Türkiye’yi ÖZETİ| sarsan depremlerin ardından bir yanda eşsiz bir dayanışma ve yardımlaşma örneği yaşanırken diğer tarafta fırsatçılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Malatya, Adıyaman ve Hatay’ın köylerine giderek hayvanlarına bakamayacak durumdaki besicilerin hayvanlarını yok pahasına almak isteyen fırsatçı tüccarlardan sonra şimdi de emlak fırsatçılarından şikayetler gelmeye başladı.
Bölgenin 3-4 ay sonrasında yeniden inşasına başlanması öngörülürken, bazı fırsatçıların özellikle kamulaştırma öncesinde arsa gibi gayrimenkulleri ‘yok pahasına’ almak istediği belirlendi.
GÖLCÜK DEPREMİNDE DE ORTAYA ÇIKTILAR
Uzmanlar, travma sürecinde sağlıklı karar verilmesinin zor olduğuna dikkat çekerek, bu dönemde özellikle gayrimenkul alım-satım kararı verilmemesi uyarısında bulunuyor. Depremin yarattığı psikolojik etkiden dolayı insanların ortamdan uzaklaşmak isteyerek mülklerini elden çıkarabildiğini belirten Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) ve İTO Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan, bu noktada da fırsatçıların devreye girip çok ucuz fiyatlar verdiğini belirtti.
“Bunun örneklerini Gölcük depremi sonrasında Avcılar’da, Kadıköy’de, Tuzla’da yaşadık. Mülkler ‘yok pahasına’ satıldı” diyen Akdoğan, şu anda bölgede münferit yaşanan bu durumun zamanla büyük alım gruplarına dönüşebileceği uyarısı yapıyor. Afetler sonrasında insanların panikle hareket ettiği için bu dönemlerde fırsatçıların ortaya çıktığını vurgulayan Emlak ve Yatırım Danışmanı Mert Başaran da gayrimenkulleri değerinin çok altında fiyatlarla almaya çalışan grupların olacağını söyledi.
Başaran, bölgeden “mülkümü satmalı mıyım” tarzında telefonlar aldığını da ekledi. Başaran, “Bu dönemlerde önce dedikodu çıkarılır, sonra fırsatçılar bu mülkleri çok ucuza alır. Aradan 6 ay, 1 yıl geçince de ucuza kapattıkları bu evleri, mülkleri çok ciddi paralara satarlar” diye konuştu. Mert Başaran, 1999 Marmara depremi sonrasında benzer durumun Avcılar, Yeşilköy gibi bölgelerde yaşandığına işaret etti. Yaraların sarılmasıyla bölgede konut talebinin artacağını ifade eden Başaran, şunları söyledi: “Yeniden inşa ile birlikte birçok yer kamulaştırılacak. Dolayısıyla bölge insanının mülkünü fırsatçılara kaptırmaması gerekiyor.” Bu dönemde mülk satışı kararı vermenin doğru olmayacağını dile getiren Hakan Akdoğan, “Böyle dönemlerde bekleyip sağlıklı bir analiz yaptıktan sonra alım-satım kararı vermek en doğrusu” dedi.
FIRSATÇILAR ÖNCE KİRALIKLARDA BAŞLADI
Bölgeden ilk etapta kiralık konutlar konusunda çok şikayetler gelmeye başladığını kaydeden Akdoğan, özellikle Mersin, Antalya gibi civar illerde kiraların 2-3 kat arttığına işaret etti. Akdoğan, şöyle devam etti: “Millet büyük sorunlarla uğraşırken günün sonunda fırsatçılar, kötü niyetliler çıkıp ranta dönüştürme peşinde koşuyor.”
KARAR VERMEK İÇİN BEKLEYİN
Türkiye Psikiyatri Derneği Bilişsel Davranışçı Terapi Çalışma Grubu Koordinatörü Psikiyatrist Doç. Dr. Çağdaş Öykü Meriç: “Deprem büyük acılara neden oldu. Kaçınılmaz bir şekilde ruhsal travmalar ve yaralar da bu afete eşlik etti, etmeye devam edecek. Bu büyük zorluk ve acıların ruhsal etkileri de maalesef kötü niyetli kişiler için fırsatlar, deprem mağdurları içinse riskler barındırıyor. Mağdurlar, depremi hatırlatan, sıkıntı veren anılar, düşünceler ya da duygulardan kaçınmaya ya da bunlardan uzak durmaya çabalar. Bu nedenle bu duyguları tekrar yaşamamak için, bunları hatırlatan anımsatıcılardan uzak durmaya çalışırlar.
Bu uzak durma çabası nedeniyle uzun yıllar boyunca emek vererek elde ettikleri ya da sahip oldukları işyerleri, arazileri, makinelerini elden çıkarma, kurtulma isteği hissetmeleri ruhsal travmanın beklenen etkilerindendir. Öncelikle yapmamız gereken travmanın böyle etkilerinin olabileceğinin farkında olmaktır. Yani travma ruhsal ve bedensel acı ve ızdırapla bizleri olayın gerçekleştiği yerlerden kaçınmaya doğru itme eğilimde olacaktır. Bu da kararları yanlı bir şekilde almamamıza yani sonradan pişman olunabilecek kararlar almaya neden olabilir. O nedenle özellikle ilk 1-2 ay, eğer ruhsal rahatsızlık belirtileri devam ediyorsa toparlanana kadar ciddi kararları ertelemek faydalı olacaktır.”
Editor : Şerif SENCER