Başıboş ÖZETİ| köpekler nedeniyle sokaklar adeta yürünemeyecek hale geldi
GALERİNİN DEVAMI ortaya çıkartıyor. Özellikle büyük kentlerde işlek caddeler de dahil olmak üzere birçok sokak adeta yürünemeyecek hale geldi. ">ağır yaralanmalara ve hatta ölümlere neden olabiliyor.
Şanslı olanların hafif sıyrıklarla kurtulduğu saldırılar vatandaşlarda travmalara sebebiyet veriyor.
">AK PARTİ HAREKETE GEÇTİ
Yaşanan bu durum karşısında gerekli adımlar atılmaya başladı. Sokak hayvanları yüzünden tehlikeli hale gelen sokaklar için AK Parti harekete geçti.
">karar alınması için çalışma yapılacak.
">başıboş sokak köpeklerinin toplatılmasına karşı çıkıyor. Ülkede yaşanan bu sorunla ilgili çoğunluğun görüşü belli. Ancak bir grup ise köpeklerin insan canını tehdit etmesinden hiç de şikayetçi değil. Bu sebepten dolayı gerekli adımların atılması noktasında tepki gösteriyor.
">korkunç görüntüler gelmeye devam ediyor.">artık sadece insanlar için değil hayvanlar için de tehlikeli bir boyuta gelmeye başladı. ">gözler önüne seriyor. ">
Sokakları kabusa çeviren başıboş köpek sorununun çözümü için hükümet kanun tasarısı hazırlıyor. AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'nun hazırladığı kanun tasarısının bir an önce Meclis'ten geçmesi bekleniyor.
Evlatlarını kaybeden acılı anne-babalar, uzuvlarından olan, ağır yaralanan veya artık sokağa çıkmaktan korkan sokak köpeği mağdurları ve aynı durumun başına gelmesinden korkan vatandaşlar, bu sorunun kökten çözülmesini istiyor.
Köpeğin feci şekilde katlettiği çocuğun ailesi konuştu: Bu acıyı başkaları yaşamasın!
Köpek saldırısından kaçarken can veren küçük Mahra'nın babasından anlamlı mücadele!
Öte yandan, "hayvan hakları" bahanesiyle yasa tasarısına karşı çıkanlar, engel olmaya çalışıyor. Ancak bu protestoların, insan hakları kavramını zedelediği ifade ediliyor.
Türkiye Gazetesi Yazarı Atilla Yayla, köşesinde bu konuya dikkati çekti. "Hak kavramının istismarı ve 'hayvan hakları!'" başlıklı bir yazı kaleme alan Yayla, "Hak kavramının çok istismar edildiğini" vurguladı:
"İnsan haklarını ifade etmek için kullanılmakta olan hak kavramı ne yazık ki çok istismar edildi. Kavram, önce, insan hakları içinde genişletici yorumlara tabi tutuldu. İlk olarak insan haklarına dâhil olup olmadıkları tartışmalı olan iktisadî ve sosyal haklar kavramı ortaya çıktı. Zamanla üçüncü ve dördüncü kuşak haklardan bahsedilir oldu. Keza, kavram günlük hayatın akışı içinde de kullanıldı. Meselâ doğuştan gelen değil sözleşmeden doğan bir hak-talep olan işçi hakları da neredeyse insan hakları kavramının bir parçasıymış gibi güven ve kararlılık içinde kullanılmaya başladı."
'Köpek sorunu yok' diyene bu rakamları gösterin: İllerin başıboş köpek sayısı korkutucu boyutta!
Siz yaşadığınız ilde sokak köpeği sorunu olduğunu düşünüyor musunuz? Bunun çözümü için hangi adımlar atılmalı, yorumlarda paylaşın. #sokakköpeği #köpeksorunu pic.twitter.com/9WVLHN7llm
"Hak kavramının taşıdığı büyük ahlaki meşruiyetin, hak kavramının genişlemesini anlaşılır" kıldığını ifade eden Yayla, "Bazı kesimlerin yeni hak kategorileri öne sürdüğünü, ancak insan haklarına tamamen ters taleplerin bile hak olarak gösterilmek istendiğini" belirtti. Bu politikanın işe yaradığını da ekleyen Yayla, "Şimdi kavramda yeni bir genişletme talebiyle karşı karşıya olduğumuzun" altını çizdi.
