T.C. ÖZETİ| Tarım ve Orman Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde iki ayrı liste açıkladı. “Sağlığı tehlikeye düşürecek gıdalar” ve “taklit ve tağşiş yapılan gıdalar” başlıkları altında firmaların, markaların, ürünlerin isimleri yayınlandı. Ancak ifşa edilen ürünlerin satış grafiklerinde önemli bir düşüş olmadığı görülüyor. Uzmanlar, tüketicinin alışveriş yapmadan önce mutlaka bu listeleri incelemesi gerektiğini söylüyor. Peki listeleri okurken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi, Gıda Mühendisi Dr. Merve Yavuz Düzgün, “2022 yılından beri gıdadaki uygunsuzluklar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Listelerin tekrar paylaşılmaya başlanması ve anlık olarak paylaşılacağının bildirilmesi kamu sağlığı için olumlu. Ancak vatandaşların da risklerin farkında olarak, bunları yakından takip etmesi ve bu ürünleri almaması gerekir.” dedi.
Devlet denetliyor, ifşa ediyor. Ama bu ürünler hâlâ satılıyor. Peki tüketici ne yapmalı?
Sağlığa zararlı ürünlerin listesi (https://guvenilirgida.tarimorman.gov.tr/gkd) aracılığı ile ifşa edildi. Dr. Öğretim Üyesi Merve Yavuz Düzgün, tüketicinin bilinçlenmesi, gıda okuryazarlığının artması için yapılması gerekenleri anlattı. Gıdalarla ilgili uzun yıllardır medyada büyük bir bilgi kirliliği oluştuğuna dikkat çeken Dr. Merve Yavuz Düzgün, “Örneğin E kodlu gıda katkı maddelerinin; Birleşmiş Milletler bünyesinde Gıda Katkı Maddeleri Üzerine Çalışan Ortak Uzmanlar Komitesi (JECFA) tarafından kullanım limitleri belirlenmiş ve bu limitler dahilinde kullanıldığında herhangi bir sağlık problemi oluşturmayan, gıdalarda kaliteyi ve güvenliği sağlayan bileşikler iken tüketicinin dikkati E kodlu gıda katkı maddeleri üzerine çekildi. Halbuki gıdalarımızdaki asıl problemler ifşa listelerindeki gibi uygunsuzluklar, yüksek zirai ilaç (pestisit) seviyesi, mikotoksin (küf toksini) varlığı ve patojen mikroorganizma varlığı. Tüketicilere bu konularda net ve aydınlatıcı bilgiler sunulması toplum sağlığı açısından önemli” dedi. Dr. Merve Yavuz Düzgün, bununla beraber küçük işletmelerdeki üretime başlanmadan önce ve özellikle zirai ilaçlar ve mikotoksin sorunları için tarlada denetimin de yaygınlaştırılmasını önerdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ve FAO (Dünya Gıda ve Tarım Örgütü) işbirliği ile 2022-2028 yılını kapsayan gıda okuryazarlığına dair eylem planının uygulanması, genç neslin daha bilinçli tüketici olması yolunda olumlu bir adım. Dr. Merve Yavuz Düzgün’e göre, bu eylem planında da belirtildiği üzere, medya ve sosyal paylaşım ağlarındaki aktivitelere, bu konuda büyük pay düşüyor. “Tüketiciler, gıdaları seçerken bakanlığın yayınladığı listeleri kontrol etmeli. Aynı web sitesi aracılığı ile şüphe duydukları takviye edici gıdalar için “Takviye Edici Gıda Onayı”nı (https://ggbs.tarim.gov.tr/cis/servlet/StartCISPage?PAGEURL=/FSIS/ggbs.takviyeGidaSorgu.html&POPUPTITLE=AnaMenu) sorgulaması yapılmalı. Yine şüpheli işletmelerin (https://guvenilirgida.tarimorman.gov.tr/isletme/QRKodOlustur) kayıtlarını da sorgulatmalarını tavsiye ederim” şeklinde konuştu.
Neler tespit edildi, zararları ne?
Dr. Öğretim Üyesi Merve Yavuz Düzgün, ürünlerde ne gibi zararlı maddelerin tespit edildiğini ve bunların insan sağlığı üzerindeki etkilerini açıkladı:
Sağlığı tehlikeye düşürecek gıdalar listesinde, bazı bitkisel macunlarda, ginsengli şekerlemeler veya içeceklerde, enerji içeceklerinde, zayıflatma çaylarında, kollajen içeren takviye edici gıdalarda ilaç etken maddesi tespit edildi.
Sumak, pul kırmızı biber, tatlı biber gibi baharatta, bitkisel yağlarda gıdada kullanılmasına izin verilmeyen boya tespiti yapıldı.
Süt ürünlerinde natamisin tespit edildi.
Et ve et ürünlerinde tek tırnaklı eti veya domuz eti tespit edildi.
Alkollü içkilerde gıdada kullanımına izin verilmeyen alkol veya hacmen alkol düşüklüğü tespitleri yer aldı.
Dr. Merve Yavuz Düzgün, taklit ve tağşiş listesinde ise çeşitli baharat ürünlerinde yabancı madde tespiti, kırmızı et ürünlerinde kanatlı eti veya sakatat tespiti, zeytinyağlarına tohum yağları karıştırılması, baklavada ay çekirdeği tespiti, domates salçasında ve çayda gıda boyası tespiti, tereyağında bitkisel yağ tespiti, eritme peynirlerinde veya kaşarda, nişasta veya bitkisel yağ tespiti gibi uygunsuzluklar görüldüğünün altını çizdi.
