Pensilvanya'da yaşayan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen öldü. Gülen'in ölüm haberini örgütün yayın organları bizzat duyurdu. Fethullah Gülen'in yeğeni Ebuseleme Gülen de kendisine ait sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile ölüm haberlerini doğruladı.
SuperHaber'de yer alan haberde, Türkiye'ye ihanet eden ABD ve CIA maşası Gülen'in ihanet dolu hayatı bir kez daha gözler önüne serildi.
1999'da ABD'ye yerleşerek gerçek niyetini gösterdi
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1999’da ABD’ye yerleşmesi, onun gerçek niyetlerini daha da görünür kılmıştı. Türkiye’deki devlet kurumlarına sızma çabaları, polis, yargı ve askeriyede etkili kadrolar oluşturarak, ülkesinin bağımsızlığına zarar vermek için stratejiler geliştirmeye başladı.
MİT kumpası ile hükümeti doğrudan hedef aldı
FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti devletini açıktan hedef aldığı ilk girişim 7 Şubat 2012'de MİT kumpası ile oldu. Dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ameliyata girmesini bekleyen örgüt üyelerinin planı ameliyatın gecikmesiyle altüst oldu.
MİT kumpası önlendi ancak FETÖ, hükümeti hedef almaktan geri durmadı. Bu kez terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla 17-25 Aralık kumpası geldi. Örgütün bu yargısal darbe girişimi alınan tedbirlerle engellendi.
Türkiye düşmanlığının en çarpıcı örneği: 15 Temmuz
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi, Gülen’in Türkiye düşmanlığının en çarpıcı örneği olarak tarihe geçti. Bu girişim, binlerce masum insanın hayatını tehlikeye atarak, ülkenin birlik ve beraberliğini hedef aldı.
Türkiye karşı kampanyalarda aktif rol aldı
Gülen, aynı zamanda uluslararası alanda Türkiye’ye karşı yürütülen kampanyalarda da aktif rol aldı. Eğitim kurumları ve medya aracılığıyla Türkiye’nin imajını zedelemeye yönelik çabalarını sürdürdü. Bu süreçte, ülkesi aleyhine oluşturduğu algılarla, düşmanca bir duruş sergiledi.
1970'lerde başlayan ihanet hareketi
Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturan teröristbaşı Fetullah Gülen, 1970’lerde başlattığı hareket ile devletin temek yapılarına sızmayı amaçlamıştı.
70’lerde başlayan isyan hareketi, zamanla eğitim kurumları ve medya aracılığıyla güçlenerek, toplumun çeşitli kesimlerine yayıldı.
15 Temmuz hain darbe girişimi
Ancak bu güç birikimi, özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle, Türk halkının ve devletinin kaderini doğrudan etkileyen bir ihanet halini aldı.
Terörist elebaşı Gülen, yıllarca süren stratejik planlarıyla, devletin kritik noktalarına yerleşti. Polis, yargı ve askeriye gibi alanlarda etkili kadrolar oluşturarak, ülkenin demokratik yapısını zayıflatmaya çalıştı.
Devlete bağlılık yerine kendi ideolojisini yaymaya çalıştı
Bu süreçte, kamu kurumlarını ele geçirmeyi hedefleyerek devlete bağlılık yerine kendi ideolojisini yaymayı amaçladı.
15 Temmuz hain darbe girişimi, Gülen’in bu sızma ve manipülasyon stratejisinin en çarpıcı örneğiydi.
Gülen'in maskesi 15 Temmuz'da çıktı...
Binlerce insanın hayatına mal olan bu girişim, Türk halkı tarafından güçlü bir direnişle püskürtüldü. Bu olay, Gülen'in gerçek yüzünü ortaya koydu; maskesinin arkasında, kendi çıkarları için toplumu ve devleti hiçe sayan bir liderin bulunduğu anlaşıldı.
Fetullah Gülen’in Türkiye’ye yaptığı ihanet, sadece bir kişinin değil, milyonların hayatını etkileyen bir trajedi olarak hafızalarda kalacaktır.
Türkiye'nin dönüm noktası
Bu süreç, ulusun birliğini ve direncini pekiştiren bir dönüm noktası oldu ve Türkiye, bu tür ihanetlere karşı daha güçlü ve uyanık olma kararlılığını ortaya koydu.
Amerikan ajanlıkları
Fetullah Gülen'in ihanet hareketinin ABD ve CIA ile bağlantısı da biliniyor.
Teröristbaşı Gülen, 1999 yılında ABD'ye yerleştikten sonra hareketinin uluslararası alanda daha da güçlenmesi için stratejiler geliştirmiştir.
Bu süreçte, Türkiye'deki bazı güç odaklarıyla ilişkiler kurarak, destek bulma çabalarını sürdürdü.
CIA maşası FETÖ elebaşı...
Gülen'in, CIA ve diğer Batılı istihbarat örgütleriyle iş birliği içinde olduğu ve onların maşası olarak 15 Temmuz darbe girişiminde bulunduğu biliniyor.
Bu iddialar, özellikle darbe girişiminin ardından Türkiye'nin uluslararası alanda yaptığı diplomatik açıklamalarla daha fazla dikkat çekmişti.
ABD, Gülen'i ısrarla iade etmedi
Türkiye, ABD'yi, Gülen’in iadesi konusunda isteksiz olmakla eleştirmiş ve bu durum, iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmiştir.
Bu karmaşık ilişki ağı, Türkiye'deki siyasi tartışmaların yanı sıra, uluslararası ilişkilerde de önemli bir boyut oluşturmuştur.
Kaynak: SuperHaber
Editor : Şerif SENCER