Artık ÖZETİ| cebimize bile girebilen bilgisayarların en başta oda büyüklüğünde olduğunu hepimiz hatırlarız. Bu kaba tasarımın üstüne gelen inovasyonlarla birlikte bilgisayar, bugün bildiğimiz hâline ulaştı. Fakat bu yolda bir sürü başarısız deneme, tarihin tozlu sayfalarına karıştı.
Bundan nasibini alan tek buluş da bilgisayar değil. Listemizde yer verdiğimiz bu tarz eski buluşların bazıları günümüzdeki hâllerine hiç benzemiyorken bazılarının günümüze ulaşamamış olmasına sevineceksiniz.
Şimdiki çim makinesi üreticileri şuna bi' baksın.
“Geleceğin Elektrikli Çim Biçme Makinesi” olarak 1957’de tanıtılan bu cihazda yok yok. 1,5 metre çapındaki plastik küre içerisinde hava yastıklı bir koltuk, farları çalıştırmak için kendi elektriğini üreten sistem, klima ve sıcak günlerde soğuk içecek içmek için soğutma sistemi bulunuyor. Bahçıvan olasınız geldi değil mi?
Günümüzdeki robotik cerrahilerin atasını bulduk.
Şimdilerde teknoloji bu kadar gelişmişken robotların ameliyat yapmasına güveniyoruz tamam da o dönemde robotun tıraş etmesine nasıl izin verdiniz de korkmadınız acaba?
Goodyear, tasarlarken ne düşündü acaba?
1961 yılında Goodyear’ın karanlıkta parlayan lastikleri, sokakları bir diskoya çevirmişe benziyor.
İlk bakışta elbise sanabilirsiniz ancak bunlar birer ahşap mayo.
Yüzmeyi çok daha kolay hâle getireceği düşünülerek yapılan ahşap mayolarla yüzmek nasıl olurdu bilmiyoruz ama suyun üzerinde çok uzun süre kalamayacağımız kesin.
İyi de tencereleri nereye koyacağız?
()
İlk bakışta buzdolabının iç tasarımı göze hoş ve mantıklı gelse de tencere gibi büyük eşyaları nereye koyacağımız düşündürüyor. Sanırız ki bu yüzden de videodaki buzdolabının devamı gelmedi.
Bebek arabasına gezici radyo desek daha mantıklı.
Bebeğin uyumasını veya sessiz durmasını sağlamak için bebek arabasına anten ve hoparlörün de olduğu bir radyo konulmuş. Yandaki annemiz onun yerine ninni söyleseydi daha iyiydi sanki.
Savaşa hazırlıklı bebek arabası
Mucitler, bebek arabaları üzerinde epey uğraş vermiş. 1938’de İngiliz bir firma tarafından üretilen bu bebek arabasının, savaş çıkması hâlinde gaz emniyeti bulunuyor. Artık bebekler içerisinde nasıl rahat edip nefes alıyordu orasını bilemeyiz.
Piyano, yatağınıza geldi.
1935’li yıllarda Büyük Britanya’da çekilen fotoğrafta özellikle yatak istirahati olan kişiler için özel olarak tasarlanmış piyanoyu görüyorsunuz. Piyano aşkı sorgulanamaz.
Güzel olacağım diye eziyete gerek var mıydı?
Eskiden de kadınlar kuaförlerde uzun saatler geçiriyordu ama fotoğrafa bakınca sebebi daha başka duruyor. Tam olarak saçın nasıl çıkacağını bilemedik ama kadının keyfi yerinde gözüküyor.
Bu kitap okuma gözlüğü neden günümüze gelmedi ki?
1936’da icat edilen Hamblin gözlüğü, yatakta kitap okumak için özel olarak tasarlanmış. Düşünsenize uzanıyorsunuz ve mekanizmadaki aynalar sayesinde yazılar gözünüzün önünde. Belki biraz göz yorucu olabilir ama bizce bu icat geliştirilmeliydi.
Bir maske, daha ne kadar korkunç olabilir ki?
Günümüzün maskelerine bakınca “İyi ki” dedirtecek bu maske tasarımı 1920’lerde güneşlenirken yüzlerinin yanmamasını isteyen kadınlar tarafından kullanılıyordu.
Fareler bunu yer mi?
1963’te Japonya’da üretilen kedi miyavlama cihazı, gözleri parlayan bir şekilde dakikada on kez miyavlıyordu. Amaç da makine ile fareleri korkutmak.
Üşüyen insanların beğeneceği tasarım.
