USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Teknoloji

Kulaklığını İki Hafta Çıkarmadığında Başına Gelecek Şey - Webtekno

Kulaklıklar, bilhassa kablosuzları piyasa sürüldükten sonra daha da vazgeçemediğimiz araçlar hâline geldi. Öyle ki kablosuz bir kulaklık edinmek, toplumumuzda âdeta bir statü sembolü oldu ve markası fark etmeksizin herkesin kulağında bunları görür olduk. Ancak “Seviyoruz karde?

Kulaklığını İki Hafta Çıkarmadığında Başına Gelecek Şey - Webtekno
21-01-2024 13:38
Google News

Kulaklıkların ÖZETİ| hayatımızı epey kolaylaştırdığına bir şüphe yok. Fakat bu araçlar, ne yazık ki göründükleri kadar masum değil. Uzun süreli ve yüksek desibelle kullanımları, sizi her an kulaklarınızdan edebilir!

Peki kulaklıkları hiç çıkarmadan hayatımıza devam ettiğimizde, başımıza neler geleceğini hiç düşünmüş müydünüz?

Söz konusu kulaklıklar olduğunda, zarar göreceğini düşündüğümüz ilk yer şüphesiz kulaklarımız olur. 

Kulak kiri

Bu noktada ilk etapta çoğu kişi uzun saatler kulaklık kullanmanın, kulak kiri birikmesine sebep olacağını düşünür ancak aslında bunun pek bir doğruluk payı yok. Kulak kiri oluşumunun temelinde, kulak çubuğu gibi nesnelerin kulağa sokup çıkarılması vardır. Yani kulak kirlerinin sebebi, kulaklıklarımız değil.

Fakat bu noktada, kulaklığın yarattığı bir problem var ki o da işitme duyumuzla ilgili. Aslında hayatımızın büyük bir kısmını, sesin iletildiği ortam olan havada geçiririz ve bu sebeple kulaklarımız da bir nevi dönüştürücü görevi görür.

Öte yandan titreşen nesneler, ses dalgaları biçiminde bir enerji üretir. Bir ses dalgası kulağımıza ulaştığında ise kulak zarımız titreşmeye başlar. Devamında da bu fiziksel titreşim, kulaklarımızdaki tüyleri hareket ettirir ve bu da beynimize giden sinirsel elektrik sinyallerini ortaya çıkarır.

Genel manada bu süreç; iç kulağı, orta kulağı, dış kulağı, beyni ve beyin sapını etkisi altına alır.

İç kulak

Fakat herhangi bir kulaklığı, sonsuza kadar ara vermeden kullanmanın sebep olduğu hasarın boyutlarına bakarken, ilk etapta iç kulağımıza odaklanmak gerekir ve söz konusu, gürültüye bağlı işitme kaybı olduğunda, kulak problemleri noktasında bu durumun en çok karşılaşılan rahatsızlıklardan biri olduğu söylenebilir.

Ayrıca çocuk, genç veya yetişkin fark etmeksizin oldukça uzun süreler kulaklık kullanımı, işitme kaybı açısından ciddi bir risk taşır. Kısaca çevremizden duyduğumuz ancak pek kulak asmadığımız bu durumun gerçeklik payı, maalesef epey yüksek.

Bir diğer taraftan ABD Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü, kulaklarımızın risk teşkil etmeden maruz kalacağı maksimum desibel seviyesini tespit etmeye yönelik bir çalışma gerçekleştirdi.