"BAZILARI HAYVANLARI İNSANLARDAN DAHA ÜSTÜN STATÜDE GÖRÜYOR"
Bu sefer hak sahibi özneler olarak, yukarıda sayılan hak kategorilerinden tamamen farklı biçimde, insan dışında bir tür, hayvanlar gösteriliyor. Hayvanların da insanlar gibi haklara sahip olduğu iddia ediliyor ve bu haklara “hayvan hakları” deniliyor.
Yukarıdaki değerlendirmeyi yapan Yayla, yazısına şöyle devam etti:
"Hayvan hakları insan hakları gibi geniş anlamda değil dar anlamda kullanılıyor ve daha ziyade hayat hakkı ile ilişkilendiriliyor. Buna göre, dünya sadece insanlara ait değil, hayvanların da dünyada hakkı var. Nefes alan her canlı yaşama hakkına sahip. Daha da ilginci, bu bakımdan insanlarla hayvanlar eşit sayılıyor, hatta bazılarınca hayvanlar insanlardan daha üstün statüde görülüyor. İnsanların hayvanların hayat hakkına müdahale etmemesi isteniyor...
"HAYVANLAR DEĞİL SALDIRILAN İNSANLAR SUÇLANIYOR"
Konu elbette daha ziyade sokak köpekleri veya başıboş, sahipsiz köpekler etrafında tartışılıyor. Bu köpeklerin nerede isterlerse orada yaşamaya hak sahibi oldukları öne sürülüyor. Sokaklar sadece insanlara ait değildir, hayvanların da onlar üzerinde hakkı vardır deniyor. Sahipsiz köpeklerin zaman zaman insanlara verdiği zararlar -ciddi yaralanmalar hatta ölümler- görmezden geliniyor veya saldıran hayvanlar değil saldırılan insanlar suçlanıyor. Çocukların köpek saldırısına maruz kalması durumunda çocukların ebeveynleri suçlamayla karşılaşıyor. Köpeklerin sebepsiz yere hiç kimseye saldırmayacağı iddia ediliyor. Bazen, köpeklerden insan gibi bahsederek, “durup dururken kimse kimseye saldırmaz” şeklinde ifadeler kullanılıyor!
Birileri yine izleyip, "Oyun oynamak istemiş köpekler" yorumu atacak ama...
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde 6 köpek, yolda yürüyen kadına saldırdı.
■ Kadının hayatını yardıma koşan vatandaşlar kurtardı. #sokakköpeğiterörü pic.twitter.com/GlUfjmRqsl
Bu çizgide olanlar arasında toplumun hemen çeşitli kesimlerinden insanlar var. Sekülerler, yani meseleye dinî açıdan bakmayanlar yanında dindarlar arasında da aynı kafada olanlar mevcut. Dindar olanlar sokak köpeklerinin de Allah’ın verdiği bir can taşıdığını ve bu canın hiç kimse tarafından ellerinden alınamayacağını söylüyor. Bunu yapmanın büyük bir günah teşkil edeceğini ve bir anlamda Allah’a karşı gelmek olacağını dile getiriyor.
Başıboş köpeklerden bulaşan sinsi hastalık 8,8 kat arttı! Kuduz gibi ölümcül
Hükûmetin gelen taleplere ve baskılara dayanamayarak sokak köpekleri problemini çözeceğini ilan etmesi ve bu konuda yasal düzenleme yaptırmak için harekete geçmesi üzerine koyulaşan ve bir kör kavgasına dönüşme potansiyeli taşıyan bu meselede hakikatler için nereye bakmamız gerekir? Konuyu ele almada bize ne rehberlik etmeli? Hisler mi, heyecanlar mı, alışkanlıklar mı, ön yargılar mı, çıkarlar mı?"
Bence meseleyi ahlâkî ve felsefî olarak da ele almakta fayda var. Daha doğrusu meseleye bakmanın ana yolu bu. Aksi takdirde, bir ilerleme kaydedemeyiz ve anlamlı, işe yarar, topluma yol gösterici bir sonuca ulaşamayız.
Yüzlerce kişinin canını hiçe saydılar! 'Kuduz' karantinasındaki mahallede saldırı anları
Sözde hayvan derneklerine karşı hukuk zaferi! İftira ve tehditlere pabuç bırakmadı
Editor : Şerif SENCER