Saadet ÖZETİ| Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye ve Irak'ın kuzeyinde çeşitli hedeflere yönelik başlatılan Pençe-Kılıç harekatına ilişkin konuşan Karamollaoğlu, "Terörle mücadele operasyonlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’mize ve diğer tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum. Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum ki terör ve siyasi kazanç asla bir araya gelmeyecek iki mefhumdur. Terörle mücadeleden kazanç devşirmeye yönelik yaklaşımları özellikle önemsediğimizi ifade etmek istiyorum. Terör ve terörle mücadelenin ırkı, dini, mezhebi ve siyasi partisi olmaz. Meseleye böylece yaklaşmak gerekir. Bir bütün olarak, ülke olarak terörle mücadele edilmelidir. Bunu biz siyasi bir parti olarak bu mücadeleleri sürdürüyoruz. ‘Buradan da bir menfaat bekliyoruz’ anlayışı ülkemize de vatandaşlarımıza da kesinlikle zarar verir" dedi.
"MEHMETÇİKLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYIN"
Karamolaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Terör ve terörle mücadele üzerinden toplumumuzu kutuplaştırmak isteyenlere özellikle sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın. Bundan kesinlikle siz de fayda görmezsiniz, ülkemiz de. Hiç kimse patlayan bombalar, yitirilen canlar ve Mehmetçiklerimizin mücadelesi üzerine siyasi hesap yapmaya kalkmamalı. Biz benzer senaryoları defalarca tecrübe etmiş bir milletiz. Bunu da unutmamalıyız. Bugüne kadar ne teröre boyun eğdik ne de terör üzerinden siyaset yapanlara prim verdik biz. Herkes şunu bilmelidir ki devlet devlettir. Hükümet hükümettir, terör de terördür. Bunu söylerken neyi kastettiğimi ümit ediyorum ki, kardeşlerimiz biliyorlar ama hatırlatmakta da fayda var. Devlet hepimizin devletidir. Terör 85 milyon insanımızı hedef alıyor ve hep birlikte terörü lanetlemekle mükellefiz. Hükümet ise yanlışıyla doğrusuyla sandık önünde millete hesap vermek mecburiyetindedir. Terörle mücadele ise bir siyasi partinin değil, ülke ve millet olarak hepimizin mesuliyeti altındadır. Artık bu ayrımları herkes çok iyi idrak etmeli, sapla samanı kimse birbirine karıştırmamalıdır."
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefeti "gafiller" diye hedef almasına da yanıt veren Karamollaoğlu, "Büyük Ortadoğu Projesi nedir, neyi amaçlamaktadır? Hedeflerini, ortaklarını, politikalarını ve buna çanak tutanları anlamadan bugünkü gelişmelerde sağlıklı okumak mümkün değildir. Bizim bölgemizde Büyük Ortadoğu Projesi, her alanı etkileyen bir proje. Bu bölge yeniden tanzim edilmeye çalışılıyor. Sınırlar değiştirilecek, yeniden çizilecek haritalar bile çizilmiş. Onun için Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı olmak kadar büyük bir gaflet olmaz. Şu anda içinde yaşadığımız problemlerin tamamı neredeyse bu projeyle ilgilidir. İlk adım da bildiğiniz gibi bu projenin tatbikata konması yönündeki ilk adım da 2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a müdahale etmesi üzerine Türkiye’den destek istemesiyle başlamıştır. İskenderun’dan Irak’a kadar yol boyunca kilometreler arasında Amerikan askerlerinin barınmasını sağlayacak imkanlar hazırlandı. Konu Meclis’e getirildi. Meclis bu konuyu kabullenmedi. O zaman Sayın Cumhurbaşkanı henüz bakan bile değil. Siyasi yasağı olan bir kişiliğe sahipti ama Meclis'e itibar etmedi. Türk hava sahasını, havaalanlarımızı, deniz limanlarımızı Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın askeri güçlerine açtı. Gaflet burada başladı"
"ARTIK 'U DÖNÜŞÜ' DEMEK YETERSİZ"
Karamollaoğlu, Erdoğan'ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi ile el sıkışmasına ilişkin de şunları söyledi:
"Derdimiz o kadar büyük ki kime yakınalım? Kimden yardım isteyelim, bilemiyoruz. Merhum (Süleyman) Demirel ile özdeşleşen bir söz vardır. Derdi ki kendisi, ‘Dün dündür, bugün de bugündür’. Dün başka politikalar izlerdik. Bugün onun tam tersi politikalara döndük. Niye? Dün dündü, bugün de bugün. Maalesef Sayın Erdoğan’la birlikte dün ve bugün arasındaki makas, siyasette öyle açıldı ki hangi tarihi milat kabul edeceğiz, bilemiyoruz şu anda. Adeta bir saat önce ve bir saat sonra politikalarımız değişebiliyor. Böyle bir siyaset yapar hâle geldik. Hele de son gelişmelere baktığımız zaman aklımız başımızdan gidiyor. Artık ‘U dönüşü’ demek yetersiz kalıyor. Buna giderek damgasını vuran bir Sayın Cumhurbaşkanımız var. ‘Erdoğan dönüşü’ tabiri siyasi literatüre girdi bile. Ne zaman, nasıl, hangi istikamete döneceğimiz belli değil.
"BU GÄ°DÄ°ÅžAT YANLIÅž"
Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini belirten Karamollaoğlu, Bu atmosferde iktidarın attığı her adım, bizi endişeye sevk ediyor. Bu endişeleri giderecek adımları da atmak mecburiyetinde. Dün söylediklerinin bugün 180 derece zıddını gündeme getiriyorlar. Bu sefer övülme bekliyorlar. Bundan medet umuyorlar. Bu yanlış bir gidişat. Elbette geçmişte birtakım yanlışlar yapılmışsa bunları değiştirmek, iktidarların da görevidir ama her alanda yanlış yaptığınızı ifade edecek bir tavır içindeyseniz, sizin Türkiye’nin geleceğinde hiç etkiniz olmaması icap etti. Ekonomi, dış politika, sağlık, eğitim gibi konularda bu iktidar sınıfta kalmıştır. Ülkemizin problemlerini çözecek, birikime, politikalara sahip değildir. Ümit ediyorum ki milletimiz bu gerçeği görür. En azından bu sistemin değişmesi için üzerine düşeni yerine getirir" ifadelerini kullandı.
Editor : Åžerif SENCER