Kurbağalarla ÖZETİ| yapılan hamilelik testi, diğer adıyla Hogben testi bir kadının idrarının, dişi kurbağanın derisinin altına enjekte edilmesi ile yapılıyordu. Bu işlemden 12 veya 24 saat sonra kurbağa yumurtluyorsa sonuç pozitif anlamına geliyordu.
Yani kurbağalar, ilginç biçimde kadınların hamilelik müjdelerini veren HGG (insan koryonik gonadotropin) hormonunu algılayabiliyordu. Buraya kadar her şey tamam da peki bir kurbağanın hamilelik testinde işe yarayacağı nasıl ve ne şekilde keşfedildi?
Bu test, 1930'da İngiliz biyolog Lancelot Hogben tarafından icat edildi.
Afrika Peçeli kurbağası .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Biyolog, kendince hamilelik testi tasarlamak istiyordu ve bu testte denek olarak kullanabileceği hayvanlar üzerine araştırmalar yapıyordu. Bu esnada Hogben, Güney Afrika'da öğretmenlik yaparken, Xenopus kurbağalarının (Afrika peçeli) hormon değişikliklerine duyarlı olduklarını öğrendi. Ardından biyolog, 1937'de hayvan genetikçisi Francis Albert Eley Crew ile birlikte Güney Afrika'dan İngiltere'ye 1.500 Xenopus kurbağası getirtti.
İki yıl içinde kurbağaları hamilelik testi için kullanıp kullanamayacakları üzerine kafa yorup çeşitli çalışmalar yaptılar. Mesela bunlardan en dikkat çekeni, bir öküzün hipofiz bezinden (beyinde bulunan ve hormonların salınmasını kontrol eden yer) üretilen hormonları bu hayvanlara enjekte etmeleri oldu.
Kurbağanın derisine kadınların idrarları böyle enjekte ediliyordu .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Ardından kurbağanın yumurtlamaya başladığını gördüklerinde kafalarında bir ampul yandı ve bu işlemi kadınlarda da denemek istediler. Çünkü zaten hamile kadınların idrarlarının da hipofizde üretilen ve yumurtalıkların gelişimini etkileyen hormonları (buna HGG de dahil) içerdiği bilinen bir durum.
Lancelot Hogben .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Araştırmacılar, kadınlarda denediklerinde testin başarılı olduğunu gördü ve ardından bu testi tıp alanında nasıl yaygınlaştırabileceklerini düşündü. Zaten bu girişimin namı o dönemlerde acayip derecede yayılmış olduğu için farklı araştırmacılar da çok sayıdaki kurbağa üzerinde bu testi denedi.
Üstelik gerçekten de sonuçta oldukça ufak yanılma payları görülüyordu. Mesela örnek vermek gerekirse, bir keresinde 150 kurbağa üzerinde yapılan gebelik tespiti denemesinin, sadece 3'ünde hata oldu. Yani aslında kişi hamile olsa bile kurbağalar bunu test edememiş oldu desek daha doğru.
Peki bu testi kadınlar nasıl kullanıyorlardı?
1940'lı yıllarda bu test aktif olarak kullanılmaya başladığında, kadınlar direkt olarak şimdilerde olduğu gibi eczaneden bu testi elbette ki temin edemiyorlardı. Anca şöyle oluyordu: Diyelim siz bir doktorun hastasısınız. O doktor, bu testin yapıldığı laboratuvarlardan testi sipariş ediyordu ve sizi yanına çağırıp işlemi uyguluyordu.
Aslına bakarsanız, hamileliği ortaya çıkarmak için denek olarak kullanılan ilk hayvanlar, kurbağalar değildi.
Farelerle yapılan A-Z testine dair rahatsız edici temsili görsel #blur-img{ filter: blur(32px); -webkit-filter: blur(32px); cursor:pointer; } /* Position text in the middle of the page/image */ .blur-bg-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: bold; position: absolute; top: 50%; left: 50%; transform: translate(-50%, -50%); z-index: 2; width: 80%; padding: 20px !important; text-align: center; cursor:pointer; }
Mesela bu konudaki ilk girişim, 1927 yılında Alman bilim insanları Bernhard Zondek ve Selmar Aschheim tarafından “A-Z testi” ile yapıldı. Bu test, olgunlaşmamış dişi farelere birkaç gün boyunca hamile kadının idrarı enjekte edilerek gerçekleştiriliyordu.
