Sert ÖZETİ| kabukları altında yatan masum ve savunmasız görüntüleriyle kaplumbağalar, kimilerimiz için belkide en sevimli deniz canlısı olabilir. Oldukça yavaş olduğunu bildiğimiz kaplumbağaların aslında bilmediğiniz birçok özelliği var.
Kendilerine ait özel diyetinden tutun, bazı türlerin dinazorları bile gördüğü biliniyor. Bazı deniz kaplumbağalarının 100 milyon yıla aşkındır yaşamlarını sürdürdüğü bile biliniyor. Kısacası kaplumbağalar hakkında bilmediğiniz birçok şey olabilir. Bu yazımızda kaplumbağalar hakkında bilinmeyen veya az bilinen şeyleri derledik.
Kaplumbağalar hakkında bilinmeyen 11 şaşırtıcı gerçek
Kaplumbağalar ağlıyor
Kendilerine ait çeşitli diyetleri var
Deniz kaplumbağaları en asosyal hayvanlardan biri
350 den fazla türleri
Uzun yaÅŸarlar
Bin kilo bile olabilirler
Nefeslerini tutarlar
Sıcaklık kaplumbağanın cinsiyetini belirler
KaplumbaÄŸalar yumurtlar
Kaplumbağalar ışığı çok severler
Tosbağalar ile kaplumbağalar aynı değil, tosbağa kaplumbağanın bir türüdür
Kaplumbağalar ağlıyor
Bir deniz kaplumbağasını su dışında gözlemleme fırsatınız olduysa, gözlerinden yaşlar aktığını farketmişsinizdir. Birçok hayvan gibi deniz kaplumbağası canı yandığı için veya üzüldüğü için ağlamaz. Çoğunlukla vücudundaki fazla tuzu atmak için gözyaşlarını kullanıyorlar.
Kaplumbağaların gözyaşı bezleri gözlerinin arka tarafında bulunuyor. Aynı zamanda bu gözyaşları sevimli dostlarımızın gözlerini kumlardan koruyuyor. Su da göremesekte gözyaşlarını karaya çıktığında fark edebiliriz.
Kendilerine ait çeşitli diyetleri var
Kaplumbağalar yemek konusunda seçici diyebileceğimiz hayvan grubuna giriyor. Kaplumbağalar genele baktığımızda hepçil hayvanlar olarak biliniyor. Ancak bazı türlerin otobur olduğu da biliniyor.
Suda yaşayan hepçil kaplumbağalar, denizanası, kalamar, yumuşakçalar ve deniz otlarıyla besleniyorlar. Bunun yanı sıra karada yaşayan kaplumbağalar da yeşillik ağırlıklı, otlardan besleniyorlar.
Deniz kaplumbağaları en asosyal hayvanlardan biri
Kaplumbağalar sosyal hayatı pek de umursamazlar. Su dışında doğan yavrular suya ulaştıklarında genelde çiftleşene kadar yalnız kalmayı tercih ediyorlar.
Kaplumbağaların annelik besleme içgüdüleri bile neredeyse yoktur. Anne kaplumbağa yuvayı kamufle edip yavrularını korumaya özen gösterse de, bunun dışında annelik namına birşey yaptığı söylenemez. Hatta yuvayı yaptıktan sonra geri dönüp yavrular iyi mi diye bakmazlar bile.
350'den fazla türleri var
Hepsi görünüşte çok benzer olduÄŸundan tek bir tür altında olduÄŸu düşünülse de aslında kaplumbaÄŸalar birbirinden eÅŸsiz 350'den fazla farklı türe sahip.Â
Örnek vermek gerekirse; şahin gagalı, deri sırtlı, düz sırtlı, kırmızı kulaklı ve Afrika yan boyunlu kaplumbağalar olarak birkaç örnek verebiliriz. Genelde kaplumbağalar arası türleri belirleyen şey fiziksel özellikleri oluyor.
Bin kiloya bile çıkabilirler
Kaplumbağaların boyu 150 santim ile 2.30 metre arası gibi devasa boyutlarda olabiliyor. Aynı zamanda 30 kilodan 800-900 kiloya da çıkabiliyorlar. Deri sırtlı deniz kaplumbağaları yaşan en büyük kaplumbağa türü olarak biliniyor ve neredeyse 1000 kilo civarlarında olabiliyorlar ki bu boyut bir kaplumbağa için oldukça korkutucu.
