduğu için sık sık apartmanın içinde kızla karşılaşır. Derken bir gün kızın tüm ailesi öldürülür ve Léon’un yanına sığınır. Léon istemese bile kızı yanına alır. Mathilda’nın artık tek amacı Léon’un işini öğrenmek ve kardeşini öldürenlerden intikam almaktır.
Léon: The Professional (Sevginin Gücü) filmi hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız ilginç bilgiler:
Natalie Portman’ın ailesi kızlarının filmde oynamasına karşı çıkmıştı.Sigara konusunda sözleşmeye özel maddeler eklendi.İlk gösterimde sansürlenen kıyafet sahnesi hiç prova edilmedi.Jean Rêno, filmdeki cinsel tehdidi en aza indirmek için özel oyunculuk teknikleri kullandı.Natalie Portman nasıl ağlanacağını acı bir tecrübe ile öğrendi.Filmin en ikonik sahnesi aslında bir şakaydı.Bir suçlu, filmdeki polisleri gerçek zannedip teslim oldu.Natalie Portman’ın ailesi kızlarının filmde oynamasına karşı çıkmıştı:
Filmde 12 yaşında bir kız çocuğunu canlandıran Natalie Portman, rol için seçmelere katıldığında 11 yaşındaydı. Onunla birlikte Liv Tyler ve Christina Ricci gibi isimler de seçmelere girmişti ancak Mathilda’nın ölen erkek kardeşini özlediği sahneyi öyle bir canlandırdı ki filmin yönetmeni Luc Besson çok etkilendi fakat Portman’ın ailesinin endişeleri vardı.
Léon: The Professional filmi küçük bir kız çocuğu ile yetişkin bir adam arasında yaşanan ve cinselliğin sınırlarında gezen bir arkadaşlık öyküsünü anlatıyor. Üstelik bu ilişki başlamadan da kızın ailesi ile yaşadığı çok sert durumlar var. Bu nedenle Portman’ın ailesi çocuklarının böyle bir rolde oynamasına ilk başta karşı çıktılar fakat daha sonra Portman’ın anlattığına göre ailesine isyan etmiş ve senaryonun hayatında okuduğu en harika şey olduğunu söylemiş. Böylece aile ikna edilmiş.
Sigara konusunda sözleşmeye özel maddeler eklendi:
Mathilda, yetişkin olmaya özenen bir kız çocuğu için sigara içme denemeleri yapıyor. Herkes için ölümcül zararlara sahip olan sigarayı küçük bir kız çocuğunun içmesi daha da korkunç olduğu için film boyunca Léon sürekli Mathilda’yı azarlıyor. Aslında bu azarlama sözleşmenin bir parçası. Portman’ın ailesi kızlarının film boyunca asla sigara dumanını içine çekmeyeceği, ağzından dışarı savurmayacağı konusunda sözleşmeye özel maddeler ekletiyor. Film boyunca Mathilda’nın elinde yalnızca beş kez sigara görüyoruz ve onda da Léon tarafından azarlanıyor. İşte tüm bunlar sözleşmenin özel maddeleridir.
İlk gösterimde sansürlenen kıyafet sahnesi hiç prova edilmedi:
Filmin en ikonik sahnelerinden olan Mathilda’nın Léon’a kıyafetini gösterdiği sahneyi herkes hatırlar. Aslında bu sahne, filmin vizyona girdiği orijinal kopyasında yok. On yıl sonra film restore edilirken bu sahne ekleniyor. Film, ikili arasındaki arkadaşlık ilişkisinin cinselliğe en çok yaklaştığı nokta olduğu için büyük eleştiriler aldı. Zaten yönetmen de bunun farkında olduğu için sahnenin hiç provası yapılmadı ve tek seferde çekilip tamamlandı.
Eklenmiş sahnelerden bahsetmişken bir de çıkarılmış sahneden bahsedelim. Aslında filmin orijinal kurgusunda Mathilda’nın Léon’dan sevgilisi olmasını istediği ve Léon’un da bunu kabul ettiği bir sahne var. Test gösterimine bu sahne izleyiciler tarafından beğenilmediği ve hatta alaya alındığı için kurgudan çıkarıldı.
Jean Rêno, filmdeki cinsel tehdidi en aza indirmek için özel oyunculuk teknikleri kullandı:
Léon karakterini canlandıran usta oyuncu Jean Rêno, filmin hikâyesindeki rahatsız edici noktaların farkındaydı ve bunları en aza indirmek için ustalığını konuşturdu. Profesyonel bir kiralık katil olmasına rağmen Léon karakterini sanki yetişkin vücudunda yaşayan bir çocukmuş gibi canlandırdı. Böylece izleyenler asla Léon’un Mathilda için bir tehdit oluşturmadığını düşündüler. Zaten çekimler boyunca Rêno her zaman Portman’ın duygusal geçişleri kontrol etmesine izin verdi.
Natalie Portman nasıl ağlanacağını acı bir tecrübe ile öğrendi:
Mathilda’nın ailesinin öldürüldüğü sahnede oyuncu Natalie Portman’ın çılgınlar gibi ağlaması gerekiyordu ama bir türlü ağlayamadı. Bunun üzerine yönetmen, oyuncunun gözlerine nane yağı sürdürdü. Büyük bir acıyla ağlamaya başlayan Portman sahneyi başarıyla tamamladı. İlginç olan, Portman bir daha asla ağlamak için bir şey kullanmak zorunda kalmadı. Çünkü ne zaman ağlaması gerekse aklına nane yağını getiriyordu ve hemen gözyaşları sel olup akıyordu.
Filmin en ikonik sahnesi aslında bir şakaydı:
Uyuşturucu bağımlısı bir DEA ajanı olan Stansfield’ı canlandıran oyuncu Gary Oldman, yıllar sonra verdiği bir röportajda filmin hayranlarını şaşırtan bir açıklama yaptı. Bugün filmin en ikonik sahnelerinden biri olarak kabul edilen Stansfield’ın ‘Bring me everyone!’ yani ''Herkesi bana getirin!'' diye bağırdığı sahnedeki cümlesi aslında bir şaka olarak söylenmiş. Oldman birkaç kez bu cümleyi normal bir ses tonu ile söylemiş. Tekrar çekimler sırasında yönetmene şaka yapmak için bir kez de repliği bağırarak söylemiş. O kadar beğenilmiş ki filme eklenmiş ve unutulmaz bir sahne olarak akıllara kazınmış.
Bir suçlu, filmdeki polisleri gerçek zannedip teslim oldu:
New York’ta bir sokağın polis arabaları tarafından kapatıldığı ve etrafın polislerle çevrili olduğu sahneyi hatırlarsınız. Gerçek bir suçlu, bu sahnenin çekildiği yerin bir arka sokağında bir mağaza soymuştu ve kaçıyordu. Koşarken kendini bir anda bu sahnenin ortasında buldu. Etrafının polislerle çevrili olduğunu zanneden suçlu, polis kıyafeti giymiş figüranlara teslim oldu. Ekip hemen durumu gerçek polise bildirdi ve suçlu yakalandı. Hayattaki şansım…
Sinema tarihinin en beğenilen ve aynı zamanda da eleştirilen filmi Léon: The Professional hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız ilginç bilgilerden bahsettik. Léon: The Professional filmi hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Editor : Şerif SENCER