Belediyeden emekli, 3 çocuk, 3 torun sahibi Celal Açıkgöz 13 yıl önce Ekim ayında kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik, günde en az 15 kez büyük tuvalete çıkma gibi şikayetler ile Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Hastanesi’ne başvurdu. Açıkgöz’e pankreas kanseri tanısı koyuldu. Açıkgöz ameliyat önerilince Ankara’ya gitti. Ancak tümörün operasyona uygun olmadığının saptanması üzerine Açıkgöz ameliyat masasından kalktı, derdine farklı çareler aramaya başladı.
Hastanın 2010 yılında kendisine başvurduğunu belirten İzmir Kent Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mir Ali Purbager, “Renkli ultrason eşliğinde damarlar korunarak kitleye kapalı olarak ablasyon tedavisi uygulandı.
Pankreas kanserinin sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte obezite, sigara ve alkol kullanımı, yağlı yemekler, az sebze ve meyve tüketimi, diabet, kronik pankreatit, mide ameliyatı ve aile öyküsü gibi faktörlerin rolünün olduğu düşünülmektedir. Pankreas kanseri sinsi bir hastalık olup tanı anında hastaların yüzde 52’sinde yaygın hastalık, yüzde 26’sında bölgesel yayılım mevcut olup hastaların ancak yüzde 15-20’sinde kitle cerrahi olarak çıkarılabilir aşamadadır.
Genellikle ameliyat şansı olmuyor
Pankreas kanserinin bir yıllık genel sağ kalım oranı yüzde 26, beş yıllık ise yüzde 6’dır. Pankreas kanserinde kitle damarları sarmadıysa ve metastaz yoksa ilk tedavi seçeneği Whipple (pankreas başı, bu bölgeye yakın safra yolları ve 12 parmak bağırsağı tümörlerinde uygulanan) ameliyatıdır. Ancak hastalık sinsi ilerlediğinden genellikle tanı aşamasında ameliyat şansını yitirmektedir” ifadelerini kullandı.
Doktor hastaya uygulanan tedaviyi anlattı
Ameliyat şansını yitiren hastalarda girişimsel işlemler, kemoterapi ve radyoterapi ile yaşam süresini uzatmanın söz konusu olabildiğini kaydeden Doç. Dr. Purbager, şöyle dedi: Pankreasın anatomik konumu nedeniyle ana damarlarla çok yakın ilişkisi mevcuttur. Ayrıca karın boşluğunun arkasında yer aldığından komşuluğundaki organlardan bu organa ve tümöre ulaşmak zordur. Girişimsel işlemler büyük bir tecrübe gerektirmektedir. Hastamıza 2009 yılında pankreas kanseri tanısı koyulmuş, başka bir merkezde ameliyata alınmıştır. Ancak ameliyat esnasında kitlenin damarlara yapıştığı anlaşılarak biyopsi alındıktan sonra kitle çıkarılmadan ameliyat sonlandırılmıştır.
Hastamız 2010 yılında bize başvurduğunda kitlenin 5 santimetre çapında, çevre organlara ve damarlara yapışık olduğu görüldü. Bunun üzerine açık cerrahi yapmadan kapalı olarak renkli ultrasonla damarlar korunarak kitleye mikrodalga ablasyon (yakma) tedavisi uygulandı. Komplikasyonsuz olarak tamamlanan işlemden 1 gün sonra hasta taburcu edildi. Aralıklı olarak hasta kontrolleri yapıldı.
Doktor vurguladı: İlk tedavi yöntemi cerrahi
2 yıl sonra kitlede hafif boyutsal artış izlenince tekrar kapalı yöntemle etanol ablasyon tedavisi uygulandı. 2022 yılına kadar stabil olarak seyreden kitlede 1 cm boyut artışı saptanınca 3. kez etanol ablasyon uygulandı. Bu yöntemlerde amaç tümörün büyümesinin durdurulması, engellenmesidir. Bu 12 yıl süre zarfında hasta aktif olarak yaşamını sürdürüyor, mesleği olan çiftçiliği, arıcılığı yapıyor. Burada vurgulanması gereken bir nokta pankreas kanseri tanısı alan hastalarda cerrahi şansı varsa ilk tedavi yönteminin cerrahi olduğunun bilinmesidir.
"Şu an tümör stabil 6 santim, gerekirse tekrar uygulanabilir"
Ablasyon tedavisi sadece cerrahi şansı olmayan hastalara uygulanmaktadır ki hastamız Celal Açıkgöz de böyle bir hastaydı. Radyolojik girişimsel yöntem uyguladığımız hastamız 13 yıldır pankreas kanseriyle normal hayatını yaşıyor. Şu an tümör stabil, 6 cm. takip edilecek, gerekirse tekrar ablasyon uygulanabilir"
8 ay ömür biçildi 13 yıldır yaşıyor
Öte yandan ameliyat olmadığı takdirde kendisine 8 ay ömür biçildiğini belirten Açıkgöz, “Ama tümörün durumundan dolayı doktorlar ameliyat da edemeyince benim için yolun sonu geliyordu. Çare ararken Doç. Dr. Mir Ali Purbager’in uyguladığı ameliyatsız yöntemi öğrendim. Uyguladığı yöntem sayesinde hayatıma kanser yokmuş gibi devam ediyorum. En fazla 8 ay yaşayacağımı düşünürken 13 yılı geride bıraktım. İnanılır gibi değil. İşimin başındayım, çiftçilik, arıcılık yapıyorum. Doktoruma ne kadar teşekkür etsem az. Yere göğe sığdıramıyorum. Hem dilinden hem elinden bana şifa oldu” dedi.
Editor : Şerif SENCER