Bundan sonra da ne yazık ki farelerin vücutları parçalanıp, yumurtalıklarının normalden daha büyük olup olmadığı kontrol ediliyordu. Diyelim ki hayvanın yumurtalığı büyük çıktı, o zaman kadının gebe olduğu anlaşılıyordu. Çünkü bu, bir farenin cinsel olgunluğa eriştiğini gösteriyordu ve bu durumun, hamileliği ortaya çıkaran bir done olduğu düşünülüyordu. Fakat gördüğünüz gibi, hayvanlara acı çektiren ve onları öldüren bir yöntemdi bu.
Daha sonra aynı yöntemi tavşanlara da deneniler. Ancak hayvanlara yapılan katliamda bir azalma olmadı. Düşünün, sırf bu test için her yıl 6.000 tavşan öldürülmüş oluyordu. İşte bu nedenle uzmanlar, kurbağaların bu tip deneyler için daha uygun olduğunu ifade ediyor. Mesela kurbağalar, yapılan bu tip tıbbi deneyler onları öldürmediği müddetçe laboratuvar ortamında 30 yıl bile yaşayabilen hayvanlardır. Yani bir hamilelik testi için bir kurbağa, defalarca kullanılabildiği ve bu test onu öldürmediği için tercih sebebiydi.
Modern hamilelik testleri ortaya çıkınca kurbağaların pabucu dama atıldı.
1960'lı yıllarda artık bir çubuğun üzerine idrar yapma yöntemi ile hamilelik sonucunu veren testlerin ortaya çıkışıyla birlikte kurbağa testleri artık yapılmamaya başladı. Hogben testinin böylece modası geçtiği için laboravutar ortamındaki kurbağalar vahşi doğaya salındı. Sonrasında bu hayvanların, yüzlerce canlı türünü yok eden chytridiomycosis adlı bir mantar hastalığının taşıyıcıları olduğundan şüphelenildi. Peçeli kurbağaların, iştahlı oldukları için önlerine gelen her şeyi yiyerek bu hastalığı kaptıkları düşünülse de bu iddialar kanıtlanamadı.
Aslında araştırmacılar, günümüzde bile dünya çapındaki birçok çalışmada kurbağaların denek olarak kullanıldıklarını ifade ediyor. Mesela kalp hastalıklarından, böbrek hastalıklarına kadar teşhisi zor durumlar için kurbağalar üzerinde çeşitli incelemeler yapılıyor.
Eben Kirksey .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Hatta Afrika peçeli kurbağalarıyla yapılan hamilelik testinin gerçekten doğru olup olmadığını merak eden antropolog ve performans sanatçısı Eben Kirksey, 2012 yılında ilginç bir deney yaptı. Kirksey, bir şekilde bu kurbağaları tedarik eden bir şirketten kurbağa satın alıp biri tüp bebek tedavisi gören, toplamda üç kadının gebe olup olmadığını Hogben testiyle ortaya çıkarmak istedi. Üstelik bunu Brooklyn'de herkesin gözü önünde yaptı.
Nasıl derseniz şöyle; uzman, hayvana kadınların idrarlarını enjekte etti ve 130 kişinin izlediği canlı yayında kurbağanın yumurtlamasını bekledi. İzleyenlerin hiçbiri kurbağanın yumurtladığını göremedi, sadece zaman geçince 1-2 kişi lekelenmeye benzeyen izler gördüklerini söyledi.
Bu işlemin ardından Kirksey kadınlardan, günümüzün hamilelik testini uygulamalarını istedi. Sonuç ise ilginçti çünkü hamilelik testlerinin üçü de negatifti. En nihayetinde Kirksey, bu kurbağa testinin gerçekten de işe yaradığını dile getirdi. Peki siz daha önce kurbağaların gebelik testi için kullanıldıklarını duymuş muydunuz, yoksa ilk defa bu yazımızda mı öğrendiniz? Görüşlerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Business Insider, The AtlanticGörsel Kaynakları: The Spinoff, Yahoo News Canada
Editor : Şerif SENCER