Yaşamış en büyük kaplumbağa 100 milyon yıl önce yaşamış, 21 ft. yani tam tamına 6 buçuk metre boyutunda ölçülmüştür. Archelon denilen bu kaplumbağaların soyunun çok uzun zaman önce tükendiği biliniyor.
Nefeslerini tutarlar
Kaplumbağalar aslında sandığımız gibi solunmazlar ve solungaçları da yok. Bu canlılar 7-8 hatta daha uzun bir süre nefes tutma kabiliyetine sahipler ve bu onları oldukça eşsiz kılıyor. Suyun altında neredeyse her işini görebiliyorlar. Uyuyorlar, besleniyorlar, geziyorlar kısaca su altında bir balıktan farkı yok, tabii solungaçları olmaması dışında.
İnanılmaz nefes tutma kabiliyetlerine rağmen kaplumbağalar boğulabiliyor. Aslında bu kaplumbağalar için yaygın bir durum. Boğulmalar genellikle kaplumbağaların bir oltaya takılması veya hava almak için yukarı çıkamamalarından kaynaklanıyor. Bir oltaya takıldıklarında stresten daha fazla oksijen tüketme durumları da olabiliyor.
Sıcaklık kaplumbağanın cinsiyetini belirler
Çok ilginç gelse de kaplumbağaların cinsiyeti sıcaklıkla doğrudan bağlantılı, Erkek bir yavru için yuva sıcaklığının düşük dişi için ise sıcak olması gerekiyor ve sıcaklık dalgalanmalarında yavruların cinsiyeti karışık olabiliyor.
Küresel ısınma kaplumbağaların cinsiyetini büyük oranda etkiliyor son zamanlarda erkek kaplumbağa yavrusu sayısının oldukça düştüğü biliniyor. Bu da aslında kaplumbağaların soylarının pekte güvende olmadığına işaret olabiliyor.
Kaplumbağalar kuluçkaya yatarlar
Evet, kaplumbağalar yumurtluyor. Yavrularıyla aralarında bir anne yavru ilişkisi olmasa da anne kaplumbağalar yavru yumurtalarının güvende olmasına önem veriyor ve kuluçkaya yatıyor. Dişi deniz kaplumbağaları denizde çiftleşip yumurtlamak için karaya çıkarlar ve yavrular için sıcak güvenli bir yuva kurarlar.
Kara kaplumbağaları da bildiğimiz gibi karada çiftleşirler. Evet çiftleşirken garip sesler çıkardıkları doğru ama onun dışında yaralı veya hasta olmadığı sürece kaplumbağalar sessiz canlılar olarak biliniyor.
Kaplumbağalar ışığı çok severler
Kaplumbağalar da aynı sineklerin olduğu gibi fotatik canlılar olarak biliniyor. Daima denizde ışığa doğru yüzerler ve geceleri onlara eşlik eden ışık denize yansıyan ay ışığı olarak biliniyor. Karadan denize yürümek içinde ay ışıklarını birer rehber olarak kullanıyorlar.
Fakat bu özellikleri yine biz insanlar yüzünden onlar için çok ölümcül sonuç doğurabiliyor. Yapay ışıklar yüzünden kaplumbağaların akılları karışabiliyor ve yollarından sapabiliyorlar. Bu yüzden birçok sefer deniz kaplumbağaları, denizden kilometrelerce uzağa gidebiliyorlar.
Tosbağalar ile kaplumbağalar aynı değil, tosbağa kaplumbağanın bir türüdür
Aynı sanılsalar da tosbaÄŸa aslında deniz kaplumbaÄŸasının karada yaÅŸayan türü olarak biliniyor. Aralarında ki büyük ise kara kaplumbaÄŸalarının vücutları çoÄŸunlukla sert, kuru ve kara ÅŸartlarında hayatta kalacak ÅŸekilde evriliyor.Â
Deniz kaplumbağalarının da suda hızlı hareket edip uzun süre kalmasına yarayacak bir yapıda olduğu biliniyor, nefes kapasiteleri de değişiyor tabii ki.
Editor : Åžerif SENCER