İlk ÖZETİ| yaptıklarında şaşırdık ama “Canım iklim krizine dikkat çektiler, böylece konuşulmuş oldu” denildi. “Zaten tablonun önünde koruma camı varmış, zarar da verilmemiş” diye savunanlar çıktı. Bugün hoş görürsünüz yarın yakmaya kalkarlar, bu işin tadı kaçtı. Şimdi her gün bir vandallık, barbarlık haberiyle karşılaşıyoruz: dünyanın en ünlü müzelerinin bu kadar korunaksız olması da şaşırtıcı? Son olarak Lahey’de, Mauritshuis Müzesi’nde sergilenen Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in başyapıtlarından biri olan “İnci Küpeli Kız” tablosuna bir aktivist diyemeyeceğim artık, barbar, kafasını yapıştırmış! Kısa zamanda müdahale edilerek tutuklanmış.
Bundan önce de Almanya’daki “Letzte Generation” isimli çevreci gruptan iki kişi, Postsdam şehrindeki Barberini Müzesi’nde sergilenen Fransız ressam Claude Monet’in “Saman Yığınları” tablosuna patates püresi fırlattı.
ÖNLEMLER SIKLAŞACAK
Bir başka vandallık da Londra’da “Just Stop Oil” topluluğu üyelerinden geldi. Van Gogh’un Ulusal Galeri’de sergilenen “Sunflowers” ayçicekleri tablosuna domates çorbası fırlattılar. İngiltere hükümetinin tüm yeni petrol ve gaz projelerini durdurması için yapılan eylemin ardından aktivistler tutuklandı. Müze ve galeri yetkililerinin önlemlerini sıklaştırması, sadece gezginlerin işini zorlaştıracak. Bunlara yapılacak en iyi önlem ise hoşgörü değil, kamuoyunun tepki göstermesi olmalı diye düşünüyorum. Sanata zarar vermek, iyi niyetle de olsa, bir eylem biçimi olamaz!
Editor : Şerif SENCER