Ülkemizde, ÖZETİ| özellikle de büyük şehirlerde trafik sorunu bulunuyor. Büyük ölçüde şehirlerin kalabalık olmasından doğan bu durum da doğal olarak hem yayaların hem de sürücülerin zaman kaybetmesine neden olabiliyor. Söz konusu şehirlerin yaşam temposunun da hızlı olduğunu düşünürsek bu oldukça ciddi bir sorun.
Araç trafiğinin sıkışıklığı bir yana, yayayken de araçları uzun süre beklemek zorunda kalmak can sıkıcı olabiliyor. İş bu noktaya geldiğinde artık karşıdan karşıya daha güvenli geçmemizi mümkün kılan yaya butonları karşımıza çıkıyor. Peki bunlar gerçekten işe yarıyor mu? Gelin en açık şekilde anlatalım.
Trafik ışıklarını kurmalı makineler gibi düşünmeyin, hepsi 7/24 aktif izleniyor:
Bu konuda İstanbul’a bir bakalım. Söz konusu şehrimizde İBB Trafik Kontrol Merkezi, trafiği 7/24 kontrol edip ışıklara müdahale edebiliyor. Bu ışıkların uzaktan kontrol edilebilmesi ve sistemli çalışmasına da sinyalizasyon deniyor. İstanbul genelinde 2000’den fazla sinyalizasyon sistemi bulunuyor.
Asfalt altındaki ve ışıkların üzerindeki algılayıcılar sayesinde de bunlar hem otomatik olarak trafik ışıklarının süresini ayarlayabiliyor hem de manuel olarak tek yerden kontrol edilebiliyor.
Yani trafik ışıklarının ardında düşündüğümüzden daha gelişmiş bir sistem var. Peki yaya butonlarının burada rolü ne?
Burada işler nerede olduğunuza göre, daha doğrusu bulunduğunuz yerde trafiğin genelde nasıl olduğuna göre değişiyor. Yine İstanbul üzerinden gidecek olursak, söz konusu şehirde hem yaya hem araç trafiğinin oldukça yoğun olduğunu biliyoruz. Cihazlar, ikisine de aynı anda geç sinyali veremeyeceği için birkaç faktör devreye sokuluyor.
Nedir bu faktörler?
Buralarda büyük ölçüde talebe göre ışıkların kim için yanacağı belli oluyor. Bunun dışında günün hangi saatinde olduğunuz, trafik yoğunluğu ve kaza durumu gibi faktörler de ele alınıyor. Sabah ve öğle saatlerinde araçlar buralarda yoğun olduğundan butonların, ışık süresini azaltma konusunda pek de işe yaramadığını görebilirsiniz.
Fakat aynı yere gece vakti giderseniz butonların daha işlevsel olduğunu fark edebilirsiniz. Sabah vakti çoğunlukla kavşağın hangi tarafında araç birikimi fazlaysa orayı rahatlatmak adına ışıklar ayarlanır. Eğer çok yoğunluk olursa da dediğimiz gibi yaya butonu işlevsiz kalabilir.
Bu pek anlık gelişmez:
Şehir içinde belirli kavşaklardaki yoğunluk, kaza gibi durumlar olmadığı sürece büyük ölçüde tahmin edilebiliyor. Bu sebeple de bu yerlerde kabaca bir trafik hacminin olduğu varsayılır. Ulaşım Yönetim Merkezinin (UYS) sitesinden aldığımız bilgilere göre şehirdeki kavşaklarda yer alan sabit süreli bu ışıklarda ortalama bir gün için, günün farklı saatlerinde kullanılan 6 farklı sinyal planı var.
Yani buraların trafik hacmi belli olduğu için yaya butonu, sabah saatlerinde istediğiniz işlevselliği göstermez.
Bu butonların olmasına rağmen araçlara hiç kırmızı ışığın yanmadığı yerler gördünüz mü?
Bu yerlerde yaya trafiği çok küçük düzeydedir. Bu sebeple de geçiş talebi pek olmaz, dolayısıyla da algoritma, araç trafiğinin akıcılığına öncelik verir. Fakat belirli bir düzeyde bu ışıklar kullanılırsa yaya talebinin olduğu anlaşılır ve o ışıklarda araçların durması sağlanır. Yani bu butonlar üzerinden belirli bölgelerde araç trafiğinin mi yoksa yaya trafiğinin mi yoğun olduğu algılanıyor, ardından talebe göre ikisinden birinin akıcılığına öncelik veriliyor.
Sonuç olarak da araçlar, geçmek isteyen yayalar olmamasına rağmen beklemek zorunda kalmıyor, sistem sadece yayalar butonu kullanırsa aktif oluyor.
Siz yine de kullanın ve cihazlardan çıkan sesten rahatsız olduğunuzda bunun engelli vatandaşlara kolaylık sağlamak için yapıldığını unutmayın:
Dediğimiz gibi söz konusu buton, yoğun bölgelerde o an karşıya geçmenizi sağlamasa da gelen farklı taleplerle birlikte yayalara da süre verilmesini sağlayacaktır. Yaya trafiğinin az olduğu kesimlerde araçlara neredeyse sürekli yeşil yandığından butona basmak zaten gerekli oluyor fakat yoğun kavşaklarda da butonu kullanmaktan zarar gelmez.
www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER