Uykusuz ÖZETİ| gecelerden sonra çocuk bakımı, eğitim masraflarının yanı sıra kira, kredi ve sağlık gibi ödemeler, ailelerimizin bizimle daha fazla zaman geçirmek istemesi ya da hayatlarımıza hâlâ karışma istekleri, para kazanmak için daha fazla çalışmak, evliliklerdeki sorunlardan sadece birkaçı.
Evlilik kurumunun son 100 yılda değişmesinin, evlenme yaşının artmasının, evlilik öncesi hazırlık maksadıyla birlikte yaşamanın yaygınlaşmasının yanı sıra çokça gördüğümüz bir gerçek daha var, boşanmak.
İçeriğimizi boşanmış bir kişi olarak da okuyor olabilirsiniz ya da boşanma evresinde kendinize çıkış yolu da arıyor olabilirsiniz. Tüm bunlar olmasa bile bazı mutsuzlukların sebebini de merak ediyor olabilirsiniz. Her ne şekilde okuyor olursanız olun, evlilikte boğulma teorisinde bir şeyler bulacaksınız.
Maslow Dağı’na tırmanırken nefesimiz kesilmeye başlıyor.
Evlilikte boğulma teorisi ile Maslow teorisi birleştiriliyor. Maslow’un ihtiyaçlar listesine baktığımızda aslında sadece kişilik gelişimi değil evliliklerin evrimleşmesini de görüyoruz. Kurumsal dönem olarak adlandırılan 1776 ila 1850 yılları arasındaki evliliklerin temeli, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanması üzerine kuruluydu.
1850-1965 yılları arasındaki arkadaşlık döneminde ise insanların birçoğu kentsel alanlara taşınıyordu ve evliliğin temel amacı, aşk ve romantizm ihtiyaçlarının karşılanmasıydı. Bu dönem ve günümüzdeki evliliklerinin adı ise kendini ifade etme dönemi oldu.
1960 ve 1970’lerdeki karşı kültür devrimi ile kişinin özgün benliğini keşfetmesi daha da ortaya çıktı. Bu da evliliğin amacını; kendini ifade etme, özerklik, öz saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşılamaya döndü.
Editor : Şerif SENCER