TBMM ÖZETİ| Genel Kurulu’nda, bugün TBMM, Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay ve Yargıtay 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun teklifleri ve 2023 Yılı Bütçe Kanun teklifleri görüşülüyor.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican, TBMM bütçesi üzerine yaptığı konuşmasında; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirdi.
Andican, şöyle konuştu:
“Yürütme ile ilgili suç iddiasını yargıya götürebilmek, Anayasa’yı değiştirmek kadar zordur. Bu Anayasa 2017 yılında YSK’nin yasaya aykırı bir şekilde 2,5 milyon mühürsüz oyun kullanımına izin vermesi sonrasında kabul edilmiştir. Sayın Erdoğan o dönemde bence hiç yüzü kızarmadan, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ ifadesiyle yasa dışılığı tescil etmiştir. Böylece bu Anayasa ile partili Cumhurbaşkanına ve bakanına sözde anayasal denetim adı altında resmen anayasal koruma zırhı sağlanmıştır.
“MECLİS DENETİM GÖREVİNİ GERÇEKLEŞTİREMİYOR”
Bu gazi Meclis yürütmeyi denetim görevini gerçekleştiremiyor. Elleri kolları bağlanmış vaziyette gelişmeleri seyrediyor. Sarayda hazırlanmış ve getirilen yasa tasarılarını virgülüne bile dokunmadan onaylamak zorunda kalıyor. 2023 bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmesinde, Cumhurbaşkanı tarafından atanan sekreter konumundaki bakanlar seçilmiş milletvekillerinin sorularına ya hiç cevap vermiyor ya da dalga geçer gibi soruyla ilgisiz cevaplar verebiliyorlar. Hoşlarına gitmeyen soru sorulduğunda milletvekilleri ile kavga ederek, neredeyse küfür derecesine varan hakaretler edebiliyorlar. Çünkü bu bakanlar için halkın iradesini temsil eden bu yüce Meclis değil kendilerini oraya atayan tek seçici önemlidir. Bu bakanlara ‘Haddini bil, bu Meclis’in onuruna uygun konuş, aksi halde burayı terk et’ denilebiliyor. Bugün geldiğimiz noktada Meclis, bırakın bakanları yasal olarak kendisine hesap vermesi gereken bürokratlar tarafından bile kale alınmaz duruma gelmiştir.
“MECLİS’İN ELİNİ KOLUNU BAĞLADI”
Sıradan bir bürokrat kendisinden bilgileri Meclis’e veremeyeceğini açık bir şekilde ifade etmiştir. Meclis’i temsil eden komisyon başkanı ise maalesef ezilip büzülerek ‘Ne yapabilirim?’ demiş, durumu geçiştirmeye çalışmıştır. Komisyon başkanı çaresizdir, bu sekreter bakanlar ve bürokratlar bilmektedir ki Meclis’in bakanlık bütçesini veya o kurumun yıllık faaliyetlerini onaylayıp onaylamamasının hiçbir önemi yoktur. Çünkü bu sözde Türk tipi başkanlık sisteminde Meclis onaylamasa bile partili Cumhurbaşkanı’nın bütçesi yürürlüğe girecektir. Bu sözde Türk tipi başkanlık sistemi TBMM’yi bir kenara itmiş, elini ve kolunu bağlamış, işlevsiz bir hale getirmiştir.
“ALLAH AFFETSİN KANDIRILDIK” SÖZÜNÜ HATIRLATTI
Sayın Cumhurbaşkanı’nın millete hesap veremeyeceği konuları, Allah’a havale etme konusunda büyük bir becerisi var. Aynı menzile farklı yollardan gidiyoruz diyerek, devletin bütün kurumlarına yerleşmesine izin verdiği, destek olduğu ‘Hoca Efendi Örgütü’ kendisine saldırmaya başladığında, bir de paralel devlet oluştuğunu görmüş ve hatırlayacağınız üzere ‘Kandırıldık, Rabbim de milletim de bizi affetsin’ diyerek kendisini temize çıkarmaya çalışmıştı. Bu dönemde ilginç olan nokta, 4 bakanı ile ilgili rüşvet iddialarının da bu paralel devletin kumpası olduğunu söyleyerek, milleti inandırmaya çalışmıştı. Ama 2 yıl önce farklı bir şey oldu. Bu bakanlardan bir tanesi çıktı ve dedi ki ‘Tapelerin hepsi doğruydu. Ama bende para yakalanmadı, diğerlerinde yakalandı. Reis beni hırsızlarla bir çuvala koyarak fırlattı ve attı’. Bunu söyledi. Tabii bu bir çuval inciri berbat etti. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Bu bir kumpastı, rüşvet filan yoktu, para işi yoktu’ iddiasını berbat etti. Allah’ın Sayın Cumhurbaşkanı’nı affedip, affetmeyeceği, Allah’a hesap verip vermeyeceği bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren yapılan yolsuzluklar, rüşvet iddiaları karşısında millete hesap verilmesidir.
“YOLSUZLUKLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTEN CUMHURBAŞKANI VAR”
Bugün yürütmede kendi şirketinden bakanlığına mal alan, şirketine turizm alanları tahsis eden, kamu mallarını hastanelerine kullandıran, kamu arazilerine kardeş ve akrabalarına kapattıran bakanlar var. Bir bakan mafyadan 10 bin dolar aylık alan var diyerek, bütün TBMM’yi zan altında bırakıyor, soran yok. ‘Kim bu kardeşim’ diye. Sorması gereken Cumhurbaşkanı ama sormuyor. Cumhurbaşkanı’nın imzası ile atandığı kamu kurumlarında yolsuzluğa bulaşan bürokratlar var ve bunlarla ilişkileri sayesinde muazzam servet sahibi olan milletvekilleri var. Rüşvet olaylarına karıştıkları iddiaları ile bizzat Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınan kendi danışmanları var. Bazı küresel firmalar Türkiye’de bazı ihalelerle ilgili olarak kendi ülkelerinde yapılan sorgulamaları sonrasında bu ihaleler karşılığında hangi siyasetçilere, bürokratlara ne kadar rüşvet dağıttıklarını kalem kalem yazdılar. Uluslararası basında çıktı bunlar, Türkiye de bildirildi bunlar ama kimse bakmıyor. Bütün bu olaylar kendi sorumluluğu değilmiş, millete hesap vermesi gerekmiyormuş gibi seyirci kalan, yolsuzluk olaylarının üstünü örten bir Cumhurbaşkanı var.”
Editor : Şerif SENCER