1932 yılında Amerika’da trafik polisleri elektrikle ısıtılan yelekleri giyiyorlardı. Isınmak için gerekli güç ise sokaktaki elektrik kontaklarından sağlanıyordu. Çarpılmamış olmalarını umut ediyoruz.
Film izlemek o kadar kolay değil.
Günümüzde her şey gibi projektörler de otomatik ancak 1929 yılında film izlemek için bu döner tabla kullanılıyormuş.
Anne, “Tepeme çıktınız.” dese haklı.
Herkese ayrı ayrı bisiklet almak istemeyen ailelerin tek bisiklette buluşmasının fotoğrafı. Dört konumlu bisiklet sayesinde aile, tek bir bütün olarak seyahat edebiliyor, üstüne bir de anne dikiş dikiyor.
Hem karada hem suda giden bisiklet.
Amfibi bisikleti olarak isimlendirilen bu tasarım hem suda hem karada gidebiliyordu. Fonksiyonelliğe bakın hele. Bisiklet ayrıca 120 litreye yakın yük taşıyabiliyordu.
Yayalar öne gelsin.
1924’te Paris sokaklarında çekilen fotoğrafta, yayalar için kürekli araba görüyorsunuz. Tasarımın amacı ise yayalar arasındaki ölüm oranını azaltmakmış.
Portatif köprü ile istediğiniz yere geçiyorsunuz.
Hem taşınabilir hem uzatılabilir köprü, acil durum köprüsü olarak üretilmiş. 10 kişiyi taşıdığına bakılınca da epey dayanıklı gözüküyor.
Dünyanın ilk kablosuz gazetesi. Hey gidi be, nereden nereye!
1938’de bu gazete ilk defa New York City’deki WOR radyo istasyonundan gönderiliyor. Fotoğrafta gördüğünüz çocuklar ise Missouri gazetesinin çocuk sayfasını incelemekle meşguller.
Kar yağınca bunu bi' düşünelim.
Kar fırtınalarına karşı plastikten yapılmış maskeye bakınca “İnsan, başını da bir şeyle kapatır.” demekten kendini alamıyor.
Biraz fazla mı zorlamışsınız sanki?
Tetiği çektiğinizde otomatik fotoğraf çeken bir tabanca kamerası. Fotoğraflara bakınca güzel nişan almışlar ama kameranın konulduğu şey biraz uçuk olmuş.
Alırım oradan bi' fıs güneş losyonu.
1949’da Chicago’da yaşayanlar güneş losyonu istediği zaman cihazların yanına gidiyordu. Sadece bir kuruşa 30 saniyelik püskürtme ile de sürünüyorlardı.
Sütyen iddiaları ta eskiden başlamış.
Görmüş olduğunuz titreşimli sütyen tasarımı, 1971’de “20. Uluslararası Buluşlar Gösterisi”nde bir model tarafından denenmiş. Sütyenin, titreşim ile memeleri geliştirip güçlendirdiği iddia edilmiş. Kaç kadın aldı acaba?
Bu sütyen oldukça gerekli gibi duruyor.
Plastik sert sütyen, II. Dünya Savaşı sırasında kadın fabrika işçilerini korumak için yapılmış.
Azıcık beklesek de soğurdu.
Kaynar sıcak çorbayı soğutmak için tasarlanmış çorba soğutma kaşıklarını hangi akıl icat etti ki?
Delilik!
Arka tekerleğe 12 roket takan ve bisikletin roketlerle gitmesini hayal eden kişi, Almanyalı bir mühendis. Fotoğraf çekildikten sonra da beklenen oluyor ve birkaç dakika içinde bisiklet patlıyor. Neyse ki mühendis, kazayı ucuz atlatmış.
Abartan abartana
Görmüş olduğunuz ahşap kask, kullanan kişinin elindeki göreve odaklanmasını sağlıyormuş. Kask, gürültüyü yüzde 95’e kadar azaltırken gözetleme deliğinden bakan kişi, etrafındaki hareketleri görmediği için rahatsız olmuyormuş.
Ama çok mantıklı değil mi?
Bizce bu da günümüze kadar gelmeliydi. Düşünsenize hem güneşleniyorsunuz hem keyfini sürerek kitap okuyorsunuz. Oldukça konforlu gözüküyor.
Sizin en beğendiğiniz ve en saçma bulduğunuz hangisi? Yorumlarınızı merakla bekliyoruz.
Eskiyi yâd edebileceğiniz diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER