Biz ÖZETİ| insanların ve hayvanların doğum sürecinde ayrıştığı pek çok nokta var. Bunlardan biri de verdiğimiz tepkiler.
Özellikle sezaryen değil de vajinal doğum deyince akla ilk gelen görüntü, çığlık çığlığa bağıran biridir. Ancak hayvanlarda böyle bir durum yok ve çeşitli biyolojik, evrimsel, davranışsal sebepleri var.
Anatomik farklılıklarımız, ilk sebep.
İnsanlar iki ayak üzerinde yürümeye adapte olacak şekilde evrimleştiklerinden pelvis kemikleri, dik duruşu destekleyecek şekilde gelişti. Bu da doğum kanalını dar bir forma soktu.
Ayrıca insan bebeklerinin kafası, beynin büyük olması nedeniyle diğer memelilere kıyasla daha büyük. Büyük kafa, durumu doğumu zor ve acılı hâle getiriyor.
Öte yandan hayvanların çoğunun doğum kanalı insanlara kıyasla daha geniş ve pelvisleri doğuma daha uygun. Yavrular da kanaldan daha kolay geçebilecek boyutta.
Acıya tepki verme mekanizmalarımız farklı.
İnsanlar olarak acıyı yoğun bir şekilde hissediyoruz ve bunu bağırma gibi tepkilerle ifade ediyoruz. Bu, acı tepkisi olduğu kadar sosyal bağlanmanın bir parçası olarak yardım istemeyle alakalı.
Hayvanlar ise doğum sırasında acı hissetse de sessiz kalıyor çünkü özellikle vahşi doğada avcılara karşı savunmasız olmaları gerek. Böylece hem annenin hem yavrularının hayatta kalma şansı artıyor.
İşte tüm bu sebepleri düşününce hayvanların sessiz sedasız bir doğum süreci geçirmesine çok da şaşırmamak gerek.
Kaynaklar: Slate, American Scientistİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Åžerif SENCER