“Takviye edici gıdalara eklenen Sildenafil görme bozukluğunu, zayıflatma çaylarına eklenen Sibutramin ise kardiyovasküler rahatsızlıkları tetikleyebilir”
Dr. Merve Yavuz Düzgün, belirtilen etkiyi yaratmak için zayıflatıcı etki iddiası taşıyan içeceklere eklenen Sibutramin, cinsel gücü artırıcı etki ile piyasaya sürülen takviye edici gıdalara (macunlara) eklenen Sildenafil veya Tadalafil gibi ilaç etken maddelerinin ciddi yan ekileri olduğunu vurguladı. Düzgün, “Sildenafil aslında günlük üst sınırı (100 µg) belirlenmiş, doktor kontrolünde ve bu sınırlar dahilinde kullanıldığında güvenli bir ilaç. Ancak raporlanan ciddi yan etkileri görme kaybı, işitme kaybı, antihipertansif etki, nitratlarla alındığında ölüm riskine yol açma şeklinde sıralanabilir.” dedi. “Sibutramine ise, kan basıncı ve nabzın yükselmesi, böbrek hasarı, karaciğer hasarı ve yine ölüme yol açma gibi ciddi yan etkiler içeriyor.” dedi. Tüketicilerin sağlıklı olduğu düşüncesiyle bitkisel olarak sunulan bu ürünlere yönelmesi ve bu etken maddelere kontrolsüz şekilde maruz kalmalarının sağlık açısından önemli riskler içerdiği uyarısını yaptı.
“Baharatlarda uygunsuz kullanılan gıda boyaları, doğumsal anomali ve kanserojenik risk taşıyor”
Bir başka uygunsuzluk, boyar maddeler konusunda. Dr. Merve Yavuz Düzgün, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre baharat ve bitkisel yağlarda gıda boyası kullanılmasına izin verilmediğini söyledi. Bu boyar maddelerle düşük kaliteli kırmızı biberlerin veya bitkisel yağların kırmızı veya turuncu rengi güçlendirilerek tüketiciyi aldatma yoluna gidildiğini hatırlattı. Altınbaş Üniversitesinden Dr. Merve Yavuz Düzgün, “Baharat ürünlerinde Sudan I, Sudan II, Sudan para red, Sudan IV adlı boyalara rastlandığı daha önce de raporlandı. Bitkisel yağlar da bu grup boyalarla tağşiş edilebiliyor. Bu boyalar sentetik boya grubuna dahil azo boyalardır. Bazı azo boyaları limitlere uyularak gıdalarda kullanılabilmektedir. Ancak ismi geçen bu boyaların tüm gıdalar için kullanımı yasaktır. Bu boyalar insan vücudunda genotoksik, kanserojenik etki gösteren, doğumsal anomaliye neden olan bileşiklerdir.” açıklamasını yaptı.
Et ve Süt ürünlerine dikkat
Dr. Düzgün en çok tüketilen et ve süt ürünlerindeki problere de dikkat çekti. Süt ürünlerinde kullanıldığı görünen natamisin, gıdalarda küf ve maya gelişimini önleyen bir gıda katkı maddesi. Düzgün’e göre, bu madde E235 kodu ile Türk Gıda Kodeksi Yönetmelik eklerinde yer alıyor ve kullanım limitleri ayrıntılı olarak belirtilerek kurutulmuş kürlenmiş sosis ve kabuklu peynirde yüzey uygulamasına izin veriliyor. Düzgün ancak yoğurt, yumuşak peynir gibi ürünlerde de kullanımının yasak olduğunu vurgulayarak, “Natamisinin günlük 0.3 mg/kg vücut ağırlığından daha yüksek seviyelerde alınması alerjik ve sindirim sisteminde rahatsızlıklara yol açabiliyor.” bilgilerini aktardı.
Et ürünlerinde uygunsuzluklara gelince; at, eşek, domuz gibi hayvanlar tek tırnaklılar olarak adlandırıldığını hatırlatan Düzgün, bu tip etlerin maliyeti düşürmek için et ürünlerine karıştırılabildiği açıklanan liste ile tekrar görüldüğünü belirtti. Bu hayvanların ülkemizde gıda tüketimi için yetiştirilmediğinden ve denetlenmediğinden insan sağlığı açısından risk oluşturabildiğini kaydetti.
“Metil alkol maruziyeti, görme kaybı ve santral sinir sistemi baskılamasına yol açar”
Düzgün, özellikle yeme içme yerlerindeki alkollü içeceklerde gıdalarda kullanımına izin verilmeyen alkol tespiti de listede yer aldığını söyledi. Türk Gıda Kodeksi Alkollü İçkiler Tebliği’ne göre farklı içkiler için metil alkol limitleri belirlendiğini ifade etti. Yüksek seviyede metil alkol maruziyetinin, metabolik asidoz, görme kaybı, santral sinir sistemi baskılanması gibi problemlere yol açtığını ve ölüm riski taşıdığını hatırlattı. Dr. Merve Yavuz Düzgün, limit değerler üstünde tespit edilen pestisit (zirai ilaç), küf toksini ve patojen mikroorganizma barındıran ürün guplarının da listelere eklenmesinin ve bununla beraber 2022’den bu yana uygunsuzlukların tespit edilme tarihinin de paylaşılmasının tüketiciyi daha iyi aydınlatacağı vurgusunu yaptı.
Editor : Şerif SENCER