İran’da ÖZETİ| Molla rejimine karşı gösteriler devam ederken Tahran, ölüm cezasına mahkûm edilen bir protestocuyu ilk kez idam etti.
İran Yargı Erki’ne bağlı Mizan Haber Ajansı’na göre, gösterilerin başladığı eylül ortasında başkent Tahran’daki mahkemece ölüm cezasına çarptırılan Muhsin Şikari, dün sabah idam edildi. Haberde, Şikari’nin “ateşsiz silah taşımak, yolu kapatmak, araçları durdurmak, güvenliği ihlal etmek, paramiliter Besic ile çatışma, bir güvenlik görevlisini yaralama, korku ve dehşet salma gibi eylemlerle Tanrı’ya karşı savaş açmak” suçlamasıyla 20 Kasım’da idama mahkûm edildiği ve Yüksek Mahkeme tarafından cezasının onaylandığı kaydedildi. Şikari, İran’da Mahsa Amini protestolarıyla bağlantılı idam edilen ilk gösterici oldu.
Öte yandan Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü, gösterilerde en az 458 kişinin öldürüldüğünü açıkladı.
İdamın, devam eden protestolara etkisini ve toplumdaki olası yansımasını İran uzmanı Arif Keskin Cumhuriyet’e değerlendirdi. Keskin, idam cezasının hukuki değil, siyasi olduğunu söyledi. Keskin, “Besic’e karşı kendini savunan bir gösterici nefsi müdafaada bulundu” dedi.
YENİLERİ GELECEK
Tahran’da bazı bürokratların göstericilere sert ve kanlı müdahalenin karşısında durduğunu söyleyen Keskin, dini lider Ali Hamaney’in idamdan iki gün önceki “Bazı iyileşmeyecek yaralar, kızgın demirle dağlanmalı” sözlerine atıf yaparak rejimin prostestoculara karşı sertleşeceğine ve diğer idamların da infaz edilmesinin beklendiğine işaret etti. Keskin halk tepkisinin, sonraki idamları durdurabileceğini de kaydetti.
YILDIRMA POLİTİKASI
Protestoculara ölüm cezası verilmesi ve uygulanması konusunda Tahran’ın temel motivasyonunun toplumu korkutarak sindirmek ve güç gösterisi yapmak olduğunu dile getiren Keskin, “Protestocuların ailelerini etkilemek istiyorlar, ‘Ciddi bedel ödeyeceksiniz’ mesajı ile yıldırma amacındalar” diye konuştu. Keskin, İran’daki despot rejimin iç ve hatta dış politikadaki mottosunun “Zafer korkutmaktır” sözü ile açıklanabileceğini ekledi.
İdamların, eylemcilerin “meşru gösterileri yayacaklarını ve prostestocular arasında öfke ve kini büyüteceği” değerlendirmesini yapan Keskin, “Bu, rejime karşı daha şiddetli direnişi savunanların pozisyonunu güçlendirecek bir hamle” ifadesini kullandı.
Editor : Şerif SENCER